Süpriz

17 4 0
                                    

     (Medyada çaldığı şarkı var. )
Bu sefer o kadar kalabalık değildik. [Sean garnier ultimation videosundaki müzik]'i çaldım. Şarkı başladı... Kerem elindeki tacı kafama yan koyduğunda devam ettim. Ayağı kalkıp yerimde zıpladım. Şarkı bitene kadar tacı düşürmemeye çalışarak devam ettim böyle. Hayatımın en güzel doğum günüydü ama ben herşeye rağmen bir eksiklik hissediyorum! Acaba nerde, ne yapıyor? Acaba onu düşünmemi hakediyo mu? Yada beni düşünüyo mu? Boşver Alya... 'Düşünse doğum gününde seni tek bırakmazdı kızım! 'Diye tersledim kendimi. Evet işte bu tamda benim. Bir kaç saat böyle geçti hatta bir ara ben çalmaya devam ederken futbolcular freestyle kapıştılar sahnede... Neyse işte tadını çıkaramadan geçmişti herşey... Sonunda eve dönüyordum. Saat sekize geliyodu. Çok az kalmıştı. Ya tamam ya da devam... Elim ayağım titrerken hediyeleri kucaklayıp yoldan taksi çevirdik. Şebnem'e
"Paketi naptın? "
-"Neden?"dedi.
+"İçicem. "
-"Evde mutfaktaki orta çekmeceye koydum örtünün altında. "
+"Of ya. "
-"Ev hemen şurda kuzen. "
Haklıydı ama zaman geçmiyordu. Atacan bir saate kadar hava alanına bekliyordu. Neyseki yol çok uzun sürmüyordu. Altı üstü bir saatcik odama kurulurdum ne güzel...
Sonunda eve varınca hemen balkona sabah ki masayı kurdum. Küllük, sigara ve hediyeler birde enerji içeceğim... Oh, mis. Sırayla açtım hepsini biri sönmeden diğerini yaktım tabi... Sessizlik başımı ağrıtınca müzik açtım.   

Meydandaki gösterilerin birinden bir karenin olduğu dev bir portre, bir kaç kıyafet, kep, supra vs... Hediyeleri alıp odama gittim onların bir kısmını bavula tıkıp kalanlar için ayrı bir çanta aldım. Üstümle uyumlu bir kol çantasının içine çizgisiz defter ve resim kalemi birde kitap, tabi biletide koymuştum; yolculukta zaman geçirmek için. Tekrar yola çıktım. Sonunda hava alanına vardığıma memnundum. Kulaklığımı takıp saatimi bekledim. Atacan hoca ve ailesi gelince kalkıp selamladım hepsini. Biraz hal hatır sorduk birbirimize sonrada zaman gelmişti zaten. Uçağa geçtik. Üçlü sıraya onlar oturdu bende bir arka sıradaki üçlünün cam kenarına oturdum. Atacan'ın çocuğuna şirinlikler yaptım. Sonra yanıma çok yakışıklı bir çocuk oturdu. Host gelip
-"Alya hanım uçağımıza hoş geldiniz..."
+"Hoş buldum. "
Birbirimize gülümsedik. Heycanlı heycanlı etrafını kontrol edip el sallamasına karşılık verdim. Uzaklaştı...Yanımdaki çocuk elini uzattı.
-"Selam. "Gülümsüyordu.
+"Selam. " diyip elini sıktım.
-"Bende bu kızı nereden  tanıyorum diyordum..."
+"Nerdenmiş?"
-"Dj Alya'dan... Söylesene duvar meseleside ne?"
+"Herkesin klas sorusu...(Yüzüm asıldı. ) Gösterinin ilgi çekmesi için bir ilizyondu. Ama hemen nasıl olucaksa yeni dünya muhabbetine döndü. "
-"Hm..."
+"Başka soru?" Atacan  kalkıp
_"Alya ve hayranları..." Başını devirip gözüm üstünde hareketi yaptı ve hostesin yanına gitti.
-"Baban falan mı?"
+"Ben öyle görüyorum..."
-"Nasıl yani?"
+"Ben ailemi kaybettim. Oda benim antrenörüm senelerdir baba kız gibiydik zaten ailem ölünce sağolsun baba eksiklimi o,anneyi karısı(ön sırayı göstererek) ve bir kardeşim bile var. "
-"Vay be!Çok şanslı bir kızsın. "
+"Evet sayılır..." Çantadan defterimi çıkarıp bişey çizicekken
-"Sakıncası yoksa bir imza alabilir miyim?"
+"Şey tabi..." Defterde önceden çizdiğim graffitiyi koparıp arkasına imza attım.
-"Çok teşekkür ederim. "
+"Rica ederim. Fotoğraf çekilmek ister misin?"Cebimden telefonu çıkarttım.
-"Tabi ki. " ilk önce benden sonrada ondan çekindik. Sonra graffiti çizmeye başladım. Ses gelmeyince kulaklığımı taktım. Tam havaya girmişken uçak modunda telefonu internete bağladım. Bir sürü mesaj geldi. Arasından Emir'i aradım ve sonuç yok. Kerem ise yazmaya devam ediyordu.

"Cidden veda etmeden gidiyor musun? Umarım dönmeyi düşünerek gidiyorsundur... Çünkü dönmezsen burada sevdiğin herşey toz olur. İnan 'sevdiğim sensin' desende ve gelmezsen kendimide toz ederim...(...)Emin ol seni bu duruma düşürenler bir gün bunu ödeyecekler..." Bazen bu çocuğun ruh halini çözemiyorum... Bilmediğim soruları cevaplayamam ki!

Biraz kulaklarımı dinlendirmeliydim.
Yolda azalmıştı zaten... Ne Emir'i ne de Yekta'yı düşünmek istemiyordum. Artık yorulmuştum. Sanırım düşünmemek için kulaklığım gerekliydi. Atacan yakışıklı olan hostla konuşuyordu. Ne söyledi bilmiyorum ama birden mutluluk  komasına girmiş gibiydi. Hızla uzaklaştı. Atacan'ın oğlu gülerek koltuğun arasından bakıyordu. Biraz onunla oynadım. Aslında yanıma gelmek istiyordu ama aşması gereken bir dağ vardı...

  O sırada babam geldi ve bana elini uzatıp yerimden kaldırdı. Ne olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Gerçekten ne gerek vardı?

(Alya'nın anlık ruh hali:ne hereketli ne hareketsiz tadında bir rutin.)
Ön koltuga onların yanına geçip Kaan'ı kucağıma aldım. Pastalı yakışıklı belirirken Pilot'umuz konuşmaya başladı:'Saygı değer Alya hanım uçağımıza hoş geldiniz. Ekip olarak nice seneler diler sağlıcakla kalmanızı dileriz...' dediğinde alkış tufanına tutulmuştuk. O an Kaan'la mumları üfleme derdindeydik. Yakışıklı host pastayı tutarken konuştu:'Doğum gününüz kutlu olsun Alya hanım.' gülümsemesine karşılık verip teşekkür ettim.  Kaan'la pastaya dalmıştık bile... Bir an duraksayıp: 'Sizde alır mıydınız?' Dedim Atacan'la eşine... Sadece güldüler. Sonunda gelmistik. İnerken yakışıklı yanıma gelip imza istedi.
  Acaba bu gece nasıl uyuyacaktım? Yeni yerlerle alakalı biraz sorun yaşıyor  olabilirim... Ki öylede oldu. Uyumadan son hatırladığım

' Evet mutluydum belki ama geri dönmemek düşüncesi gözümü korkutmuyo değildi. ' düşüncesiydi. Uyumak kaç saatimi almıştı hiç bir fikrim yoktu.

Sokak HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin