1. Büyük Yalan

36 5 2
                                    

Multimedya ; Masal.

İyi okumalar...

Her zaman ki gibi erken kalktım. Bugün okul yoktu, tatildi. Ama ben alışmıştım, erken kalkmaya. O, nefis yemeklerin kokusu burnuma gelince mutfağa doğru ilerledim. Annem yine o güzel yemekleriyle bizi hayran bırakıyordu. Canım annemdi o benim. Canımın içiydi.

"Kuzum benim. Canım annem, günaydın."

Deyip, arkasından sarıldım ona. O sırada yemek pişiriyordu. Siz şimdi kahvaltıda yemek mi yenir? Diyorsunuz. Bize farketmezdi. Biz garip bir aileydik. Normal yani. Annemin o pürüssüz, yumuşacık, tombiş olan yanağına büyük, ıslak bir öpücük bıraktım.

"Canım kızım benim, sana da günaydın. Kahvaltı şimdi hazır olur, hadi git elini yüzünü yıka. "

"Tamam annem."

Deyip mutfaktan çıkıp, banyoya doğru ilerledim. Banyoya girip kapıyı kapattım. Aynada şöyle bir kendime baktım. Dayanamıyordum. Umut ölmüştü, kardeşim ölmüştü. O ölmüştü. Gözümden bir yaş aktı. Onu çok özlüyordum. Onla kavga etsek te, onu dövsem de onu seviyordum. Hem de çok. O lanet olasıca hastalıktan ölmüştü.

"Masal? Kahvaltı hazır kızım. Baban da kalktı hem, hadi gel."

Annemin seslenişine 'tamam,geliyorum.' Diye karşılık verip elimi yüzümü yıkadım.

Yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıktım. Her zaman ki gibi aynı yerime oturup kahvaltımı yemeye başladım. Uzun süreden sonra sessizliği ben bozdum.

"Baba, bugün işe gidecek misin?"

"Bugün tatil kızım bana. Ne oldu? Bir şey mi var?"

"Hayır sadece sordum."

Doğru ya! Bugün pazardı. Ona tatildi.

Bu sefer anneme dönüp yavru köpek bakışı attım.

"Anne, nehirlere gidebilir miyim bugün? Hem ödevleri de birlikte yaparız. Lütfen.."

Deyip ellerimi burleştirip çenemin altına koydum. Yine masum kız bakışını attım. Annem bu halime kıyamazdı benim.

"Tamam, tamam. Yeter ki şu bakışı bir daha yapma."

"Taman annelerin birtanesi!"

Tabiiki de yapacaktım, kızmasın diye demiştim. Yoksa asla nehirlere gidemezdim. Annemin inadını bilirdim ben. Babam zaten bugün çol yorgundu. Kahvaltıdan sonra hemen yatardı. Yoksa oda bana karışırdı. Şuan umrunda değildim. Heralde tek düşündüğü yatak ve uykuydu. Ama adama da hak vermek lazımdı. Düşünsenize, mesela sizin haftada sadece bir gününüz tatil. Diğer günler okul. Vahşet! Değil mi? Neyse ki bizimki iki gündü. Oda yetmiyordu ama en azından bir gün değildi.

Kahvaltımı bitirdikten sonra ellerimi yıkayıp odama geçtim. Dolaptan siyah renkli, üstünde bir kız olan t-short aldım. Altına da siyah, dar bir pantolon. Benim tarzım buydu. Bundan vazgeçemezdim. Eteklerle isim hiç olmazdı. Hele ki elbiseler hiç sevmezdim. Ama üstümde güzel duruyorlardı. Bir kere nehir zorla denetmişti.

Dolabı karıştırırken annemin zorla aldırdığı, krem rengi, dizimin azcık üstünde biten elbiseyi gördüm. Onu nehirin doğum gününde giymiştim. Ne zor anlar yaşamıştık o elbiseyle! Babamın haberi yoktu tabii. Ol sa hayatta izin vermezdi ki ona katılıyorum. Sadece bir gün giymiştim. Arkadaşımın doğum gününde yani. Babam görmesin diye çok uğraşmıştık ama annemle.

Sil Baştan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin