19. Bölüm"Hayır, hayır, kesinlikle hayır!" Bayan Clarke olduğu yerde topuklarını takatsizce yere çarptı. "Juliet çekingen olmalı, tanrı aşkına Selena, Romeo'nun kollarına atlamayacaksın!"
Çalışmaları izlediğim ön koltukta etrafım sürekli bana bir şeyler söylemeye çalışan yönetim kurulu üyeleriyle sarılı olduğundan kıkırdamamak için dudağımı ısırmam gerekmişti. Bayan Clarke denen kadını, Romeo&Juliet'i oynamak için gönüllü dünyaca ünlü çifti azarlama cesaretinde bulunan tek kişi olduğundan dolayı genel müdür falan yapabilirdim.
"Ama o benim sevgilim! Ve bu onu kesinlikle ilk öpüşüm değil.." sırtını Justin'in göğsüne yaslamış, herhangi bir destek bekliyor olmalıydı.
"Ah hayır, o senin sevgilin falan değil," Bayan Clarke, Selana'yı Justin'den ayırdı ve onu baştan aşağı süzmesini işaret etti. "O Romeo. Asıl Montague'den biraz daha seksi olsa da o Romeo, güzelim." dedi heyecanla. Selena kendisinin iki katı yaşındaki kadından sevgilisine yapılan iltifatı duyduğu an kıpkırmızı olmuş, bir şey söylemesi için Justin'e işaret ediyordu. Çalışma boyunca pasif yol izlemiş Justin'inse tek yaptığı tıpkı benim gibi gülmekti.
Çekingen bir ses duydum. "E-efendim.. Sipariş ettiğiniz şapka.. geldi.."
Tahmin edin bu kim? Hadi sadece bir tahmin!
"İyi iş, Lucy. Koleksiyon dediğin o şeyi de değiştirmişsindir umarım."
"Evet efendim.."
"Patronunun yakınındayken şırfıntı kelimesini kullanmaman gerektiğini de biliyorsundur.."
"E-evet efendim."
Ayağa kalktım. Vay canına, patronluk demek diğerlerinin de seninle birlikte kalkması mı demek yani?
"Rahatsız olmayın lütfen, Charles." provaların sürdüğü sahneye ilerlemeye başlamadan hemen önce nazikçe oturmalarını işaret ettim.
Sahneye çıkarken Lucy de peşimden geliyordu. "Bayan Clarke," dedim hala yanlarına yürümekteyken. "Harika bir iş çıkarıyorsunuz."
Kaldırdığı kaşlarıyla bir bana, bir de aralarında konuşmayı kesmiş Romeo&Juliet'e baktı. Hiç beklemediğim anda minik bir çığlık attı. "Biliyordum! Tanrım, biliyordum! Juliet sensin, öyle değil mi? Bu kızı da," Selena'yı işaret etti. "Geç kalacağın için yedek olarak göndermiş olmalısın. Ah, Romeo," diye Justin'e seslendi ve beni çekiştirip onun önüne getirdi. "İşte Juliet burada!"
İfadesi sertleşmişti. Aramızda bir iş birliği falan olduğunu düşünmüş olmalı ki, gözlerini kısmış bir bana bir Bayan Clarke'a bakıyordu.
"Bu kadarı fazla! Justin, bu tatil yıldönümü hediyemizdi ve.. ve ben Juliet falan olmak istemiyorum," Selena başındaki mor başlığı çıkarıp yere attı. "Umrumda değil, sevgilim. Yıldönümümüzü kutlamak için yok yere intihar eden bir kaç karaktere ihtiyacımız yok. Gidelim buradan.."
"Haklısın," dedi Selena'nın elinden tutup. "Hepimizi Shakespeare oyunlarından payımızı aldık." doğrudan bana bakıyordu.
Gözlerindeki kindar bakış, bakışlarımı esir almıştı. Gözlerimi ondan kaçıramıyordum. Bir başka yere baksam da o bakışları göreceğim gibi aptal bir hisse kapılmıştım.
Sarmaş dolaş hallerini görmenin, bu kadar insan içinde gözlerimin dolmasına sebep olabileceğini hiç düşünmemiştim. Bu hallerini daha önce sayamayacağım kadar çok görmüştüm. Bana böyle hissettirmemesi gerekirdi öyle değil mi?
Sana ait olmasına ramak kalmışken senden nefret etmesini sağladın, aptal. Bir başkasına ait olduğunu görünce ne yapmayı planlıyordun ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Fanfiction"Seni seviyorum," diye fısıldadı ara verdiğinde. "Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.." her öpücüğünden önce bana bunu fısıldıyordu. "Tanrım, seni çok seviyorum.." "Tanrıyı mı, beni mi?" geri çekilip şüpheyle yüzüne baktım. "Tanrıçayı.."...