...

28 3 0
                                    

Otobüs kapının önünde durduğunda müzik bittiği için dans ederek inen olmadı. Eve gelmenin verdiği huzurla rahatladım. İlk önce mutfağa girip nelerin eksik olduğuna baktım. Gece çok uzun olamazdı sonuçta hastaneden yeni çıkmış biriyim ki zaten pek üniteyle uğraşasım yok. Şarkıyı açar olanları izlerdim. Saatlerce süren hazırlığı tamamladım. Zamanın hızlı geçmesi iyi olmuştu. Tam artık oturup bekleme faslına geçmiştik ki kapı çaldı. Kapıyı açtığımda kimse yoktu. Çok ilginç oturduğum bölgedeki çocuklar genelde bilgisayar,telefon yada konsol başında birleşir konuşurdu. Kapının şaka için çalınması imkansızdı. Etrafa bakıp seslendim.
-"Kimsiniz?" Bir kaç kez tekrarlayıp içeri girdim. İçimde huzursuzluk yer etmeye ve her saniye yayılmaya başladı. İçeride Kerem'den başka eksik yoktu. Ama onun dışında bi tek Yekta yoktu... Ellerimle yüzümü sıvadım. Artık aklıma gelmemeli. Sanki korkunç bi rüyadan uyanıp geri uyumamak için direniyodum. Tekrar görmek istemediğim bir kabus... Bu benzetme ona uygun oldu. Anılar kafamda tura çıktığında hızla silkinip kendimi toplamaya çalıştım. Yukarı bakarak gözüme dolan yaşları geri gönderdim. Başarılı olsamda boğazımda burukluğun izleri kaldı. Yanlarına döndüğümde Emir
-"Kimmiş?"
+"Bilmem kimse yoktu. " şimdi neden sinirlendiğini anlamasamda uzatıcak durumda değildim. İkili koltukta oturan Emir'in yanına geçtiğimde onun grubu Jay-z Ft Kanye :Run this twon şarkısını açmışlardı. Sağ köşeye oturup arkama yaslanınca Emir kucağıma yattı. Bu yeni bişey değildi her fırsatta yapardı zaten. Sol kolumu boğazına koyup çıkmaya yüz tutmuş sakallarıyla sağ parmak uclarımlada saçlarıyla uğraştım. Kedi gibi sevdikçe gözlerini kıstı. Sıkılıp oynamayı bırakınca
-"Yapsana hoşuma gidiyo. " dedi. Gülümseyerek oynamaya devam ettim. Ayaklarım uyuşmaya başladı. Toplanırken Yekta gözümün önüne geldi. Sanki kucağımda yatıyodu. Elini boynuma koyunca gözlerim yavaşça kapanmaya başladı, beni öpmesi için dua eder hale geldim. Dudaklarımız tam birbirine değicekken gözlerimden akan yaşlar onu çok şaşırttı. Elini boynumdan çekip doğrulurken hemen kalkıp diğerlerinin şaşkın bakışlarıyla banyoya kaçtım. Emir peşimden gelip kapıyı çaldı. Ses vermedim. Hıçkırıklarımı duysun istemedim.

Aptal be! Nasıl olurda Emir'i o sanabilirim? Kapı çalışları gittikçe sertleşirken Kerem geldi. Emir kapıyı şiddetle yumruklarken
-"Aç şu kapıyı yoksa kırıcam! " diye bağırması hıçkırıklarımın duyulmasını engelledi. Neden bu kadar takıyorumki,her zamanki salaklığım...Yüzümü kapatan ellerim nefes alışımı zorlaştırırken umudum ölebilmek... Ama her hıçkırık sonrası nefes alışım bir umut... İki yol var ama ikiside birbirinden karanlık ve öyle çıkmaz ki... Emir içeri dalınca ne yapıcağımı bilemedim. Ayağa mı kalksam yoksa umursamadan ağlamaya devam mı etsem?İçimdeki o ses "Üşengeç,yorgunca ayağa kalk, burnunu çek,gözlerini sil..."diyince baskın geldi. Emir'in yüzünden düşen bin parça kalbime saplandı. Bileğimden tutup beni çekerek salona götürdü. Neler olup bitiyo bilmiyorum. Diğerleride peşimizdeydi. Beni ön koltuğa sertçe itti. Arka cebinden çıkarttığı cdyi bilgisayara taktı. Herkes içerde olacakları beklerken yanım bomboştu. Video aynıydı işte o gün dans edenler ama genelde ben vardım. Neden yaptı şimdi bunu Yekta daha çok aklıma gelsin diye mi? Göz yaşlarımı bir türlü durduramıyorum sanki tüm dünya suya gömülüyor... Damla düşmeden yeni bir tane daha inmeye başlıyor. Video sandığımdan daha uzundu geri kalanında kamera ona dönmüştü hatasız dansını yapıyordu. Bir kısmında kalp atışlarını görselleştirince kamera bana döndü. Ekran ikiye bölündü bir tarafta o bir tarafta ben birbirimize karşı gülümsüyorduk. Her neyse video böyle devam ederken. Nefes nefese kamera karşısında
-" Bu sözler tüm hayatımı derinden etkileyen bir cadıya... İlk tanışmamızı hatırlıyosun biliyorum. Boyunun yetmediği yerler için bir merdiven getirmiştin ve bi şekilde banada lazım olmuştu...(ağzının arasından) Yada ben öyle samanı istemiştim.(o asi yandan gülüşü) Kulaklığın yüzünden beni duymayınca merdiveni sallayıp dengeni bozmuştum. Ahahah! Ve işte kollarımdaydın. Böylesine bir aşka tutulacağımı bilemezdim. Şimdi kulaklarını iyi aç ve beni dinle...BEN SANA AŞIĞIM! "Bunu bağırarak söylemişti. Bittiğinde perde simsiyah kaldı ve tam önünde durdu. Ne diyeceğimi  bilmiyorum. Kaçmalıydım belkide hayatımda bir kez olsun kaçmalıydım. Gitmek için ayağa kalktım bileğimden tutup beni kendine çekti.
-"Söylemen gereken bir şey yok mu? "İtip kurtulmaya çalıştım ama daha sıkı sarıldı.
+"Bana bunu yapma."Fısıldamamı yok sayarak
-"Öp beni!"
+"Emir..." diye mırıldandım.
-"Lütfen bir kez olsun... Alya anla artık kör kütük aşığım gör. Bir kez olsun..." bakışları dudağıma kaydı git gide yaklaştı ve yaklaştı. İster istemez benim bakışlarımda dudaklarındaydı. Yaklaştıkça başımı döndürüyordu. Etraftakilerin şaşkın tepkileri olmasa hayatta kendime gelemezdim. Dudaklarımızın arasında milim kalmışken kollarından kurtuldum. Evde saklanamazdım, artık motorumda yoktu ne yapacaktım? Önemli olan şimdi kendimi burdan kurtarmaktı. Binadan çıkıp biraz koştum. Karşıdaki binalardan birinin bahçesine karışıp olacakları izledim. Arkamdan eskisinden daha sinirli şekilde Emir çıktı. Grup arabasına yaklaşınca sağlam bir tekmeyle bağırışları mahallede eko yaparken onu ilk kez ağlarken görmüştüm. Nasıl olur böyle bir şey? İlk tanıştığımızda tamam hoşlanmıştım. Sevgililik aşamasına kadar gelmiştik belki ama olmamıştı biz birbirimize saygı duyup sonsuza kadar yakın arkadaş kalacaktık. Ortada söz falan olmasada öyleydi.Atlatmam yıllarımı alırken neredeydi?

Bir kaç tekme ve yumruktan sonra grup arabaya binip giderken Emir kulaklığını taktı ve karşısına taksi çıkana kadar burnunu çekerek yürüdü. Göz yaşlarını siliyor! Ah bu nasıl bir acı! Ben ne kadar olmaması gereksede Yekta'nın boşluğundayım, bir o kadarda nefret ediyordum ama hala canımı yakabiliyor işte. Ama Emir bu ona nasıl kıyabilirim? Ama o an onu orda öpemezdim hele ki bir kaç dakika önce Yekta'yı düşünürken yanlışlıkla öpmeye yeltensemde yapamam! Benim için bu kadar uğraşmış bir adamı bir hiç uğruna üzdüm kendimi asla affetmeyeceğim. Hastaneden yeni çıktım, yorgunum ,sözümde duramadım, onun canını yaktım. Arka cebimdeki telefon titredi. Açıp mesaja baktım.
-"Şimdi neden kimseyi istemediğimi anladın mı? Neden tek tabanca olduğumu... Her seviş bir kaybediş. Seni ikinci kayıp edişim. İlkinde ortalıktan kayıp olmuştun kendini eve kitlemiştin ve ben evini bilmiyordum. Şimdi ne yapacaksın? Benden bu sefer nasıl kaçıcaksın? Kodumun herifi seni bu hale getirdi, kullandı attı ama sen ondan sakın vazgeçme! Ama bu adamda senden vazgeçmeyecek. Nereye gidersen git seni bulucam. Yada boşversene kimin umrunda,değil mi? Peşimde koşan bir sürü kız var... Dimi Alya? Peşinden gelmicem artık. Ben beni bu hale getiren kızın peşinden koşamam... Elveda. " olduğum yere çöküp haykırışlarımla kaldım. Neden her seferinde ben? Ne cevap verebilirim? Tüm kelimeler kifayetsiz, anlamını yitirdi sanki. Oturduğum yerden kalkıp eve döndüm kızlar hala evdeydi. Hiçbir şey söylemeden odama daldım. Ne alaka bilmiyorum ama graffitinin meydandaki gibi içini dışa vurmasını istedim. Orada ne yaptığını görmek...

  Bina sallanınca yerimden sıçradım. Deprem! Deprem oluyor... Graffiti olduğu gibi dururken kenarları çatlamaya başladı. Graffiti kabarıp bir santim kadar dışarı çıktı. Neler oluyor? Sarsıntı durunca düştüğüm yerden kalktım. Şimdi ne olacaktı? Dans ederek girilen bir duvardı ,peki ya şimdi? Duvarın kabaran kısmına bir tekme savurdum. Ah.. ayağım! Kendimi yatağa bırakıp bir şeyler olmasını bekledim. Birden kapı açılınca hemen doğruldum. Aslı
-"Sen ne yaptığını sanıyosun? Bugün olanlar hakkında bişey  söyle! "
+"Bugün olanları gördün işte ne yapabilirdim ki? "
-"Emir seni seviyor. Bir kaç ay önce hoşlandığını söyleyip durmuyo muydun? " senelerdir arkasından ağladığım adam...
+"Hoşlanıyordum evet ama biz artık arkadaşız Aslı. O söylediğin Yekta'dan önceydi. " Sıkkın şekilde nefesini dışarı bırakırken duvarı gördü.
-"Burda neler oldu! Bu duvar..." sorular ve sorular...
+"Deprem oldu hissetmediniz mi?"
-"Ne depremi? Öyle bişey olmadı."
+"Hayır oldu hemde şiddetliydi. Hissetmemen mümkün değil. "
-"Şakayı kes. "
+"Şaka yapmıyorum...Hey şunu gördün mü? Kenarları boş. Geç karşımdan çek bakalım. "
+"Şeb! Hemen gel! "Sekerek bir uca ben geçtim. Yavaşça çekmeye başladık. Çektikçe geliyordu. Gittikçe korkmaya başlamıştım. Şebnem kapıya gelince azında tuttuğu havuç yere düştü.
/"Buda ne? "
-"Soru sorma Mehmet'i yada Tayfun'u ara. " cebinden çıkarıp bir kaç tuşa bastı.
+"Hemen buraya gelsinler.Ama bi taraftan olanları anlat. Hatta hopörlere alda bizde duyalım. "
/"Tamam. "
...
."Efendim?"
/"Hemen bize gelmeniz lazım. "
."Hey sorun ne? "
/"Alya'nın odasındaki graffiti öne çıkmış,etrafı kırılmış ve çektikçe geliyor... Ne yapmalıyız? "
."Olduğu gibi kalsın odadan çıkın, kitleyin kapıyıda biz hemen geliyoruz. "
/"Tamam acele edin. " duvarı çekmeyi bırakıp kapıyı kitledik. Salona gidip hiç bişey söylemeden bekledik.
...
Beğenmeden geçme!
...

Sokak HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin