#Adam

33 3 1
                                    

Eve girince kendimizi koltuğa bıraktık. Saat 9'a yaklaşıyordu. Andrea bana döndü ve
"Sana sormam gereken bir şey var" dediğinde birden heyecanlandım ama belli etmemeye çalışarak

"Sor" dedim. Gülümsememek için kendimi tutarken ona dikkatle bakıyordum. Derin bir nefes aldığı sırada kapı açıldı ve Adam içeri girdi. Gelecek tam zamanını bulmuştu. Haftalarca, aylarca eve uğramayan Adam tam da Andrea ciddi bir şekilde konuşacağı sırada eve geliyordu. Bizi görünce "Oo Clara. Misafirin varmış. Şimdi hangi gereksizle çıkıyorsun?" dedi. Sevgililerimin hiç birini sevmemiş, hep laf sokmuştu. Tabi birde Mark'ı sevmiyordu. Tam konuşacağım sırada Andrea ayağa kalktı ve elini uzatarak

"Ben Andrea efendim. Clara'nın arkadaşıyım." dedi. Adam ona bir daha baktı ve elini sıktı. "Arkadaşı demek he? Seni hatırladım. Sen şu kızımla haberi çıkan yeni manken değil misin?" dediğinde Andrea 

"Evet efendim. Tanıştığımıza memnun oldum" dedi. Adam başını hafifçe one eğdi ve

"Bu saatte burada olmanı neye borçluyuz? Genelde Mark oluyor da." dediğinde sesinde belli bir kin vardı. Andrea yine cevap verecekken 

"Andrea bu gece burada kalacak Adam. Evinde tadilat var" dedim.

"Seninle falan mı kalacak yoksa?"  derken sesinde yine  kinaye vardı.

"Misafir odasını hazırladım." diye cevap verdiğimde 

"Herneyse. Matematik sınavının sonucu mesaj geldi. 86 almayı nasıl becerdin? Kopya falan mı çektin?" diye sorduğunda duygusuzca

"Andrea çalıştırdı." dedim. 

"Iyi iyi. En azından Mark'tan daha yararlı bir 'arkadaş'. Al madem, ne kadar istersen çekersin." diyerek kartını uzattı.

"Gerek yok." diyerek tersledim ve koltuktan kalkıp karşıdaki tekli koltuğa oturdum. 

"Ee Andrea viski alır mısın? " diye sorduğunda Andrea koltuğa tekrar oturdu ve "Zahmet olmazsa lütfen." diye yanıt verdi. Adam bardaklarla beraber şişeyi de getirdi ve sehpaya koydu. İlk başta viskinin tadından konuşsalar da sohbet gittikçe koyulaştı. Kadınlardan bahsetmeye başladıklarında daha fazla dinleyemeyeceğimi fark ettim ve bahçeye çıktım. Aklıma Mark'ın mesajı geldi. Buraya geleceğinden bahsetmişti. Gelirse hiç iyi olmayacaktı çünkü hem Andrea hemde Adam buradaydı. Hemen aradım ve açmasını bekledim. İkinci çalışta açtığında sesinden içmiş olduğunu hemen anlamıştım.

"Clara?" 

"Gelme."

"Ne? Ne demek gelme? Bundan sonra böyle mi olacaksın? Soğuk, kaba. Geliyorum."

"Mark içmişsin. Araba kullanmanı istemiyorum."

"Tamam. Arabayla gelmem. Geliyorum. Konuşmamız gerekiyor."

"Hayır Mark istemiyorum. Sonra konuşuruz. Doğru bir zaman değil."

"Andrea yine sende değil mi? Bu yüzden gelmemi istemiyorsun? Beni ona satacak mısın? Onu mu seçeceksin? Ben ne olucam?"

"Mark saçmalamayı keser misin? Adam evde. İyi anlaşamadığınızı biliyoruz. Onun önünde tartışmak istemiyorum."

"Amacım tartışmak değil Clara. Özür dilemek istiyorum. İleri gittim biliyorum."

"Mark dediğim gibi konuşmak için doğru bir zaman değil. Ne yüz yüze ne de telefonda. Sadece buraya gelmemen gerektiğini söylemek için aradım. Sana hala kızgınım. Daha sonra konuşuruz."

"Clara. Konuşmak istiyorum dedim sana. Benim isteklerimin hiç önemi yok mu?" dediğinde sinirlenmeye başlamıştı. Alkol yüzünden çoğu kelimeyi doğru telaffuz edemediğinden anlaşılması zor oluyordu. 

Çelişki ( Yeni )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin