Nehirin elini tutarak tekrar ve tekrar özür diledim ondan. Belki beni duyabilirdi. Bir mucize olup uyanabilirdi belkide.
Evet, nehir yaşıyordu! O anda bir mucize oldu ve nehirin kalp ritmini gösteren cihaz aşağı yukarı çizgiler çekmeye başlamıştı.
Her şey benim yüzümdendi. Her şey...
"Nehir," dedim ve o sanki hiç açılmayacak gözlerine baktım. "Beni affet. O telefona baksaydım, mesajlarına cevap verebilseydim belkide bunlar başımıza gelmeyecekti. Hepsi benim yüzümden lanet olsun! Hepsi benim yüzümden. " dedim.
"Senin yüzünden değil masal. Hepsi o lanet olasıca barışın yüzünden." O ses...
"Uyandın! Yaşıyorsun!" Diyerek sıkıca sarıldım nehire.
"Biraz daha böyle sarılırsan yaşayamicam." Dediğinde hemen geri çekildim. "İyi misin? Hemşire falan çağırayım mı?" Dedim. "Hayır masal. Ben iyiyim, merak etme. " dedi.
"Bana şu olayı doğru düzgün anlatsana." Dedim.
"Barışı cafe de bir kızla sarılırken gördüm. Sonra sinirle ordan ayrıldım. Araba çaldım ve... işte kamyonla çarpıştım. Baksana barış gelmedi bile. Beni aldatıyo. Oysa, o beni salak yerine koyup beni aldattı. Çaldığım arabanın sahibi de benden şikayetçiymiş." Dedi.
"Ya bu arabanın sahibiyle bide brn konuşsam belki ikna eder şikayetini geri alır." Dedim. "O inat adamla konuşmak yerine, senin cırtlak sesini tercih ederim." Dediğinde sinirle baktım. Agzına fermuar çeker gibi ellerini havaya kaldırdı.
"Ya ben bi konuşayım o adamla. Telefon numarası veya onu nerde bulabilirim ki?" Dedim. "Bende var." Dedi ve yanındaki masadan bi kağıt verdi. "Al bu telefon numarası. Belki ikna edersin." Dedi, ben de kağıdı alarak odadan çıktım.
Telefonumu arka cebimden alarak hemen numarayı yazıp 'ara' ya bastım.
Çalıyor...
Çalıyor...
"Efendim?" Bu bir tür erkek sesine benziyordu. Evet, evet erkekti bu.
"Merhaba, ben arabanızı çalan kişinin yakın arkadaşıyım."
"Ah, o konulara hiç girmeyelim lütfen. Ben şikayetimi çekmicem daha fazla uğraşmayın." Dediğinde göz devirdim. Ukala ukala konuşuyordu ve gıcık etmişti bu beni.
"Sadece 5 dakikanızı alır. Bir yerde konuşsak olmaz mı?" Dedim. "Hm.. tamam. Nerde buluşucaz?" Dedi. "Farketmez." Dedim ben de.
"O zaman, tat cafenin oraya gel." Dedi. Ben de tamam dedikten sonra cafeye doğru yol aldım.
-
"Bakın beyfendi, gerçekten önemli bir mevzu bu. Arkadaşım kötü bir olay yaşadı ve onun şokuyla ne yaptığını bilmiyordur. Yoksa o hiç böyle şeyler yapmaz. Araba çalmak falan." Dedim.
"Hanımefendi, siz beni anlamıyorsunuz galiba. Arabam berbat bir şekilde. Ha, eğet bana yenisini alırsanız tamamdır şikayetimi geri alırım." Dediğinde gözlerimi açabilidiğim kadar açtım.
"Bunun başka bir yolu yokmu?" Dediğimde sırıtarak, "var aslında." Dedi. Neşeyle, "nedir?" Dedim.
"Benimle bu akşam yemeğe çıkmanı istiyorum."
"Ne?"
"Evet duydun güzelim. Eğer şartımı kabul edersen, şikayetimi geri alırım." Dedi.
"Birincisi ben sizin güzeliniz falan değilim. İkincisi öyle bir şeyi asla kabul etmem. Üçüncü-"
"Şartımı kabul ediyor musunuz etmiyor musunuz?" Dedi sözümü keserek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sil Baştan
Novela JuvenilKardeşinin ölümünü hastalıktan sanan masal, aslında babasının öldürdüğünü biliyor muydu? Bu yalanı öğrenmesi, Evi terk etmesi, Nereye gideceğini bilememesi... Daha başına ne gelecekti? İntikamını nasıl alacaktı?