" Alo Meyra. Ne yapıyorsun?"
" İyiyim Şahnaz. Her Türk kızının birinci vazifesini yapıyorum."
" Neymiş o?"
" Bulaşık yıkıyorum canım. Annem evde ne kadar kap kacak varsa yığdı önüme. Utanmasa komşularında bulaşıklarını alacak ya."
" Kızım sen bulaşıkla yırttığına sevin bence."
" Ne yırtması be. Babam dört hafta dışarıya çıkmak yok dedi. Harçlığımı da kesti. çulsuzum anlayacağın. Bir de eve misafir gelecekmiş. Annem poğaça böreği de bana kitledi."
" Kül kedisi mi oldun sen?"
" Seninde içine Ceylin kaçmış galiba. Durumumu ona sen anlat. Birde onunla uğraşamam. By." Deyip suratına kapattım telefonu. Elim kolum deterjan köpüğü oldu zaten. Akrabalarımız gelecekmiş misafirliğe. Dıdısının dıdısı... tanımam etmem ya.
Misafir, bulduğunu değil umduğunu yemek isteyen varlığa denir. Evin her yerini mikroskobik gözleriyle inceler. Küçücük bir toz parçasının kokusunu hemen alır. Yedikleri yemekleri otopsi yaparlar resmen. Annenin bir bakışıyla 'bak Gülsüm teyzenin çayı bitmiş, Ayşe'nin tabağı boşalmış vb.' dediğini anlamak zorundasındır.
Bir de daha kötüsü vardır. Misafir çocuğu...
Salonda herkesin içinde dünyanın en sevimli varlığıdır. Ama başka bir odaya geçince canavarlaşır. Ortalığı birbirine katabilir. Biraz azarlasan tam o anda anası gelir ve sana delici bakışını atar. Ve sen ne yaparsan yap o bilgisayar açılır... tabi iyi misafirlerde yok değil. Nesli tükenmek üzere ama...
Annemin tarif defterini alıp işaretlediklerini yapmaya başladım. İnsan bi yardıma gelir ya. Annem bu tarifleri nerden buldu. Fırından harika kokular geliyor. Aç değildim ama kokudan acıktım.
" Ben o bakışı biliyorum Meyra. Misafirler gelene kadar yemeklere dokunmuyorsun. Bi de büyük çaydanlığı çıkart çayı orda yap. Küçük çaydanlığın altına da hazır su doldur. "
" Ama ben iyice küçük besleme oldum."
" Hak ettin canım. Bütün gece babanla gözümüze uyku girmedi. Öldük meraktan. Yakacaksın poğaçaları. Çıkar."
Misafirler gelmeden her şey hazırdı. Annemin on sekiz senelik çeyizinden tabakları çıkarttık. Misafirde gelmese göremeyeceğiz. Kristal çay bardakları da görücüye çıktı. İkişer üçer gelmeye başladılar. Seher ablada geldi. Akraba gününde onun ne işi olduğunu anlamadım ama neyse. Birde küçüklükten bu yana sinir olduğum Yasemin geldi.
" Meyra, sen kilo mu aldın? Lop lop olmuşsun." Ben bu kızı yolarım ama ya...
" Her karşılaşmamızda aynı cümleyi kurman ne kadar ilginç. Ya da başka cümle kuracak kapasiten yok. Geç içeri hadi." Saçını yüzüme savurdu öyle girdi içeri. Gelen çocuklar odama doluştu. En son iki tanesi yatağımı birbirine kattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takipteyim
ChickLitMeyra olacaklardan habersiz arkadaşlarıyla buluşmaya gidecekti. Metroya doğru yürümeye başladı. Ama onu görünce olduğu yerde durdu, şaşırmıştı. Onu görmeyi hiç beklemiyordu. Yürümeyi unuttu resmen. Onu hatırlıyordu. Üç yıl önce gördüğü, kendisiyle d...