Davetlilerden biri dışarı çıktıktan sonra ambulansı aradı. Maya içeride can çekilirken, ambulans anca gelebilmişti. Halil in çığlıkları içinde salona girdiler. Maya yı ambulansa bindirip gözden kayboldular. Halil , görevliler ile ambulansa binmek için konuşmuştu ama nafile. Arabasına atlayıp onları takip etmeye çalıştıysa da ambulans çok geçmeden gözden kayboldu.
...
Halil , onlara hangi hastaneye gittiklerini sormuştu ama hiçbirinden cevap alamamıştı. Çevre hastanelere tek tek baktı ama hiçbirinde Maya KARAHANLI diye bir hasta yoktu. Bu işte bir gariplik vardı ama Halil in bunları düşünecek hali yoktu. Olayın şokunu hâlâ atlatamamıştı.
...
Osman bey birkaç telefon ettikten sonra hızla evden çıktı. Birkaç saat sonra kıpkırmızı gözleriyle eve döndü. Yilbat ve Halil i karşısına alıp konuya girdi.
- Mm..Maya hastaneye gittiğinde çoktan ö..
Halil , babasının sözlerinin bitmesini beklemeden dışarı attı kendini. Duyacaklarını kaldırabileceğini sanmıyordu. Gözlerinden süzülen yaşları sildikten sonra odasına yöneldi. Tam kapıyı açacaktı ki bir sesle irkildi. Arkasına döndü. Masal karşısında duruyordu. Masal;
-ş..şey M..Maya?
Her halinden kendisini ağlamamak için zor tuttuğu belliydi. Bir umut Maya nin yaşıyor olmasını bekliyordu. Sabaha kadar gözünü kırpmamıştı. Halil den gelecek olan cevabı bekliyordu.
Halil kafasını sağa sola salladı. Bir iç çekti ve hayır dedi. Masalın kalbi yerinden çıkcakmışcasına atmaya başladı. Duvara yaslandı. Keşke dedi. Keşke onun yerinde ben olsaydım. Halil anlamadığı bu cümlenin arkasından odasına girdi.
--ERTESİ GÜN ---
Cenaze namazını ardından defin işlemleri başladı. Herkes tanziyelerini iletip birbir ayrıldılar mezarliktan . Yilbat arabaya bindi ,kardeşi ile son kez vedalaşmadan. Osman bey titreyen elleriyle ile kızının toprağını avuçladı. Yanı başındaki Halil e aldırış etmeden gözlerinden birkaç damla yaş toprakla buluştu. Bulacağım, dedi. Sana bunu kim yaptıysa, bu acıyı bize kim yaşattıysa bulacağım. Neydi bu? Osman bey yıllarca önemsemediği kızı için gerçekten üzülmüşmüydü? Eşinin ölümünden sorumlu tuttuğu kızı onun için bu kadar önemli miydi ? Yoksa maya nin katilini sadece kaybettiği prestijini geri kazanmak için mi arıyordu?
Hafif toprak bulaşmış elleriyle gözlerini sildi. Kalktı ve arabaya bindi. Fazla vakit kaybetmeden Yilbat ile beraber köşke döndüler. Masal odasındaydı. Bütün bu yaşananlar için kendini sorumlu tutuyordu. Halil ise hâlâ mezarliktaydı. Hava çoktan kararmış , koskoca mezarlikta bi halil birde yaşı altmışlara dayanmış mezarlık bekçisi kalmıştı. Özen gösterilmemiş kıyafetleri, kıştan kalmış atkısı, kuruyan elleriyle beraber halil in yanına doğru gelmeye başladı. Pardon , dedi . Bu görünüşün altından bu kadar kibar konuşmayı kimse ondan beklemezdi. Ama doğru olan birşey varsa o da halil in insanların dıştan görünümlerinin gerçeği yansıtmadığını bilmesiydi.
Bekçi bütün nazikliği ile devam etti.
-herkes gitti. Bu saatlerde burada benden baska kimse olmaz.
Halil sustu . Öylece baktı yaşlı bekçinin gözlerine. Sanki onun ağzından çıkacak birkaç kelimenin kendisine teselli vermesini bekliyordu. Yaşlı adam gülümsedi ve Halil in yanına oturdu . Elini onun omzuna koyduktan sonra devam etti.
- kimdi o?
Halil titreyen sesiyle cevap verdi.
-kardeşimdi , ailemdi, belkide önceki hayatımdan bana kalan en büyük anıydı o..
Önceki hayatım diyerek neyi kastetmişti? Yaşlı adam belli ki halden anlayan biriydi. Başka soru sormadı Halil'e. Yaşlı gözleriyle bir kaç dakika etrafa bakındı. Cebinden çıkardığı bir kağıt parçasını Halil e uzatarak;
-canın ne zaman sıkılırsa artık dedi ve bekçi kulübesine doğru yol aldı. Yaşlı adam adını bile söylememişti ama telefon numarasının yazılı olduğu buruşmuş olan kağıt parçasını Halil e uzatmıştı. Halil bir süre numaranın yazılı olduğu kağıda bakındıktan sonra onu cebine attı. Mayanın kabrinin yanına uzandı ve iç burkan sesiyle yavaş yavaş inlemeye başladı. Göz yaşları hafifçe yağan yağmura karışmıştı.
...
Halil uyandığında hala mezarlikta olduğunun farkına vardı. Geceyi burda geçirmiş olmalıydı. Duraksadı. Birden aklına maya nin ölmeden önce kendine verdiği mektup geldi. Hızlıca ceplerini karıştırmaya başladı ama mektubu orada bulamadı. Düğün günü giydiği takımın cebine koymuş olmalıydı. Acaba bu mektupta ne yazıyordu? Gerçekten merak etmişti. Ayağa kalkıp üstünü temizlemeye çalıştı. Ne yazık ki elleride üstü gibi çamurdu.
Çok geçmeden arabasına yöneldi. Bu eski bir arabayıdı. Ona bu arabayı babası yani Osman bey almıştı. Fazla kullanışlı bi araba olmasada halil için çok değerliydi. Arabaya binince anladı. Üşümüştü. Yaz günü elleri buz kesmişti. Arabayı çalıştırıp köşke doğru yöneldi. Çok geçmeden köşke varmıştı. İçeri girdi. Kapıda ilk karşılaştığı Yilbat olmuştu. Yilbat alay edercesine baktı Halil e . Yanına yaklaştı. Tam konuşmaya başlayacaktı ki Halil atıldı;
-gerçekten çok yorgunum. Gidip biraz dinleneceğim.
Halil ağır adımlarla odasının yolunu tuttu. Yilbat ise bütün diyeceği kelimeleri yutkundu yoluna devam etti.
Yilbat bütün bu olanlara anlam veremiyordu. Evet ölen kendi kardeşiydi ama Halil ve Masal kendisinden daha çok üzülmüşlerdi bütün yaşananlara. Anlamsız bakışlarını merdivenlerden inen Masal' a yöneltti ve iyi misin diye sordu. Bu Yilbat'dan beklenmeyen bir soruydu. Belki de Maya'nın ölümü onu sandığından daha çok etkilemişti. İyiyim anlamında başını salladı Masal .
Halil ceplerini karıştırdı ve Maya'nın kanı hâlâ üstünde bulunan mektubu titreyen elleriyle avuçladı. Aklını eşeleyen binbir soruyla bulduğu ilk yere oturup okumaya başladı. Her satırda beyninden vurulmuşa dönüyordu. Okudukça aklını oynatacak gibi oluyordu. Demek bütün bu olanların suçlusu Masal dı. Peki Maya'nın suçu neydi? O sadece Masal 'ı durdurmak istemişti. Halil ne yapacağını şaşırmıştı. Elindeki mektubu sımsıkı tutuyordu. Bir an duraksadı. Kendi kendine bir soru yöneltti. Şimdi ben ne yapacağım? Bu öylesine bir soru gibiydi. Çünkü ne yapacağını çoktan kararlaştırmıştı. Kendi hayatı nasıl mahvolduysa Masal 'a da aynısını yaşayacaktı. İntikam almak için kendi kendine söz verdi ama bunu Yilbat ve Osman bey de dahil kimse bilmemeliydi. Şimdi önceki hayatına veda etme zamanıydı. Halil önceki hayatının son anını yaşıyordu artık ...