2. Bölüm

1.3K 65 1
                                    

2. Bölüm

Yapamayacağım, diye tekrarladım. Yapamayacağım, yapamayacağım, yapamayacağım.

Verdiğim karar konusunda kendime güvenmediğim için hazırlanmaya başlanmadan önce telefonumu elime aldım ve Bridgit'e mesaj yazmaya başladım.

 "Bridg, ben gitmeye karar verdim.

Ama sanırım, yapamayacağım. "

 Hızla yukarı, odama çıktım. 4 yıl önce olsaydı çıkacak bir odam olmazdı çünkü yaşadığım yer bir tür barakadan başka bir şey değildi. 4 yıldır biriktirdiğim parayla ancak burayı tutabilmiştim. 1 yıllığına anlaşmıştım, 1 yıl sonra 18 olacaktım ve nihayet bana bırakılan miras üstünde hak iddia edebilecektim.

Elbise seçmeden önce, çok nadir, yalnızca içimdeki özlemin beni tükettiği zamanlarda açtığım çekmeceye uzandım. Yavaşça açtım ve 4 yıl öncesindeki hali bozulmasın diye özel olarak paketlediğim giysileri çıkardım.

İlkini açtım ve tiyatronun merdivenlerinde onunla karşılaştığım gün giydiğim mor elbiseyi çıkardım. Elbisenin arkasında, oturduğumuz merdivenin tozundan oluşmuş  leke hala duruyordu.

Ardından asıl olana uzandım. Sahilde otururken giydiğim buz mavisi elbiseye. 11 yaşımdaki doğum günümden aldığım en güzel hediye olan elbiseye.. Elbise üstümdeyken ıslak vücuduna sarıldığım için su damlalarının oluşturduğu bir kaç minik leke vardı. Bu beni iradem dahilinde olmadan gülümsetmişti. Ne yaptığımı pek de farkında olmadan elbiseyi kokladım. Az, çok az da olsa kokusunu duyabiliyordum.

"Mel kapıyı aç çabuk! Hey!" kulak tırmalıyıcı zil ve kapı yumruklama seslerinin arasında Bridgit'in sesini duymam beni daldığım düşten uyandırmaya yetmişti. Koşarak aşağı inip kapıyı açtım. "Bu evin kiralık olduğunu unutmamışsındır umarım?" dedim yumruk yaptığı ellerini işaret ederek. Gözlerini devirdi ve beni baştan aşağı süzdü. Ardından içeri girdi ve beni iteklemeye başladı. "Daha banyoya bile girmemişsin! Oraya da gelmemi istemiyorsan işini bir an önce halletmeye bak."Tepki vermediğimi görünce kaşını kaldırdı ve "Hiç de Justin Bieber'ın doğum gününe gidecek bir Belieber gibi görünmüyorsun." dedi dudakların büzerek.

"Belieber'ları yeni bir popülasyon olarak düşünmeyi kessene Bridg. İçimizde hala karakter denen şeyden var." dedim sabırsızca. Odamın önüne geldiğimiz için hızla havlumu alıp banyoya girdim. Kendimi suyun altına atarken "Acele et!" diyen Bridgit'i duydum. Bu partiye gitmeme neden bu kadar meraklı olduğunu hala anlayamıyordum..

***

Havluma sıkıca sarındım ve odaya girdim. Bridgit anında ayağa kalktı ve elindeki mor gece elbisesini bana doğru tutarak istifini hiç bozmadan sırıtmaya başladı.

"Unut bunu!" dedim şaşkınlıkla. "Mor giymem. Hayatta olmaz."

"Ama Belieber'lar-"

"Beliber türünü inceleyen profesör gibi davranmaktan vazgeç. Ben. Onun. Karşısına. Morlar. İçinde. Çıkmam." dedim kollarımı göğsümde kenetleyerek.

"Uff, tamam sakin ol. Belieber değilim, üzgünüm tek yapabildiğim olağan davranışlarını incelemek." dedi elbiseyi üzgünce yatağımın üstüne bırakarak.

"Eee o zaman ne giymeyi düşünüyorsun?" diye ekledi. Ardından ıslak saçlarıma baktı ve gülümsedi. Bakışlarını takip ettim ve ben de saçlarıma baktım. Sorarcasına yüzüne baktım.

"Haha, affedersin ama buklelerinin hep yapay olduğunu düşünmüştüm. Islakken bile bozulmamışlar." dedi hayranlıkla. Bu beni şaşırtmıştı, hayranlıkla bahsedilece biri olacağımı düşünmemiştim hiç.

Bir Yaz Gecesi RüyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin