2 Ay Sonra
"Bridgit, ben Melanie. Bak, konuşmak istemediğini biliyorum ama biraz fazla abartmadın mı? Bunu alınca ara lütfen." deyip sesli mesajı kapattım. Sınıflar koridorunda yürümeye devam ederken sürekli sırf sırrımı kendime sakladığım ve elimde patladığı için, nasıl en yakın arkadaşımın iki aydır yüzüme bakmadığını düşünüyordum. Ya da şöyle mi demeliyim, değer verdiği herkesi kaybetmek için benden daha kötü birileri yok mu?
Bakışlarımı yere dikmiş yürümeye devam ederken yolum bir grup tarafından kesildi.
"Bakın burada kim varmış? Kendini şehrimizin tüm popüler çocuklarına yamamaya çalışan küçük sürtüğümüz! Ne o, sevgilisi sizi bastığından beri Justin'den ses seda yok, ha?"
"Kaltaklarını yolumdan çek, Jasmine." dedim ifadesizce.
"Ah," yanını işaret etti. "Bridgit'ten mi söz ediyorsun?"
Bridgit, en yakın arkadaşım (!) sırıtarak telefonundaki sesli mesajlardan birini açtı. Çok dolduğum zamanlardan birinde ona yolladığım mesajdan yükselen ses koridoru doldururken utanç ve hayal kırıklığıyla gözlerimi yumdum. "Bridg, sana ihtiyacım var, tamam mı? Bu olayı bu kadar büyütmeyi kes. Başka kimsem yok. Beni yalnız bırakma.."
"Sahi mi Mel? Hiç sevmediğini söylediğin dünya yıldızı nerede? Seni yalnız mı bıraktı? Demek kimsen yok, ha? " dedi Bridgit, yapmacık bir gülümsemeyle.
Derin bir nefes aldım. Vereceğim herhangi bir karşılıkta çok şey eleverebileceğimi bildiğim için susmayı seçmiştim. Ama şu an o kadar umrumda değildi.
Bridgit'in bir kaç sırrını içeren büyük bir cümle kurup söyleyecekken, önümde duran Jasmine omzumdan arkaya bakıp civilemeye başladı. Gözlerim irice açılmıştı, hızla bir kaç adım geri çekildim.
"Ben de sizi bekliyordum! Yeni single'ımın adını öğrenmek için-" diye atladı yanımdan geçerken bana çarpmayı ihmal etmeyerek.
"Bayım, sizi uyarmıştım, hemen okulumu terk edin!" Bayan Meade, hışımla Jasmine'i arkasına aldı. Bir anda tüm okul heyecanlı heyecanlı konuşmaya başlamıştı. Yanımdan geçip arkamda toplanan binlerce öğrenciye şaşkınlıkla bakmaktan vazgeçip ben de arkama döndüm. Parmakuçlarında yükseldim ama insanların neyin başına toplandığını göremiyordum. Kalabalık dağıtılmak isteniyor gibiydi. Merakla insanları geçtim ve kalabalığın arasına karıştım.
Ve, evet bu büyük bir hataydı.
Merak iyi bir şey değildir. Ciddiyim.
"İşte orada!" diye bağırdı kalabalığın içerisinden eli mikrofonlu bir adam benim olduğum tarafı işaret ederek. Şaşkınlıkla etrafıma baktım, buralarda tuhaf bir şey mi oluyordu?
Yeniden önüme döndüğümde kalabalığın ortasındaki kişi bendim. Az önceki mikrofonlu adamdan binlerce vardı. Kameralar da cabası.
"Melanie, Justin Bieber'la olan ilişkinizi ne zaman duyuracaktınız?"
"Jelena'yı bitirdiğiniz için pişman mısınız?"
"Bay Bieber'ın sır gibi sakladığı yeni albüm hakkında bir şeyler söyleyebilir misiniz?"
"Günümüzün Titaniği seçilen Undine gemisini size hediye ettiği doğru mu?"
"Birlikteliğinizden Bayan Gomez'in de haberi var mıydı?"
Yüzümü sardığını hissettiğim dehşet ifadesiyle olduğum yere çakıldım. Elime tutuşturulan bir derginin kapağını görene kadar ne olduğunu anlayamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Fanfiction"Seni seviyorum," diye fısıldadı ara verdiğinde. "Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum.." her öpücüğünden önce bana bunu fısıldıyordu. "Tanrım, seni çok seviyorum.." "Tanrıyı mı, beni mi?" geri çekilip şüpheyle yüzüne baktım. "Tanrıçayı.."...