23-Geçmişe Yolculuk

9.3K 743 77
                                    



Ocak ayına gelindiğinde Kraliçe Elizabeth'in taç giyme törenine katılmak için Jordan da İngiltere'nin diğer önemli soyluları gibi Elizabeth Tudor'a sadakatini göstermek adına saraya gitmişti. Tüm ısrarlarına rağmen Katherine'i de beraberinde götürmeye onu ikna edememişti, çünkü Katherine, sakin hayatlarından Meredith'le birlikte onun dönüşünü beklemeyi saray oyunlarına tercih edecek kadar memnundu. Soyluların dünyası, ona göre değildi. Bu yüzden Kraliçe'nin taç giyme töreninin gerçekleştiği, tüm İngiltere'de coşkuyla kutlanan 15 Ocak sabahı, Berkeley Kalesi'nin ihtişamlı salonunda Emily, Meredith ve dizlerinin dibinde uyuklayan kedisiyle birlikte kahvaltı sonrasında kitap okuyordu. Uşağın getirdiği mektupsa kendisine inşa ettiği küçük, güvenli dünyasında büyük bir çatlak oluşturdu.

Bugüne dek Stafford'dan hiçbir zaman iyi bir haber gelmemişti. Çocukluğunun ve genç kızlığının küçük bir kısmını orada geçirmiş olsa da ruhunda tedavisi mümkün olmayan yaralar açılmıştı. Wright aile armasını görmek bile canının sıkılması için yeterliydi. Robert, önce annesinin sonraysa onun hayatını mahvetmişti. Anlaşılan şimdi de aynı kader, Jane ve Edward'ı bekliyordu. Katherine, Robert'tan nefret ettiği kadar Jane'i seviyordu. Ayrıca Edward, yaşayan tek kardeşiydi. Bu yüzden Jane'in kaleme aldığı satırları okuduğunda memnuniyetsizlikle yüzünü buruşturdu.

Robert'ın yine kumar borcu olduğunu, hatta bu konuda Jordan'dan tekrar yardım istediğini biliyordu. Ona bu yüzden zaten birkaç defa yardım etmişlerdi, ama daha fazlasına Katherine, izin veremezdi artık. Ayrıca düğün gününde ettiği yemini unutmamıştı. Robert Wright'ın bu evlilikten kazanç sağlamasını istemiyordu. Katherine, yaşadığı sürece o adama daha fazla iyilik yapmamak konusunda kararlıydı. Jane, bugüne dek bir kere bile yaşadıklarından şikâyet etmemiş, Robert hakkında olumsuz düşünceleri varsa bile fikirlerini kendisine saklamaya özen göstermişti. Bunu bildiği için Katherine, mektubu okuduğunda çok şaşırmıştı. Robert'ın kumar borcuna başarısız ticari atılımları eklenmişti. Maddi sıkıntıları, hayatlarını olumsuz yönde etkiliyordu ve başarısızlık, Robert kadar hırslı bir adamı tamamen hırçınlaştırmıştı. Zaten her zaman hataları için başkalarını suçlamış, başarısızlıklarının sebebini çevresindekilerde aramış bir adamdı. Jane, özellikle Edward için endişeli olduğunu yazmıştı. Katherine de kardeşine kalacak miras ve aile ismi için Jane'inkine benzer korkuları kalbinde hissederek tedirginlikle ayağa kalktı. Mektubun bazı yerlerinde dağılan mürekkep, Jane'in gözyaşlarını tutamadığını gösteriyordu. Robert, eskiden ona yaptığı gibi Edward'a ve Jane'e de zarar veriyor olabilir miydi?

Bu durumda düşüncesinden bile nefret etse de yapılması gereken belliydi. Katherine, sevdikleri için Stafford cehennemine dönmek zorundaydı, hem de en kısa zamanda, çünkü Jane'in mektubuna göre Robert,bir süre evde olmayacaktı. Katherine'in babasıyla karşılaşmadan Jane ve Edward'ı görüp mevcut sorun için bir çözüm üretmesi gerekiyordu.

***

Gloucester Düşesi, yıllar sonra himayesindeki hizmetkârlarıyla birlikte at arabasında doğduğu topraklara giderken aynı zamanda geçmişe yolculuk ediyordu. Zihni onu isteği dışında tatsız anılara sürüklüyordu. Aradan geçen yıllara rağmen annesinin acısı, nasıl kalbinde ilk günkü şiddetini koruyabiliyordu? Yüzünü bile hatırlamıyordu, sesinin neye benzediği konusunda fikri yoktu, ama yine de onu özlüyordu. Hatırlamak için kendisini her zorladığında aklına öldüğü gün geliyordu, yani unutmak istediği asıl gün... Sonrasında Robert, Katherine'i Samuel'la nişanlandırmasaydı onu nasıl bir hayat bekleyecekti? Zavallı Sam, Mary ve diğerleri... Sanki doğduğu günden beri yaşadığı her şey, onu Jordan'a sürüklemişti. Elini karnına götürerek gözyaşlarının akmasına izin verdi. Sadece bir bebek istemişti, Jordan'a vârisler doğurması gerektiğinin farkındaydı ve o, sevdiği adama oğullar vermenin hayalini kurmuştu. Kader, onları ne için bir araya getirmişti? Daha çok gözyaşı için mi? Katherine, kocasını çok seviyordu, aksi zaten mümkün değildi. Sahip olduğu tek aile, Jordan'dı. Meredith bile onun kızıydı. Bir arabanın içinde ilk kez bilinmeyene yolculuk ettiği gün, ürkek bakışlarını perdenin ardına saklayarak gördüğü o yabancı; kaderi, geleceği olmuştu. Çevresindekilerin onun için inşa ettiği altın kafese Jordan Wilson'la beraber hapsolmuştu ve hiç tatmadığı, varlığından bile haberdar olmadığı duyguların esiri olmuştu.

Kafesteki Cennet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin