BEN NEREDE YANLIŞ YAPTIM

338 94 215
                                    

Kitap önerisi, @PRENSES_YZR   BELA

Bir hafta geçmiş Yılmaz hala eve dönmemişti. Ahmet ev halkına belli etmek istemese gündüz akşama kadar yol boyu gelip gitmesinden, akşam sabaha kadar pencereden yolu gözlemesinden Yılmaz'ın gelişini beklediğini bütün aile biliyordu.

Sessiz ama bir o kadar da derin bir bekleyişti. Ev halkıyla iki kelam etmeden durdu günlerce. Dilinde hep aynı hece ' Yılmaz.' Günlerdir kendini sorguluyordu Ahmet. Niye vurmuştu Yılmaz'a, su getirmediği için mi?

Anlatamıyordu Çolak Ahmet derdini. Konuşması hep kendi kendine

' İhsan içimi yakarken, Gül kızımı gelin ettim gurbete. İçim kavruluyor kor ateşlerde. Kızgınlığım kendime Yılmaz'ım, sana değil aslında. Ama bir an hâkim olamadım kendime.'

Yılmaz' a hiç söylemedi bunları. İçindeki dert koluna sızı olarak vurdu. Sızladı kolu acı acı. Bakışları yolda, konuşarak kolunu sıvazladı.

' Üç evladımın üçü de gurbette. Ben gurbeti ömrüme siper ettim. Evlatlarımı bir arada tutamadım. Gurbete kurban ettim. Allah'ım ben nerde yanlış yaptım?'

Dursun babasını pencere yolu gözlerken buldu akşam. Sesi tedirgindi babası ile konuşurken,

' Baba Yılmaz'ı mı bekliyorsun? '

Çolak Ahmet'in içinde kendine olan hiddeti sesine yansıdı:

' Dehürt! Kendine gel. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin? Ben o saygısız evladın neyini bekleyim? İnsan babasına küser mi? Beklemem ben öyle kendini bilmez evladı?' dedi.

Dursun soruyu sorduğu an pişman olmuştu ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Babası Yılmaz'a mı kızıyordu, yoksa Yılmaz üzerinden o akşam suya gitmediği için kendisine mi kızıyordu anlamadı. Zaten hiç anlamıyordu ne anasını, ne babasını. Hatta hatırladığı kadarıyla Kudret Hanımı da anlamazdı. Üç ayrı hayatın tek ortak noktası yaşadıkları gurbet ve anlaşılmaz davranışlarıydı. İçlerindeki kızgınlık dışa yansıyınca hep birilerinin canı yanıyordu.

' Yok, baba ben şaka yap.' Dedi. Ahmet bir hışım sözünü kesti:

' Ben senin şaka yoldaşın mıyım? Git şakayı sokak ta kiminle geziyorsan ona yap. Şaka yapana kadar, git Yılmaz'ı bul. Hatasını söyle. Babama ayıp ettin de. Şaka neymiş. Şaka.' Dedi

Dursun öğrenmişti Yılmaz'ın nerede olduğunu ama söyleyip söylememekte kararsız kaldı. Babasının hışmından korkuyordu.' Korkunun ecele faydası yok.' dedi mırıldanarak babasına döndü.

' Baba Yılmaz Mersin' e gitmiş. Pazarda Yılmaz'ın arkadaşı ile karşılaştım. Dönmeyecekmiş Kırıkkale'ye. Mersin'de kendine bir iş bulmuş, kalacak yer de ayarlamış. ' Dönmem artık.' demiş.'

Çolak Ahmet'in duydukları bir balyoz gibi indi düşüncelerine. Her ' Mersin' kelimesini duyunca içinde kopan fırtınalar diline kilit vurdu. Hiç konuşmadı. Yemek yemedi. Niçin yemediğini söylemedi. Bir bir geldi ev sakinleri yanına. İhtiyacı olup olmadığını, bir şey isteyip istemediğini sordu. Hiç cevap vermedi. Diline vurduğu kilit o gece hiç açılmadı. Etrafına bakındı. Yalnız olduğunu anlayınca,

' Elim kırılaydı Yılmaz'ım. Senin gönlün kırılmayaydı da, benim elim kırılaydı.'

Elini yumruk yapıp dizlerini yumrukladı. Her bir yumruk yüreğine indi. Evin en mert, en çalışkan, en kendine benzeyen çocuğu gurbete kaçmıştı bir başına. Oğluna mı yansın, oğlunun gurbette oluşuna mı, gurbete sebep olanın kendisi olduğuna mı? Bilemedi.

ÜÇ HAYAT İKİ GURBETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin