mektupla gelen ölüm

77 8 3
                                    

Nasılsın dedi maya. Titreyen elleriyle ilerdeki sıcak cay bardağıni gösterip üşüyorum diye cevap verdi usulca. Yaz günü hava bu kadar güzelken nasıl usuyebilirdi ki bir insan demek ki yaşananların soğukluğu masalın içine işlemişti. Aradan aylar geçmiş düğün günü gelmişti. Hazırlıklar tamamlanmış, misafirler eve gelmeye başlamıştı bile. Bu saatten sonra yapılabilecek hiçbir şey yoktu artık. Maya;
-keşke düğün birkaç gün sonra olsaydı.
-ne farkeder ki. Ha bugün ölmüşüm ha birkaç gün sonra..
-Üç gün sonra annemin ölüm yıldönümü. Babam ve Yilbat o gün şehir dışındaki çiftliğe giderler. Yani ne biliyim eğer sonra olsaydı belki kurtulurdun.
Hafif bi gülümseme kapladı masalın yüzünü merak etme ben hallettim. Bugün ömür boyu kurtuluyorum dedi .
Ne demek istemişti. İi ama bu nasıl mümkün olabilirdi ki. Maya nın aklını garip sorular kurcalamaya başladı. Ama şimdi gitmeliydi. Hazırlıkları tamamlaması gerekiyordu.
Herşey tamamlandı. Masal ve Yilbat büyük bir konvoyla düğün evine doğru yola çıktılar. Masal köşkten ayrılmadan önce bir mektup yazmıştı annesine. Ve şimdi bir bilinmeyene doğru gidiyordu.
-aa gelinliginiz çok yakışmış..
Ardı arkası kesilmeyen övgüler, selamlamalar,yapma samimiyetler bütün bunlar masalı her geçen saniye boğuyordu. Güzel dedikleri bu kıyafet onun kefeniydi. Törenin başlamasına kısa bir süre kalmıştı. Yilbat yavaşça misafirlerin arasından masalı alarak bir köşeye çekti.
-farkında mısın?
-anlamadım...
-diyorum ki düğün çiçeğini unutmuşsun , ama önemli değil ben hemen birini gönderip aldırırım . Sen merak etme.
Hayır diye çıkıştı Masal. Böyle birşeye gerek yok. Küçük bir ayrıntı sadece.
Masal ve Yilbat konuşmaya devam ederken maya onlara doğru yürümeye başladı ve
-abi bütün misafirler sizinle konuşmak için bekliyor siz burda .. bir dakika siz yine mi tartisiyordunuz? Sorun ne?
Yilbat alaycı bir bakışla gözlerini maya ya doğru dikerek
-bizim icin endişelenmene hiç gerek yok . Sadece Masal düğün çiçeğini unutmuş.
-öyleyse gidip ben alırım , dedi maya . Zaten bu düğünden çok sıkılmıştı . Yapmacık insanlar , masalin içinde hissettiği acı onu gitgide boğuyordu. Halil den arabayı alıp, köşke doğru yol aldı. Nikah memurunun gelmesine az bir zaman kalmıştı. Acele etmesi gerekiyordu. Hızla kapıyı çaldı. İçeri girdi ve masalın kaldığı misafir odasına yöneldi. Düğün çiçeği hemen masanın üstündeydi. Maya tam çiçeği alıp arkasına dönerken gözüne üstünde annem yazan bir mektup ilişti. Fazla zamanı yoktu ama o mektubun içinde ne yazdığını gerçekten merak ediyordu. İçinde olayların iyiye gitmediğine dair bi his vardı. Üstelik sabah masalın söylediklerini de hatırlatılayinca mektubu alıp okumaya başladı. Birden gözleri yaşardı, elleri titremeye başladı. Masal bu mektubu veda etmek için yazmıştı. O düğünde evet dediği an kendisini vurması için birini tutmuştu. Maya okuduğu her bir satırda dehşete kapılıyordu. Demek sabah tamamen kurtulacağim derken bunu kastetmişti. Birseyler yapmalıydı. Ama ne? Telefonuna sarıldı hemen. Halil i aradı ama halil bir türlü telefona cevap vermiyordu. Hızlıca arabaya atladı. Kafası çok karışıktı. Ne yapması gerekiyordu. Kime nasıl anlatabilirdi ki bu durumu. Ayrıca törenin başlamasına kısa bir zaman kalmıştı. Acele etmesi gerekiyordu.
Bu sırada nikah memuru salona girmişti ve sorularına başlamıştı.
Siz Masal KAYA , Yilbat Karamanlıyı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Dakikalar tükenmek üzereydi. Maya hızla düğün salonuna doğru koşmaya başladı. Masal yutkundu . Kendisini vuracak olan kişiye doğru baktı ve ölmek için hazırmışcasına kafasını salladı. Birkaç dakika sonra bütün bunlara veda edecekti. Yutkundu ve vedalaşırmışcasına baktı annesine son kez. Maya hizla içeri girdi. Masal gözlerini kapattı ve evet dedi. Maya nefes nefese bağırdı.
-Masal hayııırr.
...
Tüm salon birbirine girdi. Herkes kaçışmaya başladı. Ateşlenen silah sesiyle herkes kendini kaybetmişcesine sağa sola koşuyordu. Kimse ne olduğunu anlayamamisti. Halil hızla maya ya doğru koşmaya başladı. Düşmeden tuttu onu. Masalı vurması gereken kurşun mayanın vücudundaydı şimdi. Halil bağırmaya çalıştı ;
- biri ambulansı arasın. Lutfen yardım çağırın...
Maya terlemeye başladı. Vücudundan süzülen kana bakmadan sanki aldığı yaraya aldırış etmiyormuşcasına tebessüm etti . Halil e doğru elindeki yarı kana bulanmış mektubu uzattı. Konuşmaya çalıştı birkaç kez ama başaramadı. Derin bir nefes aldı son kez ve gözlerini kapadı bir daha asla açmamak üzere.
Halil şaşkındı. Maya yi tutan elleri şimdi titriyordu. Hayır dedi . Maya hayır , maya gitme , mayaaa...
Davetliler salonu terk etmiş, Yilbat ve osman bey silahı ateşleyen kişinin peşine düşmüşler ,salonda sadece halil , masal ve maya kalmıştı.
Masal öylece oturuyordu. Ölmeyi beklerken maya nin ölümüne sebeb olmuştu,içi yanıyordu, maya bunu neden yaptı? Neden kendini benim önüme attı ? Garip düşünceler çoktan beynini hapsetmeye başlamıştı . Halil in gözlerinden birkaç damla yaş aktı maya ya doğru. Onu kaybetmenin acısını bütün benliğinde hissetmişti. Nefes almaya çalıştı ama yapamadı, sanki birşey boğazına düğümlenmişti.
İşte o an maya için son halil ve masal içinse telafisi mümkün olmayacak bir an olarak kalacaktı.

Bana Uçmayı ÖğretHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin