Günaydın, gittim ben..

160 17 2
                                    

Sahile gelmiştik, denizin dalgaları kıyıya vuruyordu. Denize attığım her taş bir ses çıkarıyor ve hızlıca yayılıyordu. Bu ana kadar hiçbir şey konuşmamıştım. Derin bir nefes aldım ve oturduğum yerden kalktım. "Hadi Selin gidiyoruz."
"Pardon da nereye gidiyoruz hiçbir şey konuşmadın?"
"Sen evine, ben evime." diyip vakit kaybetmeden arkamı döndüm hızlıca yürümeye başladım. Yoldan geçen bir taksiyi durdurup Selinden kaçarcasına ayrıldım ordan. Aslında Selinden kaçmamıştım, söyleyeceklerinden, soracaklarından, kalbimdeki yaradan kaçmıştım. Çünkü yaramı kaşıyıp tekrar kanatmaya niyetim de cesaretim de yoktu.
Eve geldim annemle babam mutfakta masayı hazırlıyorlardı. Abim henüz gelmemişti anlaşılan. Eve girer girmez, "Selam, ben tokum yemek yemiycem, dinlenmek istiyorum, rahatsız etmeyin." diyerek konuşmalarına fırsat vermeden odama çıktım. Arkamdan seslenişlerine aldırış etmedim. Kapıyı kilitledim. Duşa girdim ve epeyce bir ağladım. Duştan çıktığımda gözlerim kıpkırmızıydı ama çok ciddi kararlar almıştım. Pijamalarımı giydim, kendime çeki düzen verdim ve aynanın karşısına geçip kendime "bu hayat benim ve ben bu hayatı yaşamadan ölmiycem" diye söz verdim. Kalem kağıt aldım çalışma masama oturdum. İçimden geçen her ne varsa yazacaktım. Arka fonda da Yalın şunları söylüyordu:
"Besbelli uzun zamandır aynayı kendine döndürmüyorsun
Yitirilenler apaçık ortada sen hala yüzüme gülümsüyorsun
Aşk içinde misafir olmaz
Ya yalnız sen ve ben
İki gönül arasına üç saklanmaz
Ya yalnızlık ve ben
Ya o ya ben
Ağlaya ağlaya senden vazgeçiyorum
Yasaklandın
Hep saklandığın bu kalpten kovuldun sen
Isınıp uyumayı unut
Sarılıp ağlamayı da
Günaydın gittim ben"
Şarkı eşliğinde kalemimi hareket ettirmeye başladım.
***    ***    ***
Güzel, çirkin bür sürü şey yaşadık. Senin yüzünden ne kadar ağladıysam ama bir o kadar da senin sayende güldüm. Düşündüm de aslında ne kadar da bencillik ettiğimi farkettim. Ben seni seviyorum diye sen de beni sev istedim. Oysa tek dileğim birlikte mutlu olabilmekti. Bir ömrü seninle tüketebilmekti.. Ama herkes herkesi sevemiyormuş. Oysa sende sever gibiydin sevdiğim, bana öyle derdin, gerçekten hisseder miydin tüm kalbinle yoksa ağzından çıkan iki kelimeden oluşan bir cümle miydi sadece? Her neyse sevdiğim. Artık neyse ne. Bak ben bu soruya cevaplar aramaktan vazgeçtim. Sayemizde gülerken teşekkürü borç bilmezken birbirimize, birbirimizin yüzünden ağlayışımız için özür isteyen bencil kişilere dönüştürmüş bizi hayat. Yada biz böyle olmayı seçmişiz. Hata etmişiz. Her başlayan şeyin bir sonu vardır mutlaka, ya güzel biter ya kötü biter. Ama biter işte sonuçta. Bizde böyle bitmeyi seçmişiz ne yapalım. Bu saatten sonra göz yaşı dökmek bizi geri getirmicek. Sen o yolu seçtin kendine. Git sevdiğim.. Çünkü kalbim bunu kaldıramayacak kadar yoruldu.
Sen gidiyorsun ve ben yazıyorum.. Senin gidişin bana neler yazdırıyor adam.
Biz akreple yelkovandık seninle. Akrep yelkovanı kovalamaktan vazgeçti artık anlıyor musun?  Bu gece çıkarıyorum seni kalbimden.. Aklımdan, benliğimden atıyorum seni. Kovuyorum hayallerimden, ağaçlar, gökyüzü ve toprak uyurken..
Senden önce ben neredeydim? Ben kendimi unuttum, benliğimi unuttum. Sen geldin ben yok oldum, gözbebeğin olma ümidiyle gözlerinde doğdum. Şimdi gidiyorsun ben yine yok oluyorum, doğduğum yerde öldürüyorum kendimi adam. Biliyorum sen soluğu onun yanında aldığın zaman ben burada soluksuz kalacağım.
Arkanda bıraktığın sadece ben değilim, kocaman bir aşk. Bunu bil de öyle git sevdiğim. Şimdi bu yarayı onunla saracaksın işte o zaman sadece mikrop kapacaksın adam. Giden sensin ama terkedenin ben olduğumu anladığın vakit gittiğin yollara küfredeceksin.

EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin