#"Ne konuştunuz?"

26 1 0
                                    

"Chris" dediğimde aynı anda Mark'da 

"Ne?" diye sordu. 

"Emin değilim. Bilmiyorum." dediğimde yine aldırmadan konuşuyordum ve en sonunda yüzüne bakmıştım. 

"Saçmalama Clara. Ona güvenemeyeceğini biliyor olman lazım." dediğinde sigaramı son bir defa içime çektim ve daha sonra yere atarak üstüne bastım. 

"Bittiyse ben içeri dönüyorum." dedim ve cevap vermesini beklemeden yürümeye başladım. 

"Bitmedi." dediğinde aldırmamış yürümeye devam etmiştim. Mark ise bu davranışıma sinir olmuş ve arkamdan bağırmıştı.

"Clara gel buraya." yine onun söylediklerine aldırış etmeden yürüdüm ve pizzacıya girdim. Adam bizim masadaydı ve menüleri topluyordu. Tekrar gidip Andrea'nın yanına oturduğumda yüzünü buruşturarak bana döndü ve 

"Sen sigara mı içtin?" dedi. Yavaşça ona döndüm ve 

"Evet." dedim. Tekrar önüme döndüğümde ise meraklı Britney ortaya atlamıştı ve hala Mark gelmemişti. 

"Ne konuştunuz? Mark neden o kadar kızgın bir şekilde bağırıyordu?" Demek ki Mark'ın bağırması buraya kadar gelmişti. Omuz silktim ve 

"Önemli bir şey değildi." dedim Gözlerim Andy'e kaydığında meraklı gözlerle bana baktığını görünce dudağımı 'Chris' şeklinde kıpırdattım ve ilk önce anlamamış gibi görünse de sonradan kavradı ve kaşlarını kaldırdı. Mark sonunda geldiğinde Andrea ve benim pizzalarımız da gelmişti. 

 Mark masaya oturduğunda bana kızgın gözlerle bakıyordu ama onu takmıyordum. Bir süre sonra da bakışları yumuşamıştı zaten. Biliyordum, benim iyiliğimi düşünüyordu. Sadece çabuk sinirlenen birisiydi o kadar. 

 Mark'a Chris'ten hoşlandığımı söylemiştim ama hala ne hissettiğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Kafam çok karışıktı ve düşünmekten kaçınıyordum. Onun yerine başka şeyler düşünüyor veya bir şekilde kendimi oyalıyordum. Sadece o an Mark sorduğunda ağzımdan çıkıvermişti o kadar. 

Mark'a baktım ve pizzayı işaret ederek

"İstiyor musun?" diye sordum. Uzanıp bir dilim aldığında Britney'e ve Andy'e de sordum ama ikisi de almadı. 

"Vay be. Bu cidden güzelmiş. Hamuru da mı farklı bunun?" diye sorduğunda başımı salladım. Çatal bıçak istemek için adama bakınırken Mark anlamıştı.

"Clara saçmalama eline al işte." dediğinde Andrea bana döndü ve 

"Çatal bıçak mı isteyeceksin? " diye sorduğunda başımı salladım ve ardından umursamaz bir biçimde -yine yüzüne bakmadan

"Neyse, önemli değil zaten." dedim ve pizza dilimini elime aldım.

*****

 Oldukça sıkıcı bir yemekten sonra Andrea ile arabaya bindim. Yine Andrea ile doğru düzgün konuşmamıştım. Dönüp bana baktıktan sonra yola döndü ve 

"Bugün bir şey mi oldu? Karakolda?" diye sordu. Ah be Andrea'cım. Keşke  karakolda işler yolunda gitmeseydi. Keşke karakoldan sonra Chris ile oturmasaydım. O zaman bu kadar kafam karışmayacaktı.

"Hayır. Her şey yolundaydı." diye cevap verdim. 

"O zaman bu halin ne?" dedikten sonra cevap vermeyince devam etti.

"Hala Mark'a anlattığım için kızgın değilsin bana değil mi?" dedi. Dalga geçer gibi bir hali vardı. Eve geldiğimizi gördüm. Andrea inmemiş benden cevap bekliyordu ama ben indim ve kapının önünde onu bekledim. Gelip kapıyı açtığında ise yine hiçbir şey söylemeden yukarı yöneldim. Andy bir ara hemen arkamızdan geliyordu ama henüz eve gelmemişti. Ben misafir odasına çıkarken arkamdan Andrea da çıkıyordu ve hiçbir şey söylememişti. Misafir odasına girdikten sonra kendimi yatağa attım. Bugünün bir an önce bitmesini istiyordum. Çok fazla olay olmuştu ve artık kafam kaldırmıyordu. Başım delicesine ağrıyordu ve son bir kaç saattir dayanamamaya başlamıştım. Yemekte başlamıştı ve gittikçe artmıştı. Uyumak istiyordum. Uyumak ve tüm bu ağrılardan, düşüncelerden kurtulmak istiyordum. Mümkünse çok uzun bir süre uyumalıydım. 

Çelişki ( Yeni )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin