15. Bölüm
"Geç oldu," bakışlarımı yere diktim. "Artık gitsek iyi olacak."
"Cevabın bu mu? Tüm söylediklerim için?" dedi şaşkınlıkla bir kaç adım geri çekilerek.
"Sorun değil; kendim de giderim. Güzel bir gündü, teşekkür ederim." dediklerini yok saymakta neden bu kadar kararlı olduğumu ben bile anlamamıştım.
"Dur," diye seslendi. "Sana, seni evine bırakacağımı söylemiştim. Düşündüğün kadar adi bir herif değilim. Bunu sana kanıtlamama yardım eder misin?"
"Eee, tamam.." etrafıma baktım. "Beni evime bırak öyleyse."
"Burada bekle, hemen geliyoruz." dedi geri geri yürürken. "Gitme, tamam mı?"
Kahkahamı bastırarak başımla onayladım ve arabasını önüme çekene kadar o aptal sırıtışı yüzümden silemedim.
Bugün yaşattıklarının beni mutlu etmesini istemiyordum. Tüm bunlar için en küçük bir mutluluk hissedersem ellerimin arasından kayıp gideceğine emindim.. Gerçek şuydu ki; şu an bir peri masalının içindeymiş gibi hissediyordum. Ve bu iyi bir şey sayılmaz, çünkü gerçek hayatta peri masalları yoktur. Aptalca hayalleri olan aptal kızlar ve onları kullanan havalı piçler vardır.
"Kulübe uğrasam sorun olur mu?" dedi araba yavaşlamaya başladığında.
"Keyfine bak." yüzümü ona dönmeden cevapladım.
Umursamamaya kararlıyken zihnimde bir ampül yandı. Bu saatte kulüpte ne yapacaktı? Kulüp, kızlar..
"Ben de geleceğim." diye atladım aniden.
Şüpheyle yüzüme baktı. "Tamam, gel hadi." dedi arabayı park ederken. Durunca hemen indim ve yanında bittim.
Ne düşündüğümü anlamış gibi ukalaca sırıtıyordu. Gözlerimi kıstım ve önünden yürümeye başladım.
İçeri girdiğimizden bir süre sonra arkamda olmadığını fark ettim. Gözümü kamaştıran renkli ışıkların arasında olduğum yerde yarım bir çember çizip etrafı taradım ama yoktu.
Dudaklarımı büzüp önüme dönünce, bir anda gözüme çarptı. Sadece 'çok özel' üyelere ayrılmış üst katta oturuyordu.
Etrafını kızlar kuşatmıştı. Bir yandan poz, imza ve öpücük dağıtıyor bir yandan içkisinden yudumlarken adamın biriyle konuşuyordu.
Kucağında ona dokunup, onu öpen iki sürtük vardı. Halinden hiç şikayetçi görünmüyordu..
Tüm bunları görürken elbette kolayca bir kenara yığılabileceğim için, kendimi barlardan birine atmıştım. Düzenli nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordum.
Gidip o sürtükleri dağıtamazdım. Ona bağırıp çağıramazdım. Hiçbir şeyi değildim. Ve artık onu engelleyecek bir Selena'sı da yoktu.
Hırsla, kulüpte ilgilenecek bir şeyler bulmak için etrafa göz gezdirdim. Bingo!
Hızla yerimden kalkıp üst katın merdivenlerine ilerledim. "Jason!" diye seslendim. "Hey, Jason!"
Adını dua gibi söylediğimi o da fark etmiş olmalı ki, etrafını çeviren kızların arasından sıyrılıp yanıma geldi. "Seni tanıyor muyum?" dedi dikkatle beni süzüp.
"Aptal," deyip geri çekildim. "Melanie, hatırladın mı?"
"Bana aptal diyen kız.. Ah, evet Melanie! Üzgünüm bebeğim, ama yalnızca bir öpücüktü."
"Öpücük mü?" dedim şaşkınlıkla.
"Ama devamını şimdi halledebiliriz istersen," dedi bana yaklaşıp. "Islak kızlardan hep hoşlanmışımdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Fanfiction"Seni seviyorum," diye fısıldadı ara verdiğinde. "Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.." her öpücüğünden önce bana bunu fısıldıyordu. "Tanrım, seni çok seviyorum.." "Tanrıyı mı, beni mi?" geri çekilip şüpheyle yüzüne baktım. "Tanrıçayı.."...