"Anne? Baba?" Dedim son nefesimle. Neredeyse 1 veya 2 ay olmuştu onları görmeyeli. "Kızım, seni çok özledik." Dedi annem. Bir yandan onlara sarılmak istiyordum, bir yandan da onlara kızmak istiyordum. Ama her ikisinide şu an yapamazdım. O birincisi şuan oluyordu mesela.. annem koşarak bana sarıldı.
Annem derin bir nefes aldı, kokumu içine çekti. Sımsıkı sarıldı, gözyaşlarını omzumda akıttı. Kollarım istemsizce yukarı kalkarak annemin belini sardı. Kokusunu içime çektim. Babam bize bakıyordu ifadesizce hala...
"Kızım, bizi özledin mi?"dedi annem. Onları özlemiş miydim ben? Ne yapacaktım? Onları affedecek miydim?
"Masal?" Gözlerimi yavaşca araladım. Karşımda nehir vardı. Hızla ayağa kalktım. "Nehir, annemle babam nerde?"dediğimde bana ifadesizce baktı. "Anne ve baban mı? Masal, rüya gördün heralde." Dediğinde onaylamadım. Kafamı iki yana salladım. Onlardan nefret ediyordum, biliyorum kardeşimi öldürmüşlerdi ikiside ama...
Bilmiyordum işte! Kahretsin! Ne yapacağımı bilmiyordum.
"Nehir, sen geldin dedin ya. Dışarda misafirler bekliyor dedin. So-sonra dışarı çıktık. Annemle babam vardı! Nehir hatırlamıyor musun? Geldiler bana sarıldı annem!" Dediğimde ellerini yanaklarıma koydu. İstemsizce göz yaşlarım yabaklarımdan süzüldü.
"Nehir bir şey söyle! Geldiler onlar! Geldiler!" Dedim tekrar bağırarak. "Masal... rüya görmüşsün. Ne gelen ne giden oldu hastaneye..." dedi. Nasıl yani bunlar rüya mıydı? Ama her şey gerçek gibiydi o an. Bana neler oluyordu böyle?!
O an aklıma burak geldi.
"Burak? Burak nerde? O iyi mi?" Dediğimde gülümsedi. "Uyandı, geri döndü ve uyandı. Ben sana demiştim masal. O seni bırakmaz." Dedi.
Yataktan kalkarak burağın odasına gittim. Nehir de peşimden geldi. Odaya girdigimde burak bana baktı. Hızlı adımlarla yanına gittim ve ona sarıldım. "Geri döndün burak! Geri döndün." Dedim, ona sıkıca sarılarak.
"Seni bırakacağımı mı sandın lan?"dedi gülerek. Bu çocuk ruh hastasıydı. Vurulmuştu ve hala abuk subuk cümleler kurabiliyordu.
Bende güldüm ve geri çekildim. "İyi misin?" Dedim. "İyiyim." Dedi oda. Ardından nehir odadan çıktı. Çıkarken bana göz kırpmayıda unutmamıştı.
"Şu an cidden bir köpekten kaçmış gibisin." Dedi. Nasılda tanıyordum onu. Yine ve yine dalga geçmişti.
"İyi bir konuşmaydı." Dediğinde, anlamasızca ona baktım.
"Ne?" Dedim.
"Benim uyuduğumu sandığın zaman var ya, iyi konuşma yaptın diyorum." Dediğinde direk omzuna vurdum. "Ben senin başında bekliyim saatlerdir, sen uyuma numarası yap." Dediğimde aklıma rüya geldi ve suratımı astım.
"Ne oldu?" Dediğinde ona baktım. "Burak ben iyi değilim galiba." Dediğimde bana ifadesizce baktı. "Nehir bana gelip demişti ki, 'dışarıda seni bekleyen misafirler var' demişti. Dışarı çıktığımızda annemle babam vardı.." dedim ve duraksadım. Kahretsin yine mi ağlıyordum ben?
"Annem geldi bana sarıldı. Sonra uyandım ben. Meğer hepsi rüyaymış burak. Ama her şey o kadar gerçekçiydi ki.."
"Hepsi rüya masal. Doktorlar seni benim yanımdan zorla çıkarttıktan sonra kendini yere attın ve kafanı vurdun. Bayıldın. Ben de birden ayağa kalkınca herkes şaşırdi tabii. Kalktığımı ve aslın da uyanık olduğumu sana söylememelerini istedim. İşte, rüya görmüşsün." Dedi.
"Burak ama... annem bana sarıldı." Dedim daha çok ağlayarak. "Şş.." dedi ve işaret parmağını dudağıma götürdü. "Şimdi git ve banyo yap. Kendine gel bi rahatla." Dedi.
"Ama sen.." dediğimde lafımı kesti.
"Ben iyiyim." Dedi. Eğilip dudağına bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım.
Nehiri bulup birlikte eve gittik....
***
Suyun vücudumdan akmasıyla gülümsemem bir olmuştu. Uzun zamandır yıkanmıyordum. Bi garip gelmişti.
Banyodan çıktıktan sonra, üstümü giyinerek nehirin yanına gittim. "Yıkadın mı?" Dedi nehir dizisini izlerken. "Evet, hadi hastaneye gidelim." Dedim. "Yemek yesey..." derken sözünü kestim.
"Hastaneden bi şeyler alırız." Dedim. Gülümsedi ve, "tamam" diyerek evden çıktık.
Yolda yürürken sessizliği nehir bozdu. "Arabasını çaldığım adam nerde şimdi? Onu bulmamız lazım, cezasını çeksin dimi?" Dedi. Ona baktım, "ben halledicem onu." Dedim.
Aklımda bir şeyler vardı..
***
"Ya sen boşver onu burak. Polisler halleder onu." Dedim 100. Kez burağa, egeye bir şey yapmamasını söylerken.
Pes ederek, "of tamam." Dedi. Ama ben yinede şüpheleniyordum. Eğer ben burağı biraz tanıyorsam kesin bir şey yapardı.
Nehir içeri girdiğinde elindeki yemeğe ve ona baktım. "Size yemek getirdim..." dedi nehir. "Saol." Dedim bende.
"Aç mısın burak?" Dedim.
"Kurt gibi." Dediğinde hemen nehirin komidinin üstüne koyduğu çorbayı alarak burağa yedirmeye başladım. Sonra kendi eline verip, bende yemeye başladım.
Akşama kadar birlikte eğlendik, oyunlar oynadık. Hiç bir zaman bu anları unutmiyacaktım.
***
Şimdi aklıma gelmişti, barış neredeydi?
O şerefsizi düşünecek değildim heralde değil mi?
Şu an nehirle oturmuş sohbet ediyorduk. Burakda, uyuyordu.
"Başımıza neler geldi be." Dedim gülerek. "Aynen kanka, ama biz bunlarıda atlaticaz." Dedi. Gülümsedim.
"Nehir," dedim. Bana baktı,
"Barışı özlemedin mi hiç? Yanına gelmiyor bile." Dedim.
"Özlemiyorum masal. Onu hiç özlemicem de." Dedi.
"Emin misin nesi aldattığına?" Dedim.
"Masal, kendi gözlerimle gördüm. Resmen kızla sarılıyodu. Yanagını okşuyordu.. aklıma geldikçe gerçekten pişman oluyorum onu sevdiğime masal!"dediğinde sarıldım ona.
Çok üzülmüştü ama Nehir bilmiyordu ki şu sesi duyacağını,
"HER ŞEYİ YANLIŞ ANLAMIŞSIN NEHİR."
Hikayeye biraz ara vericem. Sizleri seviyorum.. yakında yeni bölüm gelecek..
♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Teen FictionKardeşinin ölümünü hastalıktan sanan masal, aslında babasının öldürdüğünü biliyor muydu? Bu yalanı öğrenmesi, Evi terk etmesi, Nereye gideceğini bilememesi... Daha başına ne gelecekti? İntikamını nasıl alacaktı?