SBGM 14

14 0 0
                                    

Multimedya : Gece ve ...

Vücudum da bir şeyler hissediyordum. Sanki biri dokunuyormuş gibi. gözlerimi açmaya çalıştıkça başımda ki ağrı artıyordu. Kulağıma sesler geliyordu. saatin iğrenç tik tak sesi beynimi kemirirken ben hala gözlerimi açmaya çalışıyordum. Kımıldamaya başladım. Gözlerim açılmadıkça telaşlanıyordum. en sonunda gözlerimi zorlukla da olsa açtığım da hemen etrafa baktım. Karşımda Doğan vardı. Gözlerimi ilk açtığım da onu görmeyi inanın hiç beklemezdim. Doğrulmaya çalıştığım da beni omuzlarımdan tutup geri yatırdı.

''yatmalısın Gece.'' derken beni ikna etmeye çalıştığı anlaşılıyordu.

''her şeyi anlat.'' diyip arkama yaslandım.

''zehirlenmişsin işte. zehir vücuduna çoktan yayılmaya başlamış buraya getirildiğinde. 2 haftadır uyutuluyorsun ayrıca. zehiri 2 haftada anca vucudundan atmayı başarabildiler.'' her şeyi şu an tam olarak hatırladım. Viskinin içinde zehir vardı. nasıl böyle bir hata yapabilirim?

''senin burada ne işin var? bizim önümüzü birileri kesmişti?'' dediğimde kafasını yana çevirip güldü. Ona baktığımı farkedince hemen ciddileşti.

''sana ulaşmaya çalıştım bir hafta boyunca. Ki zaten ulaştım ama çatışma olacağı haberi alınca en güvenilir adamımı oraya yolladım. Yani önünüzü kesen benim adımımdı. sizi buraya o getirdi.'' sadece kafa salladım.

''sen neden gelmedin?'' dediğimde hemen gözlerini kaçırdı.

''önemli bir işim vardı.'' sesini kendi bile zor duyuyordur. Bunu düşünmeyi sonraya bırakıp, ayağa kalktıım.

'' 2 hafta çok fazla..Jo ve Met nerede?'' dedim hemen. Bir yandan da üstümde ki askılı siyah bluzun üstüne alabileceğim bir şey arıyordum.

''onlarda yaralanmıştı. tedavi edildiler. şu an dışarda uyanmanı bekliyorlar.'' derken arkama gelmiş ve siyah deri ceketi bana giydiriyordu. Ceketi giyince kapıyı açıp dışarı çıktım. Uzun ve karanlık bir koridor vardı. Sonunda merdiven olduğunu tahmin ettiğim yere doğru hızlı adımlarla yürüdüm. aşağı inerken bütün gözler bana dönmüştü. Oysa ben şu an biri ile konuşmak istemiyordum. Merdivenin sonunda beklediğimi görünce ilerleyip boş koltuklardan birine kendimi attım.

''nasılsın Gece?'' Jo endişeli gözlerle bana bakıyordu.

''çok iyiyim Jack Bey. teşekkürler!'' derken yüzüme yayılan çarpık gülüşü engelleyemiyordum.

''b..ben özür-'' elimi kaldırıp onu susturdum. Bu sırada beni izleyen zenci adamla göz teması kuruyordum. Normalde gözlerini hep karşı taraf kaçırırdı. Çok şaşırtıcı.

''tanışamadık sanırım Gece Hanım. Ben yeni adamınız.'' kendinden çok emin ve kararlı duruyordu. bu bile benim ilgimi çekmeye yetmişti.

''adın ne?'' dediğimde hemen sinirlenmişti. öfke ile ayağa kalktı. Üstüme yürüyecekken önüne Doğan geçti. birbirlerinin gözlerine baktıktan bir süre sonra adam yerine oturdu.

''özür dilerim. Adım Kira'' sesi çok kalındı. Telaffuzlarda zorluk çekiyordu. Değişik bir aksanı olduğu kesin.

''adamım değilsin.. şimdi bana rapor verin bakalım.'' ilk cümlemden sonra büyümüş gözlerle bana bakmaya başladı. Onu takmadan sağ tarafa doğru dönüp Met ve Jo'ya bakmaya başladım.

''Amcan seni hiç aramaya kalkmadı. sanırım olaylardan haberi yok. Talha'nın anlatmadığını düşünüyoruz. Melis ve Ceyhun'a gelicek olursak Ceyhun kayıplarda. Melis ise Talha ile oynamaya tam gaz devam ediyor-'' sahte öksürüğüm onu uyarmaya yetmişti. Ne kadar bana ihanet etmiş olsa da Talha benim kardeşimdi. Onun hakkında kötü konuşulmasına göz yumamam.

''Ceyhun'un nerede olduğu hakkında bir şeyler biliyor muyuz?'' dediğimde lafa bu seferde Jo atladı.

''Ceyhun'un gidebileceği yerlere baktık. kendi üstüne birkaç mülkü olduğu için bakması uzun sürmedi. ama hiçbirinde Ceyhun yoktu. Taşkın Bey'in üzerine olan ve gidebileceği yerlere de baktık. Bazıları özel olarak korunduğu için oralarda olup olmadığını bilemiyoruz. Tahminlerimize göre oralarda olma olasılığı çok fazla.'' gözlerim açık pencereden dışarı süzüyordu. Kendimi yorgun hissetmiyordum. ama pencereden gözüken yeşil büyük ağaçlar, temiz hava uykumu getiriyordu. yapcağım çok şey varken uyuyamazdım daha fazla.

''arabaları hazırlasınlar! gidiyoruz..'' dediğimde herkes dağılmıştı. Gizli evde en iyi adamlarım ölmüştü. gücümü geri toplamalıydım. Talha nasıl bana karşı gelirdi hala anlamış değilim. beni çok severdi. demek ki sevgi de bir yere kadar. Ben bunları düşünürken şu zenci adam yanıma yaklaştı. daha ne olduğunu anlayamadan tam önümde dizlerinin üzerine çöktü. Başı eğik duruyordu. Bu koca ve güçlü adamın bunu yapabileceği aklımın ucuna bile gelmezdi.

''Emrinizde olmak istiyorum. şu zamana kadar hep sizi izledim. Benim görevim çoktan siz olmuştunuz. üzgünüm ama beni istemeseniz de gölgeniz olmaya devam edeceğim. Ne olursa olsun!'' deyip çekip gitti. Bu adam cidden çok cesurdu. Gülüp ayağa kalktım. Salonun kapısını açtığımda, herkes karşımda hazır bir şekilde bekliyordu. 

''Gidelim!'' dediğimde herkes çıkıyordu. Bir tek Kira kapının orada dikiliyordu. Yanından geçerken elimi omzuna koyup, sıktım.

''Size bir emir verdim! hala ne duruyorsun?'' diye şaka ile karışık kızdığımda başı ile selam verip, çabucak dışarı çıktı. Önümde duran on veya daha fazla arabaya şaşkınlıkla baktım. adamlarımın çoğu ölmüştü. burada da hiç adamım yoktu. Önümde duran arabanın arka koltuğuna oturduğumda yanımda da Doğan'ın olduğunu farkettim. Hareket ederken araba bir an da Doğan'a dönüp bakmaya başladım.

''Ne bakıyorsun?'' derken umursamaz davranıyordu. Hatta yüzüme bile bakmıyordu.

''Emin misin?'' dediğimde dikleştiği gözümden kaçmadı.

''Neyden emin miyim?''dedi bir süre sonra.

''Amcama her şeyi anlatıcam. Yine de her şeye hazırlıklı olmalıyız. Bu ihtimali düşünmek bile istemesem de gerçeklerden kaçılmıyor bunu en iyi ben bilirim.'' önüme döndüm ve bu sefer dışarıyı ben, beni de o izlemeye başladı.

''Ne olursa olsun seninleyim Gece. ne olursa olsun..''

***

Gece durdurak bilmeden kendini oradan oraya atmaya devam ediyor. Bölümler gelmeye devam edecek. Yorum ve Vote bekliyorum...

Sıradan Bir GECE Masalı..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin