2. Burağın evinde bir gece

20 4 0
                                    

Medya ; Burak

Ben şimdi gece yarısı nere giderdim? Ne yapacaktım? Hala hüngür hüngür ağlıyordum. Yakınlarım vardı ama onlara gidemezdim. Onlara da hesap vermek zorunda kalacaktım. Ne diyecektim yani? Umutu babam öldürmüş mü diyecektim? Bu lafı neden demiştim ben şimdi. Daha çok ağlamaya başladım.

Sessiz, ıssız sokakta sadece benim ağlama seslerim duyuluyordu. Hiç kimse camdan, balkondan bakmıyordu. Allahım yardım et bana!

Biraz yürüdükten sonra, on onbeş adım ötede serseriler gördüm. Üç kişilerdi. Beni görürlerse ben biterdim. Şuan çok korkuyordum. Yavaşça ve sessizce geri döndüm. Ama yapamadım. Sokak o kadar sessizdi ki bir kişinin nefes alış verişlerini duyabilirsin yani.

Ki bu durumda serseriler beni görmüştü. Bi tanesi yanındakini dürterek otuz iki diş sırıttı. Yavaş yavaş bana gelmeye başladılar. Ben ise arada arkama bakarak hızlı hızlı yürüyordum. Bir daha baktım. Olamaz! Daha çok yakınlaşmışlardı.

"Hey!"

Dedi bir tanesi. Issız sokakta sesi yankılanmıştı.

"Dursana bebeğim. Anlaşılan kalıcak bir yerin yok, bizim ev boş." Dedi ve arkadaşlarıyla gülüştüler.

Bir tanesi bana yaklaştı ve eliyle yanağımı okşadı. Hemen geri çekildim. "Gidin burdan! Yoksa polis çağırırım."

Diye tehdit ettim onları. O ise sadece dalga geçti.

"Olamaz hemen kaçnalıyız! Polisi arayacakmış."

Dedi arkadaşlarıyla kahkaha attılar.

"Sana git burdan dedim!" Dedim ve onu ittirdim.

"Kız sana git diyor! Anlamıyor musun lan?!"

Karanlıktan birisi geldi ve o ittirdiğim çocuğu yumrukladı. Kim olduğunu anlamamıştım. Çocuk yerde kıvrılırken, diğerine yumruk attı bu sefer. Öbürüde arkadaşlarına kalkması için yardım etti ve ayaklarını kalçalarına vuracak şekilde koşarak buradan uzaklaştılar.

"Sen kimsin?" Dedim ve yüzüne daha yakından bakmaya devam ettim.

"Burak"

"Burak mı? Senin burada ne işin var?" Dedim.

"Asıl senin elinde valizle, bi gece yarısı burada ne işin var? " Dedi ellerini deri ceketinin cebine soktu.

"Boşver." Dedim ve başımı yere eğdim.

"Pekala, kalıcak bir yerin var mı?"

Belki nehirlere gidebilirdim. Ama şimdi onlara ne diyecektim?

"Bilmiyorum. Allah kahretsin, bilmiyorum?" Dedim ve sırtımdaki çantayı yere fırlattım. Yere oturup, ellerimi saçlarımın arasına daldırdım. Nedir bu başıma gelen? Of! of!

"Tamam, sakin ol. "

Dedi ve yanıma oturdu. Kaldırım kenarına oturmuştuk.

"Anlatıcak mısın?" Dedi.

Nasıl anlatabilirdim. Anlatamam, işte! Anlatamam!

"Hayır!" Dedim ve oturduğum yerden hışımla kalktım.

"Ben gidiyorum."

"Nere? Kalıcak bir yerin var mı?"

"Bilmiyorum sormam lazım."

Sil Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin