Meyra'nın ağzından
Hala aklım almıyor. Üç yıldır unutamadığım Yiğit'i önce buldum sonra kaybettim sonrada beni kurtardı. Bu kadarını hayal bile edemezdim. Evini öğrenmek için takip etmeye başlamıştım ama o benim evimi öğrendi. Merdivenlerden yukarıya çıkarken Seher abla kapısını açmış bana bakıyordu.
'' Kıız Meyra kimdi o? Sevgilin mi yoksa?'' anlam veremediğim bir kahkaha attı. Ve ağzın bal yesin Seher abla.
'' Yok, canım daha neler. Arkadaşım, yolda karşılaştık...'' Lafımı kesti.
'' Dur tahmin edeyim; Yolu da buradan geçiyormuş.'' Ne diyeceğimi şaşırdım. İçimi okudu resmen.
'' Ben de geçtim bu yollardan. Utanmaaa, ben Cemil abini nasıl kandırdım sanıyorsun?'' ve bir kahkaha daha. Allah'ım ne olur ben Seher abla gibi olmayayım. İyi akşamlar dileyip Ağrı ve Everest dağını andıran merdivenleri tırmanmaya devam ettim.
Odamda kendi kendime Yiğit'i düşünüp deli gibi gülerken annem içeriye girdi.
'' Seni iyicene kaybettik kızım. Kime gülüyorsun?'' annem kafa kadındır, çocukla çocuk, yetişkinle yetişken, yaşlıyla yaşlı olur. Her devrin kafası vardır yani.
'' Kime güleceğim anne. Halime gülüyorum. Sürünüyoruz bee.''
'' Allah'tan kork sürünüyoruz diyo bide. Şükret şükret.'' Yatağımın başına oturdu.
'' Şaka yapıyorum be anne. Hemen inandın sende.''
'' Eee anlat bakalım.''
'' Ne anlatayım anne? Her günüm aynı.''
'' Kızlarla buluşmayacak mıydın sen? Ne anlatıyor kızlar?'' Doğru ya kızlarla buluşmak için evden çıkmıştım. Annem üç yıldır Yiğit'e âşık olduğumu bilmiyor. Onu takip ettiğimi ve başıma gelenleri anlatsam kriz geçirir.
'' Ne anlatacaklar canım, derslerden konuştuk.'' Yalana bak. Ben okulda bile derslerden bahsetmemeye çalışırım. Dedikodu yapacağımız yerde derslerden bahsetmek biraz saçma olurdu herhalde.
'' Sen ve ders. Güldürme beni Meyra. Bir aslanla bir ceylan ne kadar yakınsa, sende derslerinle o kadar yakınsın yavrum.'' Doğru söze ne denir. Annemin beni tanımasına sevinsem mi üzülsem mi bilemedim ve konuyu kızlara attım. Onların sorunları vardı onları konuştuk dedim. Kızlar beni affedin. Annem inandı ve odamdan çıktı. Ben Yiğit'i düşünüp aptal aptal sırıtırken telefonum çaldı. Arayan dayımdı. Nasıl belli kardeş oldukları. Ben Yiğit'i düşünürken bir annem gelir bir dayım arar... Aşkımı yaşayamıyorum kendi içimde...
'' Alo dayı, nasılsın?''
'' İyiyim sen nasılsın?''
'' Nasıl olayım dayı sürünüyorum işte.'' Kısa bir gülmeden sonra dayımın ses tonu ciddileşti.
'' Senin bugün adliyede ne işin vardı?'' bu cümleyi duyar duymaz gözlerim büyüdü, ellerim titremeye başladı, saçıma aklar düştü(!). Ne diyeceğimi bilemediğimden telefonu dayımın suratına kapattım. Bunu soracağını tahmin etmemiştim ve birden panik oldum. Telefonum tekrar çaldı. Ve açtım.
'' Telefon kapandı yanlışlıkla. Sen ne demiştin dayı duyamadım da?''
'' Ne işin vardı adliyede?''
'' Iıı şeeey. (odanın içinde volta atmaya başladım) Okuldan sicil belgesi istediler de onun için gittim.''
'' Sicil belgesi adliyeden değil belediyeden alınır.'' Yeni bir şey daha öğrendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Takipteyim
ChickLitMeyra olacaklardan habersiz arkadaşlarıyla buluşmaya gidecekti. Metroya doğru yürümeye başladı. Ama onu görünce olduğu yerde durdu, şaşırmıştı. Onu görmeyi hiç beklemiyordu. Yürümeyi unuttu resmen. Onu hatırlıyordu. Üç yıl önce gördüğü, kendisiyle d...