#Sınav

65 3 0
                                    

Sabah kalktığımda hemen üzerimi değiştirdim ve yüzümü yıkayıp aşağı indim. Saat 10.30 olmuştu ve ben Mark'ın bizi kahvaltıya beklediğini Andrea'ya söylemeyi unutmuş ve aynı zamanda da geç kalmıştım. Koşarak yukarı çıktım ve Andrea'nın odasına daldım. Uyuyordu. O kadar çekici, o kadar yakışıklıydı ki. Uyandırmak istemiyordum çünkü uyandırınca uzun uzun bakamayacaktım. Ama uyandırmazsam da Mark gittiğimizde baya kızacaktı. Andrea'ya seslendiğimde sadece "Hımm" dedi. 

"Andrea hadi kalk geç kaldık. "

"Yaa" dedi. Yanına gittim ve kolundan tutarak sarsmaya başladım.

 "Kalk hadi geç kaldık diyorum sana" dediğimde kalktı ve 

"Nereye geç kaldık amı-?" dedi sinirli bir şekilde. Az kalsın ağzından küfür kaçırıyordu. Yüzüne bakmadan

 "Dün Mark kahvaltıya çağırmıştı. Söylemeyi unutmuşum. Geç kalacağız. Tabi geleceksen." dedim. Neden olduğunu bilmiyordum ama yüzüne bakamıyordum. 

 "Tabiki gelicem. Seni yanlız bırakırsam çirkinliğinle herkesin gözünü kör edersin. Yanında durayım da. Bari biraz yakışıklı görsünler." dedi.

"Sen çirkin görmedin herhalde Andrea? Bana çirkin diyorsan. " diyip yataktan kalktım.

 "Hazırlan hadi. Bende hazırlanıp inerim aşağı." dedim. Arkamdan

 "Her tarafını kapat da daha az görsünler " dedi ve güldü. Görsün o her tarafı kapatmayı. Odaya döndüm ve hazırlandım. Şort gömlek giymiştim. Parlatıcı ve rimeli de sürdükten sonra çantamı da hazırlayıp aşağı indim. Andrea koltukta oturuyordu. Beni görünce

 "Hadi be Clara. Saat 11 oldu."dedi. Çabuk bile hazırlanmıştım. 

"Çabuk hazırlandım bugün" diyince 

"İyiki sevgilim yok" dedi ve masada duran anahtarını alıp kapıya yürümeye başladı. Bende arkasından çıkarken

 " Sana gidecek miyiz?" diye sordum. Üzerinde aynı kıyafetler vardı çünkü. 

"Neden?" diye sorduğunda aslında aldırıyormuş gibi değildi.

 " Üzerindekileri değiştirmeyecek misin?" diye sordum. 

"Araba da var bir şeyler. Hem sana kaç defa daha söylemem gerekiyor evimin olmadığını?" dediğinde yeni aklıma geliyordu. Arabasının yanına gidince bagajı açtı ve ordan beyaz bir t-shirt aldı. Üzerindeki tshirtü çıkarırken beni izliyordu. Bende direk gözlerine bakıyordum. Vücudunu inceleyip ona malzeme verecek değildim. 

"Ne zamandır Mark'ta kalıyorsun?" diye sorduğumda arabaya binmiştik. 

"3 gün olacaktı ama işte sattı piç" dedi. Cevap vermedim. 

"Nereye gideceğimizi söylemedin" diyince aklıma daha yeni geliyordu. Andrea'nın bilmediği bir yerdi. 

"Sen orayı bilmiyormuşsun. Ben kullanabilirim. Yani sana yol anlatmak daha uzun sürecek." dediğimde aslında sürücü koltuğunu bana vereceğini sanmıyorum.

 "İyi hadi geç" dediğinde şaşırmış ona bakıyordum. 

"Ne duruyorsun geçsene" dedi ve arabadan indi. Yerlerimizi değiştirdikten sonra arabayı çalıştırdım ve u dönüşü yaptım. Uzakta değildi gideceğimiz yer her sabah oraya kahvaltıya giderdim ve yakınlarda Mark'ı da götürmüştüm. Beğenmiş olacak ki bugün de oraya gidiyorduk. Andrea'nın bana baktığını görünce güldüm ve 

"Ne? Ne var?" dedim. Omuz silkip güldükten sonra 

"Hiç. Sadece iyi araba kullanıyorsun" dedi. Gülmeden yapamadım. Birkaç dakika sonra gelmiştik. Park ettim ve arabadan indim. İndiğim gibi fotoğraflarım çekilmeye başlamıştı. Andrea dolanıp yanıma geldiğinde kulağıma eğildi ve 

Çelişki ( Yeni )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin