5.BÖLÜM

311 36 9
                                    


Medyadaki müziği öneririm. Linkin Park-Numb

Okunma sayısından oldukca memnunum. Desteğiniz için ço...ok teşekkürler : )

Bu gün erkenden çıkmışlardı Vogel ve Diego. Beraber Diego'nun evinde beyzbol maçı izlemeyi düşünüyorlardı. Bu teklifi Vogel, Diego kafasını dağıtsın diye öne sümüştü ve o da halinden pek de şikayetci değildi. Beraber Diego'nun evine gelmişlerdi. Vogel içeriye yerleşirken Diego atıştırmalıkları çıkarıyordu. Tabakları eline alıp o da içeriye geldi. Kanalı açtılar, ve izlemeye başladılar. Diego bir türlü konsantre olamıyordu ne yazık ki. En sevdiği takım puan aldıkça bile, dalgın olduğundan pek fark edemiyordu. Bir nevi duyu almaçları kapanmış gibiydi. Onun bu halini gören Vogel, televizyonu kapattı.

"Niye kapattın? Ben izliyordum."

"İzlemiyordun."

"Hayır izliyordum, Vogel."

"Peki, izliyorsan o halde kazanıp kazanmadığımızı da bilmen lazım."

Derin bir iç çekti Diego, "Evet izlemiyordum."

Vogel ona döndü, "Anlatmak istediğin bir şey varsa çekinme Diego, benimle paylaşabilirsin."

Diego derin bir nefes aldı. Söyleyip söylememek konusunda kararsızdı. Nitekim çekiniyor da olabilirdi. Son bir kez daha derin nefes aldıktan sonra, "Kokuyorum Vogel. Uzay tehlikeli ve ben ona zarar gelmesinden korkuyorum."

"O" diye tanımlanan kişinin Gabriel olduğunu hemen anlayan Vogel, bir an da bunları duymayı beklemiyordu. Eğer Diego anlatırsa, onu teselli edebilmek için kafasında kurguladığı diyeloglar bir anda silinmişti. Ve o gece bu cümlenin ardından gelecek olan ve beklenen dertleşmeler, avutmalar, hüzünlü dakikalar... Hiç biri olmadı. Arkadaşına bu kadarını bile söylemek Diego'yu tatmin etmiş olsa gerek ki bir kaç dakika önce bir türlü konsantre olamadığı maçı keyifle izledi.

·

"En fazla ne yaşayabiliriz diye merak ediyordum ben de." dedi Edgar burun kıvırarak. "Tahminen 24 günümüz kaldı."

Şu an ne yaşıyor olduğumuz sizi şaşırtmıyor olsa gerek çünkü yapacağını yapan sırma saçlı ihtiyar (O Güneş oluyor.) bize üsde tamı tamına 24 gün vermişti. Daha erken olabilme ihtimaliyle ortalama on beş günde burayı terk etmemiz gerekirken, daha görevin yarısına bile gelmemiştik. Zaten G tipi yıldızlar bu tarz anormal süprizleriyle ünlülerken, Güneş'in bize yapmış olduğu bu süpriz cidden taktire şayandı. Herkes tırnaklarını kemirmekten bir hal olmuştu. Çünkü Güneş'ten alınan veriler bilgisayara düştükçe, bizim moralimizde düşüyordu. Dünya ile yaşanan iletişin aksaklıklarından dolayı yaklaşık iki buçuk saat sonra NASA'nın bu felaketin süresinden haberi olacaktı. Ve bize on altı saat sonra yazılım gönderip, uzaktan kumanda ile Dünya'ya götürecek mekiğin donanımı güncellenecekti. Umarım uydu kontrolün başında biri vardır diye umuyorum.

Başk türlü Dünya'ya gitmemiz mümkün olamaz. Hali hazırda duran uzay mekiğinin yazılımlarının hepsi Venüs'deki bir acil durum kampının yakınlarına kordine edilmiş durumda. Ve bu mekik üsden ya da Dünya'dan kontrol edilebilir. O zaman da üsde kordine edebilmek için en az bir kişinin kalması gerekir. NASA daha az yakıtta daha fazla yol kat etmek için nokta itiş iyonlu yeni motolar inşa etmekte. Yeni motorlar uzaktan kumanda ya da yazılımları ile hareket ediyorlar. Bu yüzden umuyorum ki bilgisayarın başında biri vardır. Lütfen olsun.

·

"En fazla daha ne olabilir Vogel." Vogel sesini duyulamayacak bir tonunu kullanarak cevap vermişti.

"Bilemiyorum."

Diego kendi kendine söylenmeye devm etti.

"Ben burada bir şeyleri düzeltmeye çalışıtken, sanki evren hep benim alehime hareket ediyor!"

"Onu korumam gerekiyor."

Delirmişçesine tekrar ediyordu bunu. "Onu kurtarmam gerekiyor."

"Vogel cevap versene, o bana emanetti."

"Düşünüyorum Diego."

"Onu ben her zaman deniyorum. Bize başka bir şey lazım."

"Bak en fazla 20 saat içinde mekik güncellenecek ve ve onlar üç gün içinde mekikde konforlu bir seyahat yapacaklar."

"Umarım." dese de Diego artık ummak istemiyordu. Artık kesin terimlerin oluşturduğu, aksi yüzdeliklerin olmadığı kesinlikte konuşmak istiyordu. Ummak tabirinden nefret etmişti.

·

"Hatırı sayılır bir süredir buradayız." dedi Edgar. Arkadaki görüntüde de mekiği güncelleyen yazılım başkanının baş yardımcısı görüyordu. "Ne görevdi ama." diye mırıldandı Lewis. Attığı lafın altındaki ima beni refleksmen güldürmüştü.

Evet, oldukça ciddi bir ortamda çok güzel şımarıyorduk.

"Zor bir görev olacak, lakin on bir ayın ardından yeniden eve döneceğiz." diye bizim dinlemediğimiz bir konuşmasını sonlandırdı Edgar.

Çok değil bir kaç gün önce buraya gelmek için can atarken şimdi de buradan kurtulmanın yollarını arıyordum. Hayat mı yoksa uzay mı garip bilemedim.

Cidden uzun yazmak istedim ama vaktim olmadı. Önümüzdeki bir kaç hafta hiç yazamayabilirim ama çok kısa bir süre sonra yeniden bölüm atabilirim.

Bakarsanız süpriz yaparım ;)

UZAYLI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin