yarım kalan şarap

4.6K 126 32
                                    

ben Hendall dramasını atamadım ya, sondaki notu okumak size kalmış.

--

Yerimden kalkıp, dışarıdan yansıyan ışığın yansıttığı odada, Harry'nin oturduğu tek kişilik koltuğun önüne geldim. Daha fazla ağlamak istemiyordum, daha fazla ağlayamazdım.

"Leia, zorlaştırma." diye soluklandı ağlamaktan boğuklaşmış sesiyle. Ağladığında hiçbir zaman dimdik duramamıştım. Omuzlarımı düşürüp yere oturdum. Kollarımı dizlerine koyduktan sonra, onu ağlarken görmemek için kafamı koluma yaslayıp cama döndüm.

Ölüyorduk, halimizi anlatacak tek şey buydu.

"Şimdi bu kapıdan çıkıp gideceksin ve ben o yatağa hiç tenin değmemiş gibi mi uyuyacağım?"

Ağlamamam gerektiğini biliyordum ama ağlıyordum. Kapıyı duvarı yıkarak değil, bağırarak değil. Bu, parmağını yanlışlıkla çok derinden kesmek gibiydi. Kanaması durmuyordu. O kadar derindi ki muhtemelen izi bile kalacaktı. Ama o küçük kesiklerde oluşan rahatsız edici sızı yoktu. Ağrı gibiydi. Harry bunu biliyor muydu?

"Hiç elini kestin mi?"

Saykodelik bir şekilde kafamı kaldırmadan sorduğumda, göz çukurumdan sızan bir damla yaş burnumu aşıp kucağıma damladı.

"Ne?"

Kafamı kaldırıp kollarımı üzerinden çektim. Ona dokunmayı bırakmıştım. Karşısında, yerde, öylece iki büklüm olmuş oturuyordum. Çaresizliğin beden bulmuş haliydim.

"Hiç elini kestin mi?"

Göz pınarımda biriken yaşlar her şeyi bulanıklaştırıyordu. Ağlamaktan genzim yanmaya başlamış, gözlerim küçülmüştü.

"Leia..."

"Soruma cevap ver Harry." diye halim olduğunca omuz silktim. Burnumdan nefes alamadığım için dudaklarım hep aralıktı ve dişlerim boğazıma dolan havadan acımaya başlamıştı.

"Yani, elbette."

"Hiç, çok derinden kestin mi peki?"

Sorarken sesim titredi.

"Leia, hatırlamıyorum..."

"Ne oluyor biliyor musun?"

Kendimi biraz toparlayıp emekleyerek sehpaya uzandım. Üzerindeki temiz peçetelerden birini alıp burnumu mümkün olduğunca temizledikten sonra peçeteyi buruşturup attım ve ıslak yüzümü parmaklarımla kurutmaya çalıştım.

"Derin kesiklerin garip bir hissi var."

Sehpaya sırtımı yaslayıp, dizlerimi kendime çektikten sonra ellerimi kucağıma koydum.

"Küçük kesiklerde şu dayanılamaz iğrenç sızı olur ya hani..." dedim kafamı ellerime eğip. Saçlarım yüzümün yanlarına düştü.

"Derin kesikler öyle değil. Dakikalarca kanamaya devam ediyor ama çok uzun bir süre acı diyebileceğin o his gelmiyor. Bir his var ama, kesik hissi gibi değil."

Derin bir nefes alıp birkaç damla göz yaşıma daha izin verdim.

"Leia, ne anlatmaya çalışıyorsun?"

Beklemediğim bir şekilde, yerinden kalkıp yanıma geldi. Karşımda, topuklarının üzerine oturduktan sonra elini çeneme koydu. Kafamı kaldırırken gözlerimi kapattım. Onu bu kadar yakından, şimdi görmeye hazır değildim.

"Kanama durduğunda inanılmaz çirkin bir ağrı hissi kaplar kestiğin yeri. Acı gibi değil de, ağrı gibi."

Çenem titrerken, dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi daha sıkı yumdum.

harry styles one shotsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin