10.BÖLÜM

211 12 3
                                    

İçimde tarifi imkansız bir mutluluk vardı. Ben eve dönüyordum. Eve dönüyordum.

Ablamın her sabah uyanamadığım için küçük yiğenimi üzerime salmasını özlemiştim. Ofise aksamaksızın her gün geç gelmeme rağmen beni azarlayıp sonra gönlümü alan Edgar ile o günlerimizi özlemiştim. Ben azarlanırken Diego'nun arkadan sırıtışını bile özlemiştim. Bazen sabaha kadar çalışıp, kahve odasındaki sütün bitişini ve onu beklediğim anları özlemiştim. Kahve taneciklerinin ağzımda verdiği hazzı... Dondurmanın beynimi donduran o soğuklunu özlemiştim. Ve bir de makarnayı özlemiştim. Makarna demişken, Lisa'yı da özlemiştim.

Şimdi onların yanına gidiyordum. Sadece bir kaç ay gerekiyordu. O kadar zaman burada kalmıştım ki bir kaç ay normal zamanda bir gün gibi geliyordu bana.

Gemide herkes mutluydu. Ve daha çok umutluydu. George küçük kızı ve karısını bir daha göremeyeceği için üzülmüştü. Edgar ailesi için, Andy ise köpeği ve ağbisi için. Lewis'i bilmiyordum. Pek fazla muhabbet etmemiştik. Ve ailesi ile kalmıyordu dolaylı yoldan o konu hakkında pek bir şey bilmiyordum. Ama eminim onun da özlediği şeyler vardır. Mutlaka.

EXON bile mutluydu. Bir robot olmasına rağmen o bile. Bunu çok fazla kullanıyordum. Çünkü bizi şaşırtıyordu.

Konuşacak ve paylaşacak o kadar çok konu vardı ki! Konuşup mutlu olabileceğimiz... Hepsini şu bir kaç aya sığdırmak istiyordum. Bunu yüzünden şu bir kaç günde deli konumuna düştüm Edgar'ın gözünde. Ama bu bile benim mutluluğumu alt edemezdi.

Dünya ile yaşanan iletişim kopukluğu giderilmemişti. Yani Dünya'dakiler bizim geri döneceğimizi bilmiyordu. Tabii kaybolduğumuzu biliyorlar mı? Bilmiyorum. Edgar, bir buçuk aya o aksaklık da giderilir diyor. Bu haberlerden başka güzel ne olabilir ki?

---

"Yaklaşık on altı saattir takip altına aldık gemiyi. Hareketlerini izliyoruz. Şimdilik anormal bir şeye rastlamadık."

Yavaş yavaş işlerin düzelmesi Diego'nun hoşuna gitmeye başlamıştı. Çok değil bir kaç aylık bir uzaklık kalmıştı geriye. Onca olaydan sonra beklenebilirdi. Bir kaç zamana zaten bağlantılar sağlandığı zaman elektronik posta ile hasret gidermeye başlayabilirlerdi. Bu süreci beklerken bayağı bir kafein ve tırnak gerekiyordu onun için.

6 ay sonra

"Evet geçnler bu günden itibaren elektronik posta ile haberleşmeler başlatılabilir hale getirildi. Eh bir beş ay sabretmeniz lazım artık."
Şu uzay denilen yerde bir buçuk yıla aşkın zaman geçirdiğim için artık beş ay gözümde pek de bir şey ifade etmiyordu.

Gemiden zafer nidaları yankılanırken, herkes birden yüklendiği zaman bağlantının zayıflayacağını bildiğimden koşarak odama gittim. Gerçekten dendiği gibi bağlantı oluşturulmuştu. İlk Diego'ya mesaj atmıştım. Ardından Lisa ve sonra da ablama. Anında dönen Diego olmuştu. Biraz özlem giderdikten sonra neler yaşandığını anlatmıştım. Tam o sırada Lisa'dan cevap gelmişti. Ona geri dönecek iken bağlantınım yavaşladığını fark ettim. İyi en azın birine ulaşabilmiştim.   

"Ben de nerede olduğunu merak ettim Gabriel." Lewis'i koridorda görünce gülümsedim.

"Bağlantını çökeceğinden korktuğum için önce davrandım." Lewis sırıttı. "Kendinden pek bir şey kaybetmemişsin."
"Sorma ya." diye cevap verdim.

.

"Dostum buna bir bakmalısın." Kafamı mavi telli dosyadan kaldırıp betibenzi atmış olan Vogel'e baktım durum ciddi görünüyordu. "Ne oldu?" tekrar etti sadece," Buna bakmalısın." hemen kalkıp onu takip ettim. Gözlem odasının önünde durmuştu. Kapıyı açıp içeri girdiğimiz zaman herkesin orada olduğunu gördüm. Bir ekrana bakıyorlardı. Hemen yaklaştım. Maya beni gördüğü zaman bir an duraklasa da ekrandaki dosyayı yeniledi.

Ekrandaki krokide POSEİDON1vardı. Biraz ilerledikten sonra birden yok olmuştu. Kaşlarımı çattım, şaka mı bu?

"Ekrandaki gördüğünüz gemi POSEİDON1, tanımlanamayan bir cismin onu çekip yuttuğu görünüyor ekranda ama bu bir kara delik  değil. Gördüğünüz şey bir shop değil tamamen gerçek."

Son

UZAYLI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin