kısa süreli veda bölümümde, son kez içip yazdım. üzülerek söylemeliyim ki bu kadar sık bölüm yazacak vaktim olmayacak artık. yazdığım her bir cümleyi okuyan, gerek yorum yaparak, gerekse mesaj atarak yanımda olan herkese teşekkür ederim. ufacık bir veda. boşluk buldukça yazacağım, söz veriyorum. seven herkesi, içimin en güzel yerinde kucaklıyorum. yazdığım kadar yorum yapıp, oy verme emeğinde bulunan herkesin yanağına bir öpücük kondurdum.
--
"İyileştin sanıyordum, Eliza."
Kafamı çevirip, Harry'nin ağlamaktan eskimiş yüzüme diktiği umutsuz bakışlarına baktım.
"İyileştim." dedim, Harry ucuz bar sandalyelerinden birine yerleşirken. Kaçıncısı olduğunu bilmediğim bira şişesini avucuma alıp gülümsedim.
"Eliza, buna kırıldığını söyleme bana. Siz ayrılalı birkaç yüzyıl geçti."
Bir kez daha gözlerim dolarken, şişeyi sıkı sıkıya kavradım.
"Bazen biriyle tanışırsın ve sen fark etmeden ömrünü kısaltır." diye girdim lafa Harry'nin göz çizgilerine bakarken. Bu cümleyi onu çok sevdiğim için mi yoksa çabuk unutulduğum için mi kurmuştum, herhangi bir fikrim yoktu. Sadece ömrümün kısaldığını biliyordum.
"Eliza, gayet iyiydin, ne oldu böyle?"
Kolunu kaldırıp, yüzüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına taradığında utançla kafamı eğdim. Bana her dokunduğunda aynı utancı hissediyordum. Onu çok sevmekten utanıyordum. Ben kimdim ki onu seviyordum, değil mi?
"Beklemediğim bir şey oldu." dedim, bu sabah, Ben'i o kızla gördüğüm anı düşünürken. Aslında umurumda olmamalıydı ama ben imkansızlıklar kraliçesiydim, biliyordum.
"Elly hep kaybeder."
Harry'nin kahkahasına sahte bir gülücük ile eşlik ettim. Sabahlara kadar ne anlatsam dinleyen adam Harry miydi gerçekten?
"Zaten sevmiyordun Eliza."
Yüzüme nefretle baktığında içimin cız ettiğini hissettim. Bana zerre kadar güvenmediğini biliyordum. Sevmekten vazgeçtiğim bir adamla zorla yürüttüğüm ilişkime ve ondan insafsızca ayrılışıma tanık olmuştu. Gözünde "kötü kadın" imajı çizmekten öteye gidememiştim.
"Hem de hiç sevmiyordum." dedim ağır sarhoşluğun verdiği sinir bozukluğu ile gülümserken.
"Ve ayrılışınızın üzerinden beş ay geçmişken onu, bu sabah yeni sevgilisiyle kahvaltı ederken gördüğün için darmadağınsın."
İç çekişim barın gürültüsünü bastırdı. Uyuşuk parmak uçlarımla damlamaya hazır bir damla yaşını göz çukurumda yakaladım. Hiçbir fikri olmaması kemiklerimin sızlayarak küçülmesine sebep oluyordu.
"Ona bakıyordu, sanki bir daha bakamayacakmış gibi. Bana da hep öyle bakardı."
"Siktir ordan." diye bir kahkaha ile sarsılırken bira şişesini eline aldı. Sahi, ne zaman bira istemişti?
"Senin için hiçbir problem yok çünkü." diye sızlandım dudaklarımı kenetlerken. Çözülmeyecek bir düğümle uğraşırken tırnaklarımı kanattığımı biliyordum.
"Ne dedin sen şimdi?" dedi sanki ben hiç üzülmüyormuşum gibi, öfkeli haliyle birasını içerken.
"Mutlaka peşinde koşacak birileri çıkar. Takıldığın modelleri elersek sayısız hayranın var, seni çok sevecek birileri elbette denk gelir, Harry."
Midem içimde küçülürken, alkolün verdiği heyecanla aptal cümleler kurduğumun farkındaydım. Sadece, öfkemi bastıramıyordum.
"Ne kadar da kolay görünüyor değil mi?" dedim yüksek tabureden düşmemek için tutunarak indiğimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
harry styles one shots
Fanfictionbu, harry styles içerikli, küçük bir karalama defteridir. kişiler, olaylar ve kurumlar tamamen hayal ürünür. gerçekle hiçbir alakası yoktur.