--34--

84 4 0
                                    


-Üniversite sınavından sonra-

Üç hafta çok hızlı geçti. Geçmeseydi de olurdu aslında. Yüzleşmemek için Yiğit'le konuşmayı üç hafta sonraya attım ama... Artık zamanı gelmişti istemesem de anlatmaz zorundaydım artık.

Bu zaman zarfında kızlardan kaçacak delik aradım. Sürekli peşimdeydiler ve ağzımdan laf almak için sıkıştırdılar. Benden başka işleri güçleri yoktu sanki. Ama sınava da çalışmayı ihmal etmediler. Okan'la neredeyse hiç konuşmadık. Benden hoşlandığını söylediği gün ' Seni kırdıysam özür dilerim. Duygularına saygı duyuyorum. Ne olursa olsun senin yanındayım. Sakın korkma. ' diye bir mesaj atmıştı. Onun içinde üzülüyorum. İmkansızım ben onun için.

Sınavı bitirip okuldan çıktım. Dışarıda umutla bekleyen aileler vardı. Kalabalığın arasında babamı aradım. Ben onu göremeden o beni görüp el sallamaya başlamıştı bile yerini göstermek için.

" Ee, nasıl geçti?" Benden heyecanlıydı.

" İyiydi sanki. Bende anlamadım." Gülüp geçti. Annem hamile diye gelememişti. Arabayla giderken annemi aradım haber verdim. Ben sınavdayken dualar okumuş sürekli. Kıyamam yaa.

" Kızım çabuk gelin de doğum günü pastanı keselim." Evet üniversite sınavının yanında bugün benim doğum günüm. İnsan doğum gününde sınava mı girermiş ya. İğrenç.

Eve gelebilmiştik sonunda. Yollar öğrenci ve aileleriyle doluydu. Trafikte felaket bir şekilde karışıktı. İçeriye girmeden önce babam bana döndü.

" Kendini sakın sıkma kızım. Sınavdan düşük bir puan da alsan sana kızmayız. Sen yeter ki iyi ol ve istediğin mesleği yap. Biz senin mutluluğundan başka bir şey istemiyoruz. Seni sevdiğimizi gösteremiyor olabiliriz ama sakın unutma ne yaparsan yap, ne olursan ol senin yanındayız. " Konuşursam dolan gözlerimden yaşlar süzülecek. O yüzden sadece babama sarıldım. Böyle bir anne ve babaya sahip olduğum için çok şanslıyım.

Eve girdiğimizde annemin varlığı bile görünmüyordu. Bana doğum günü pastası yaptığını söylemişti zaten ne diye saklanıyor ki?

" İYİ Kİ DOĞDUN MEYRA." Diye hep bir ağızdan bağırdılar. Bedir, Furkan, Mücahit, Şahnaz, Ceylin, Eda ve Yiğit gelmişti. Oturma odasının ortasına koydukları masanın etrafına toplanmışlardı. Masada bir tek kuş sütü eksikti. Gülmekle gülememek arasında sıkıştım kaldım.

" Teşekkürler. Siz ne ara geldiniz yaa. Sınavdan çıkıp da nasıl yetiştiniz?"

" Yiğit sağ olsun bizi o getirdi. Sonra konuşuruz hadi mumlar sönüyor." Şahnaz beni pastanın yanına çekti. Mumları üfleyeceğim sırada Yiğit konuştu.

" Dilek tutmayı unutma." Dedi göz kırparak. Gözlerimi kapattım ve içimden 'Lütfen her şey yolunda gitsin.' Diyerek mumları üfledim. Bizimkiler alkış tutarken annemle sarıldık.

" Nice güzel yaşlara canım kızım. Ömrün güzelliklerle geçsin inşallah. Allah'ım karşına hep iyi insanlar çıkartsın." Annem benim <3.

Babamla da sarıldıktan sonra sıra arkadaşlara geldi. Onlarla uzun zamandır böylesine iyi olmamıştık. Artık daha da iyi olacağız. Ama iyi olmayan Yiğit olacak. Bu haksızlık. Onun ilerde üzüleceğini bilseydim eğer asla takip etmeye kalkmazdım.

Sarılma sırası Yiğit'e gelmişti. Bu anı bekliyordum. Hiçbir şey olmamış gibi sarıldık.

" Doğum günün kutlu olsun. İyi ki varsın." Kulağıma fısıldadı.

TakipteyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin