#"Vakit geçirmeni istemiyorum"

48 4 3
                                    


"Ev bakmaya gidiyoruz." dediğinde bir an için ne dediğini anlamamıştım. Ne evi? Neden şimdi ? Neden benimle?

" Ne?"

"Sonsuza kadar sende kalamam Clara. Bir ev bulmam gerekiyor. Bende sen sınavdayken bir kaç emlakçıyla konuştum. Şimdi onlardan birinin göstereceği eve gidiyoruz." dediğinde önüme döndüm ve

"Tamam. Olur."

Dört ev bakmıştık ve hiçbirini beğenmemişti. Benim de çok beğendiğim söylenemezdi. Özellikle ilk gösterdiği ev çok küçüktü ve eşyalar çok eskiydi. Şimdi bir eve daha girecektik. Andrea bazen ne düşündüğümü soruyordu. Söylediğimde ise sadece başını sallıyor ve başka şeylerle ilgileniyordu. Adam evin kapısını açınca modern bir evle karşılaştık. Baktığımız diğer evlere göre daha güzeldi. Andrea aşağıya bakarken ben yukarı çıktım ve yatak odalarını gezdim. Yataklar, dolaplar, banyolar çok güzeldi. Yatağın birine oturduğumda çok rahat olduğunu gördüm. Andrea'nın beni çağırdığını duyunca aşağı indim.

"Hadi gidelim."

"Ama burası güzeldi Andrea. Daha yukarıya bile bakmadın." dediğimde kesin ve sert bir şekilde

"Gidiyoruz Clara." dediğinde yutkundum ve bir şey diyemedim. Birden ne olduğunu, neden bu kadar sinirlendiğini anlamamıştım. Arabaya bindiğimizde bu sinirinin adama olduğunu anlamıştım. Küfür ederken bir yandan da arabayı çalıştırmıştı.

Bir süre hiç konuşmamıştık. Andrea'nın bir eli direksiyonda bir eli başındaydı. Düşünceli bir hali vardı. Ona uzun süredir bakıyordum ve daha önce ona baktığımda yaptığı,  dönüp gülümsemek gibi bir hareket yapmamıştı.

"Andrea sorun ne?" diye sorduğumda dönüp bana baktıktan sonra koltuğa biraz daha yerleşti ve başını elinden kaldırıp önüne döndüğünde sinirinin biraz da olsa geçmiş olduğunu fark ettim.

"Sorun yok ama ben çok acıktım. Evlere yarın başka bir emlakçıyla bakarız olur mu? Gidip bir şeyler yiyelim şimdi." dediğinde tekrar bana bakıp gülümsedi ve bende sadece başımı sallamakla yetindim.

"Ah, öyle acıktım ki. Bir an önce gelse de yesek." dediğinde yüzümde hala garip bir ifade olduğuna eminim.

"Andrea gerçekten kurbağa bacağı mı yiyeceğiz? Lütfen gidelim buradaan. Daha önce kurbağa bacağı yemedim ve yemek istemiyorum. Hem neden başka bir şey yapmaz ki burası? " dedim. Adam oturduğumuz yerin hemen önünde hazırlıyordu. Kendimi mutfak tezgahında oturuyor gibi hissediyordum. Andrea yanımda yalanırken adam kurbağa bacaklarını çıkarmıştı ve bize dönüp

"Önce hanginizinkini hazırlayayım evladım?" diye sorunca Andrea'nın ağzını açmasına fırsat bırakmadan Andrea'yı göstererek

"Onun yemeğini önce lütfen." dedim adam bu hareketime karşılık güldü ve

" İlk defa mi yiyeceksin ? " diye sordu. Bu kadar mı belliydi?

"Evet ama pek hevesli olduğum söylenemez." dediğimde güldü ve onayladı. Çok konuşan bir adama benzemiyordu. Andrea'ya tuzlu olup olmayacağını sorduğunda Andrea tuzsuz istediğini söyledi. Andrea'nın kurbağa bacakları ızgaraya konulduğunda adam aynı soruyu bana sordu.

"Tuzlu lütfen. " diye yanıt verince tabaktaki çiğ bacaklara tuz ekti. Bacakların kıpırdadığını görünce çığlık atarak Andrea'nın koluna sarıldım. Andrea kahkaha atarken

"Yaa. Andreaa. Bunu yemek zorunda mıyıım? " diye sordum. Kelimeleri uzatırken bir yandan da hala kıpırdayan bacaklara bakıyordum. Andrea kahkahalarını zoraki durdurup

Çelişki ( Yeni )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin