17. Bölüm
(Birkaç saat öncesi)
"Melanie, biliyorum daha yeni ayrıldık ama.. Söylemek istediğim.. Söz veriyorum seni pişman etmeyeceğim.."
Kendimi yorgunca koltuğa bırakırken, sesli mesajda duyduğum heyecanlı tonlamanın hayal ürünüm olmamasını umuyordum. Dvd oynatıcıya yerleştirdiğim CD'ye rahatsız bir bakış atıp diğer mesajı da dinleyebilmek için onay tuşuna dokundum.
"Melanie, sanırım eşyalarını topluyorsun.. Biliyorum kaygılarım boş yere, yine de mesajımı aldığına dair bir belirti göstermeni bekliyorum.."
Aptal aptal gülümseyip yazacak bir şeyler bulabilmeyi umarak mesaj seçeneğine bastım. Ne yazmam gerektiğinden emin değildim. Bu yüzden, şu an oturmuş saçma bir cd'yle tembellik yaptığımı öğrenmesindense eşyalarımı toplamaktan telefonun sesini duymadığımı düşünmesine izin vermek daha mantıklı bir seçenek gibi görünüyordu.
Rahatsız edici eşek şakalarının kaynağını nihayet bu cd'de görebileceğimi düşünerek, hızlanan kalp ritmimi göz ardı edip uzaktan kumandanın başlatma tuşuna bastım.
Karşımda beliren simsiyah bir ekrandan başka bir şey değildi. Beni anlayabilecekmiş gibi gözlerimi devirdim. Anlamış olacak ki siyahlık dağıldı ve beyaz harflerle "MERHABA MELANIE" yazısı ortaya çıktı. "Merhaba!" dedim gülerek. Aşk sarhoşluğu ve pembe gözlüklerin, ciddiye aldığınız videonun amatörce hazırlanmış youtube kliplerini aratmayacak bir şey çıkmasıyla birleşince sonuç bu oluyordu işte.
Endişelendiğim şeyin basitliğine gülerek yerimden kalkarken videonun arka planından duyulan şarkıyla olduğum yere çakıldım. Başlarda tanıdık gelen ses ve şarkı, değişmiş ve bir başkasının sesiyle karşıma çıkmıştı. Düşüncelerim buharlaştığı için "Justin Bieber, Albümünü Telif Haklarını Almadan, Herhangi Bir Bedel Ödemeden; Çalıyor" yazısını görene kadar şarkının bir kaç gün önce Justin'in bana sahilde söylediğinin aynısı olduğunu anlayamamıştım.
Ama duyduğum ses Justin'inki değildi. Bu nasıl olabilirdi? Albüm henüz taslak olarak bile planlanmış sayılmazdı.
Şarkı isimleri az önce adımın yazdığı beyaz harflerle ekranda beliriyor, ardından aynı kişinin sesinden duyuluyordu. Albüm hakkında tek bildiğim Noel ile doğrudan alakalı olan "Mistletoe" şarkısıydı, ki buradan ekranda yazan şarkı sözlerinin de belirttiği gibi bunun bir noel albümü olduğunu anlayabilirdim.
Şarkıları duymaya devam ederken, ilk defa, ilk duyuşum olmayan bir melodiyle karşılaştım. Pray'in melodisiydi.. Robota dönmüş donuk halimle ekrana bakmaya devam ederken, melodinin üstüne eklenen sözlerin Pray'le yakından uzaktan ilgisi olmadığını anlamam zor olmamıştı.
"Bu şarkının adı Pray değil miydi?" dedi yüzü özellikle kameraya yansıtılmayan bir kadın.
"Evet," diye onayladı şarkıyı söyleyen sesin sahibi olan çocuk. "Aslında hayır. Şarkının adı başından beri 'Worlds Apart'tı. Ama onun acil bir besteye ihtiyacı vardı elimdekilerin en iyisi buydu. Yine de Worlds Apart'ı yakında farklı bir besteyle duyacağız."
Worlds Apart diye isimlendirdiği şarkının Pray bestesine daha çok yakıştığını inkar etmeye çalışıyordum. Ama elimde değildi, beste ciddi ciddi ilk defa duyduğum bu sözler için özel olarak tasarlanmış gibiydi..
"Şarkılarını ona kendi rızanla mı verdiğini söylüyorsun?" diye sordu aynı kadın.
"Şarkılarımı ona kendi rızamla verdim. Milyonlarından birini ayırıp beni ameliyat edeceğini söylemişti! Gözlerim açılacaktı, daha ne isteyebilirdim ki? Ünlü olmak umrumda değildi, kör ünlüler pek popüler de sayılmaz. Justin Bieber denen göt herifin tek yaptığı beni kandırmaktı. Beni kandırdı. Dünyanın en çok kazanan piçi seçildi ama şarkılarını aldığı adama, bana dönüp bakmadı bile!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Fanfiction"Seni seviyorum," diye fısıldadı ara verdiğinde. "Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.." her öpücüğünden önce bana bunu fısıldıyordu. "Tanrım, seni çok seviyorum.." "Tanrıyı mı, beni mi?" geri çekilip şüpheyle yüzüne baktım. "Tanrıçayı.."...