Emma , artık ölmüştü. Ve ölen kişi sayısı her geçen gün artmakta. Ve öldüren katilin'de hiç bir parmak izi , ipucu bırakmayışı onun işinde bi hayli profosyonel olduğunu ele veriyordu. Ama katil kimdi? Bunu niye yapıyordu? Herkesin aklında bu sorular var. Ve bu soruların henüz bir cevabı yok.
Saat: 10:00
Telefon çaldı..- Merhaba Necole.
- Merhaba.
- Gazetende yazdığın "Katilin gerçek yüzü" adlı manşet dikkatimi çekti.
- Teşekkür ederim. Ama siz kimsiniz?
- Bi hayranın.
- Pekâlâ.
- Demek sen katilin yüzünü araştırıyorsun.
- Evet ve yakalanması an meselesi.
- Hmm o nerden çıktı. Elinde bi delil mi var yoksa.
- Bunu size söyleyemem.
- Neden?
- Kapatmak zorundayım.
- Pekâlâ , seni gün içinde tekrar arayacağım.
- Tamam. Görüşürüz.Diyerek telefonu kapattı Necole. Arayanın katil oldugundan habersizdi. 30' lu yaşlarda olan Necole , İlk işi dedektiflikti. Ama istifa etmişti. Ve sonra gazetecilik yapmaya başladı. Ama sadece zevk için dedektiflik yapmayı severdi. Araştırmacıydı. Ve katilin gerçek yüzünü araştırıyordu. Elinde bir delil olabilirmiydi. Belkide olacaktı. Katilin efsanesini çok iyi biliyordu. Meggie'nin arkadaşlarının birer birer can verdiğinden haberdardı. İlk önce katilin Meggie'nin hayatını araştırması lazımdı. Ve Meggie'nin ailesini ziyaret etme kararı aldı.
Saat 13:00
Kapı çaldı.- Kim o?
- New York gazetesinden , Necole Kelly.
- Buyrun?
- Acınızı deşmek istemem , ama katili bulmak zorundayız. Ve size bir kaç soru sorup zamanınızı çalmaya geldim. Tabi müsaitseniz.
- O aşşağılık katilin bulunması için herşeyi yaparım. İçeri geçin.
- Teşekkürler. Hemen sorularıma başlamak istiyorum.
- Tabiki.
- Öncelikle , Meggie'nin bir düşmanı , ve yahut birine zarar vermişliği oldu mu ?
- Hayır kızımın hiç kimseye bi zararı olmamıştır. Bunun garantisini verebilirim.
- Peki katil neden Meggie'nin arkadaşlarını öldürüyor?
- Hiç bi fikrim yok bayan Necolo. Ama kızım çok güzel bi kızdı. Dolayısıyla benden saklı erkek arkadaşları olmuş. Annesiyle benden saklamışlar. Ve eski sevgililerini bulamıyorum. Benim tanıdığım ve öğrenebileceğim arkadaşları şuanda hayatta değiller. Eşim şuan balkonda. Kızım bu dünyadan göçüp gidince , hep o balkonda oturmaya başladı. Hayata dair hiç bir planı yok. İsterseniz ona da birkaç soru sorun.Necole balkona geçti. Kadının acısı gözlerinden anlaşılacağı gibi surat ifadesi bi insanın moralini bozabilecek şekildeydi.
- Merhaba ben New York gazetesinden , Necole Kelly. Size bir kaç sorum olucak bayan.
- Buyrun bayan Necole.
- Eşiniz Meggie'nin eski sevgililerinden şüphelendiğini dile getirdi. Meggie hiç size bir sevgilisini anlattı mı?
- Anlattı.
- Ne anlattı peki?
- Bi gün üzgün bi şekilde eve geldi. Anne , bana bi adam aşık olmuş ama ben ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum. Ve ona seni sevmiyorum dediğimde , gözleri doldu. Ve Sen benimsin diyerek yanımdan ayrıldı. Korkuyorum demişti. Bunları polisede anlattım. Ama bi sonuç çıkmadı.
- Peki ismi neydi?
- Onu söylemedi. En yakın arkadaşları biliyordu. Ama hepsi öldüler. Hiç bi fikrim yok.
- Teşekkürler. Sizi gelişmelerden haberdar ediceğim.Diyerek evden ayrıldı Necole. Önemli bilgiler yakalamıştı. Ve eve gidiyordu.
Saat 19:00
Eve geldi. Gelir gelmez telefon çaldı.- Alo.
- Alo.
- Kimsiniz?
- Ben Necole , sen kimsin?
- Herşeye burnunu sokanların koku alma duyusunu yok eden bir ünlü.
- Ünlü mü?
- Evet bir ünlü. New york şehrinin çalkalanmasına sebep veren bi şizofren.
- Neden bağırarak konuşuyosun?
- Çünkü beni sinirlendirdin Necole.
- Neden?
- Nedenini boşver, sadece her işe maydonoz olursan Meggie salatasına maydonoz olmak zorunda kalırsın! Anladın mı?Telefonu aniden kapattı Necole. Korkuyordu. Katil olduğunu biraz anlamıştı. Ev kameralarını hemen çalıştırdı. Kameralar kayıttaydı.
Telefon gene çaldı.
- Ahh hayır Necole. Telefonun suratıma kapatılmasından nefret ederim.
- Bende rahatsız edilmekten.
- Ben Tanrı misafiriyim. Misafir perver olduğun her halinden belli.
- O nerden çıktı?
- Kapıyı aç Sevgilim.Aniden kapı çaldı. Necole irkildi. Ama sevgilisi yoktu. Katil olduğundan emindi.
Kapıyı kilitledi. Ve aniden bi cam sesi geldi. Katil camı kırmıştı. Kameralar kayıttaydı.Telefon bir kez daha çaldı.
- Necole.
- Söyle.
- Kapıyı neden açmadın?
- Ya ne istiyosun söyle , amacın ne? (Dedi ağlamaklı bi sesle)
- Amacım sensin.
- Neden?
- Beni araştırman demek , beni merak ettiğin demektir. Bende yanına gelme gereksinimi duydum. Seni uğraştırmak istemedim. Diyerek karşı kapıda belirdi katil. Necole kaçmaya başladı. Katilde arkasından koşuyordu. Ev içinde koşuşturma başlamıştı. Necole hemen mutfak masasının altına saklandı. Katil mutfağa doğru yöneldi. Yavaş yavaş yürüyordu. Ses dinliyordu. Ve Necole'nin ağlama hıçkırık sesini duydu. Masanın altında olduğundan emindi. Bıçağını çekti ve masaya sapladı. Necole çığlık attı. Çünkü korkuyordu. Ve katil Necole'yı salano getirdi. Ve bıçağını çekecekken , sol üst köşe duvarındaki kamera dikkatini çekti. Gitti kameraya baktı. Ve selam verdi. Bıçağını çekti. Kamera karşısında , Necole'nin boğazına bıçağı sürdü. Ev kan gölü olmuştu. Ve bir not yazıp kameranın üstüne koydu. Notta şu cümlelere yer vermişti."Sevgili Necole , keşke beni araştırmayı bıraksaydın, ben seni öldürmek istemedim. Sen bana kendini öldürttün. Kameralardaki görüntüleri silmiyorum. Peki ben şimdi kameralara çıktım meşhur mu oldum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TELEFON KATİLİ
TerrorAnsızın tanımadığınız birinden telefon gelse ne yapardınız? Bir tarafta kurbanlarıyla oyun oynayıp öldürmekten zevk alan bi seri katil , diğer yanda katilden kaçmaya çalışan insanlar. Bir solukta okuyacaksınız..