--11--

131 9 1
                                    


Yiğit'in ağzından

Meydanda insanları eze eze Meyra'yı aradım. İki el silah sesini duyduğumda sesin geldiği yere doğru koşmaya başladım. Meydanın sonuna gidene kadar korkudan öldüm. Polislerin olduğu bir sokağa girdim. Meyra kanlar içinde yerde yatıyordu. Yanına gidip kanlı yüzünü okşadım. Daha onu hatırladığımı bile söyleyemedim. Hayır, Meyra'ya hiçbir şey olmayacak.

" Ambulaaans." Sesim sokakta yankılandı.

" Haber verdik geliyor." Karnından ve kulağından durmadan kan akıyordu. Kafasını dizlerime koyup saçlarını okşadım. Yeni karşılaştık, uyan Meyra... Daha birbirimizle uğraşacağız. Seni sinir edeceğim sen bana kızacaksın sonra barışacağız. Seni hatırladığımı söylediğimde yüzünün halini göreceğim. Uyanacaksın Meyra uyanmak zorundasın. Biz bir şey yaşayamadık...

Ambulansın içinde sesler birbirine girdi. Bir yandan hava verip bir yandan yarasına bastırıyordu hemşire. Bir sürü kablo bağladılar göğsüne. Diğer adamda şırıngayla kolundan ilaç enjekte etti. Elini bir an olsun bırakmadım, bırakamadım... Devamlı gülen yüzü şimdi kanlar içinde. Tuttuğum eli hissiz... Bunu hak edecek hiç bir şey yapmadın sen.

Sedyeyle hastaneye giriş yaptık.

" Hocam kurşun içerde kalmış."

" Hemen ameliyathaneye alın hastayı. Kan gurubunu öğrenin, çok fazla kan kaybetmiş. " Ameliyathaneye aldılar Meyra'yı. Kapının önünde dikildim. Elimden hiç bir şey gelmiyor. Meyra'ya yardım etmek için gelende diğer sedyeyle içeriye alındı.

" Siz hastanın nesi oluyorsunuz?" kafamı yana çevirdiğimde kadının birini gördüm.

" Arkadaşıyım."

" Ailesine haber vermemiz gerekiyor. Numaraları sizde var mı?"

" Yok, ama bulurum. Ben hallederim. " güçlü olmak zorundayım. Meyra ameliyattan sağ salim çıkacak. Beni böyle görmemeli. Telefonumu çıkartıp Bedir'i aradım.

" Alo. Yiğit. Ne oldu oğlum? Meyra nerde?"

" Şahnaz yanın da mı? Yanındaysa ver."

" ... Efendim Yiğit. Meyra nasıl?"

" Şahnaz, Meyra iyi değil. Annesini de al, ... Hastanesine gelin. Annesine bir şey çaktırma, panik atağı varmış."

" Meyra iyi mi? Ne oldu?"

" Sorma Şahnaz. Hemen gelin işte." Telefonu kapattık. Salaklık bende ama derse girmeyip Meyra'nın yanında olsaydım bunların hiç birini yaşamayacaktı. Okuldan neden çıktı ki?

" Yiğit, Meyra nasıl?" kafamı kaldırıp baktığımda Necati baş komiseri gördüm. Çöktüğüm yerden kalkıp yakasına yapıştım.

" Zamanında gitmiş olsaydınız Meyra'yı soruyor olmazdın komiser."

" Yiğit anlıyorum çok üzgünsün. Ekipler gittiğinde Meyra da diğer çocukta yaralıymış. Meyra Salih'in boşluğundan yararlanıp silahı almaya çalışmış ama Salih silahla Meyra'nın yüzüne vurmaya başlamış. Bizimkiler de Meyra'yı vurmamak için ateş etmemişler. Sonra Salih kaçmış."

" Nasıl kaçırırsınız o manyağı elinizden? Meyra içerde can çekişiyor. Kurşun içinde kalmış." Yakasını bırakıp duvarı yumruklamaya başladım.

" Yiğit sakin ol.... Yiğit.... Yiğit sana diyorum. Bak bana. ( sesini yükseltip beni kendine çevirdi.) Meyra'nın uyandığında seni böyle görmesini ister misin? Topla kendini. Güçlü ol."

TakipteyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin