Multimedya : Talha ve Melis
Motoruma binip direk Cenk'in yanına gittim. Evde olmasına ilk defa sevinmiştim. Kapıya doğru koşarak gittim. Zile bastım ve sabırsızlıkla çıkmasını bekledim. Açtığında onu hemen içeri itip kapıyı kapadım. Bana endişeli gözlerle bakıyordu.
''ne oldu Gece?'' dediğinde derin bir nefes aldım.
''Talha, Melis'i seviyor.'' gözleri büyümüş bir şekilde bana bakmaya başladı.
''Ne yapmayı düşünüyorsun?'' ilgili bir şekilde omuzlarımdan beni tutuyordu. Hemen ellerini ittim. Bu uyuşuk hareketler bana göre değildi. artık gerçek kimliğime geri dönmeliydim.
'' Her zaman yaptığım şeyi yapıcam tabi. İlk başta uyarcam, sonra öldürcem.'' dediğimde bu sefer gözleri kısılmıştı. Bu yaptığımı anlamaya çalışırmış gibi duruyordu.
'' Ceyhun'u unuttun sanırım. zaten senin peşinde. Melis'e zarar verirsen işin biter.'' dedi bağırarak. sinirlenmişti.
'' Hey bana bak! Ceyhun en zayıf düşmanlarım kadar bile olamaz.'' gözlerini gözlerime sabitlemiştim.
''O yüzden mi ölüyordun Gece?'' dediğinde yargılayıcı bakışlarını daha fazla görmemek için arkamı dönüp pencerinin başında durdum. Bu pencereden kendi evime de yaptırmalıydım. Boy aynası gibi uzundu.
''İntikam planını da unut. Her şeyi unut. Benden de uzak dur artık. Benim pisliğime daha fazla bulaşmanı istemiyorum.'' diyip arkamı döndüm. Hızlı adımlarla kapıya kadar giderken elim kapı kulbunda 2-3 saniye dondu. Sonra hemen kapıyı açıp çıktım. Sırtımı kapıya yasladığım da aklımda tek bir şey vardı.
'' Ben zaten sana yeteri kadar bulaştım.'' Cenk'in ağzından bunu duymak beni üzmüştü. Çünkü benim yüzümden pişmandı. sesinden bunu anlamıştım. pişmandı! Benim hakkımda her şeyden pişmandı.
***
Kendi evime geldiğim de bir sürü soru yağmuruna tutuldum. Soru soranlar tabiki de Jo ve Met. Onların yaptığı şeyi unutmamıştım. kinli biri sayılırım. Bana yapılanı unutmam. Cezasız da bırakmaya hiç niyetim olmaz. Onlara iyice fırça çekip kendimi bara attım. Kendi masama geldiğimde şok oldum. Masam da Ceyhun oturuyordu. Ve bana getirilen İskoç Viskisi'ni içiyordu. Benim mekanımda, benim yerimde, benim içkimi içiyordu. Ellerim ister istemez yumruk olurken göz altlarımda ki damarların kendini gösterdiğine eminim.
''ooo hoşgeldiniz Gece Hanım. aa pardon gerçek adınız ne?'' derken pis sırıtması yüzünde yayılmıştı. Çaktırmadan belimde duran ellerimin birisini pantolonumun arka cebinde duran telefona doğru kaydırdım.
'' Burda işin ne?'' dediğimde kahkaha attı. O kendi kendine eğlenirken ben telefonumun altında ki düğmeye basmıştım.
'' Düşünmeme izin verin lütfen.'' ellerini çenesinin altına koyup düşünüyormuş gibi yaptı.
'' Ölmemişsiniz. bunu kutlamaya gelmiştim.'' dediğinde sinirden tırnaklarımı derime geçiriyordum. Kanadığına eminim. Artık bazı acıları tanıyabiliyorum.
''Çok sevinmişe benziyorsun.'' sırıtarak karşısında ki deri koltuğa oturdum. O da bu yaptığım şey üzerine kısık gözlerle beni anlamaya çalışıyordu. Artık bu bakışlardan sıkıldım.
''Nasıl ölmemeyi becerdin?'' derken masa da bana doğru eğildi.
'' Meslek sırrı'' diyip göz kırptım. Ve ekledim.'' peki sen burada ölmemeyi nasıl becericeksin?'' dediğimde bu sefer çarpık gülüşü ile o yayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradan Bir GECE Masalı..
ChickLitKafamda dönüp duran tilkilerin kuyruklarını uçurtmamın ucuna bağladım. Hayal dünyamda ki imkansızlıklardan bir gemi yaptım. Gülüşlerimi bir kavanoza koyup gelecekte ki hayal kırıklıklarım için sakladım. Bir de içimden üçe kadar sayıp ömrümden üç sa...