Bölüm Adı : Öp beni!
Evde koltuğa oturmuş Dolunayların gelmesini bekliyordum. O sürtük Asya yüzünden bir haftalık uzaklaştırma almıştım. Göt müdür!
Zilin çalmasıyla koltuktan kalkıp kapıyı açtım. Karşımda Ateş'i görmemle ağzım o şeklini aldı. İçeri geçip koltuğa oturdu.
"Ne işin var senin burda?"
"Seni özledim(!)"
"Maalesef beni seni hiç özlemedim."
"İnan bana sensiz dört gün hiç geçmedi."
"Üç gün daha sabretseydin."
"Dayanaamadı kalbim." deyip kalbini tuttu. Gülerek yanına oturdum.
"Cidden neden geldin Ateş?" Arkasındaki yastığı alıp dizime koydu. Dizime uzanınca kaşlarım alnıma fırladı.
"Ne yapıyorsun?"
"Kavga ettim. Canım sıkkın."
"Eee, banane bundan?""Çok soru soryorsun Cansu." Kollarını göğüsünde kavuşturup gözlerini kapattı. "Ben biraz uyuyucağım, beni rahatsız etme."
"Neden benim kucağıma uzanıyorsun ki? Kalk git evindeki koltuklara uzan."
"Evde saçımla oynayacak kimse yok."
"Asya'yı çağırsaydın, o senin saçınla oynardı."
"Banane, ben seni istiyorum." dedi omuz silkerek. Şuan aynı beş yaşındaki bir çocuk gibi davranıyordu.
Elimi alıp saçına götürdü. Saçları o kadar yumuşamıştı ki... Dayanamayıp saçlarıyla oynamaya başladım. Saç tutamlarını iki parmağımın arasına alıp seviyordum.
Aklıma küçüklüğüm geldi. Annemin saçıyla oynadığım zamanlar. Annem saçıyla oynanmasını çok severdi. Tabi bende oynamayı.
Gözüm daldı. Ateş'in saçındaki elim durdu. Ayağa kalkmaya çalışınca beni durdurdu.
"Ne oldu?"
"Ben birinin saçıyla oynamayı sevmem."
"Az önce-"
"Neden saçınla oynamamı istiyorsun ki?" Köşeye sıkışınca hep yaptığım gibi konuyu değiştirdim. Sorumu yanıtsız bıraktı. Bir süre öylece duvara baktı. Sonra hızla dizimden kalkıp salondan çıktı.Peşinden gittim. Tam kapıyı açıp çıkacağı sırada elimle bunu engelledim.
"Yanlış bir şey mi dedim?"
"Fazlasıyla."
"Bilerek yapmadım."Arkasını dönüp gözlerini gözlerimle buluşturdu.
"Bil o zaman."
"Anlatmazsan nasıl bilebilirim ki?"
"Anlatamam ki." Bunu söylerken sesi titremişti. İçim cız etti. Dayanamayıp ona sarıldım. NE YAPIYORUM BEN?!Hızla ondan ayrılıp "B-ben şey, isteyerek olmadı. S-sen öyle söyleyince-" Lafımı bölen şey onun bana sarılması oldu. Şaşkınlıktan ona karşılık bile veremiyordum. Ateş, Ateş Karanlı? Bana mı sarılıyordu? Bu fazlasıyla çok... garip! Aynı zamanda da şaşırtıcı!
Kollarımı boynuna dolayarak sarılışına karşılık verdim. Kokusu beni içine çekiyordu. Ona daha sıkı sarılma isteğimi güçlendiriyordu.
"Kimseye anlatamadım, sana nasıl anlatayım ki? On yedi senedir kimseye anlatamadığım bir şeyi sana nasıl anlatıyım ki? Kendimin bile kabullenemediği bir şeyi nasıl sana anlatırım ki? Anlatsam anlar mısın? Bir çözüm yolu bulabilir misin, onu bana geri getirebilir misin? Bunların cevabını bilmiyorum. Ama sana nedensiz bir şekilde güvenmek istiyorum. Herşeyi sana anlatmak istiyorum."
Her kelimesinde boynuma sıcak nefesi değiyordu. Kalbim yerinden fırlarcasına atmaya başladı. Geri çekilip yüzüne baktım. Gözleri kapalı, kaşları çatılmıştı. Yüzünü avuçlarıma aldım. Mavinin en güzel tonuna sahip olan gözlerini açıp benimkilere buluşturdu.
"Bak, ben sana her şeyi anlat demem, diyemem. Ama sen anlatmak istersen dinlerim. Kimseye de anlatmam. Beni belki bir düşman olarak görüyor olabilirsin ama inan bana ben gaddar biri değilim. İnsanları zayıf noktalarından vurmam. Onlara güven verip sonra o güveni yıkmam."
Bana öyle bir bakıyordu ki... sanki hayatında bir kerecik olsun birine güvenmek istemiş gibi.
Baş parmaklarımla yüzünü okşadım. Ellerini ellerimin üstüne koydu. Gözlerini kapattı. Parmaklarım durdu. Ondan tamamiyle ayrılmadığım için şuan yüzüm onunkine o kadar yakındı ki, nefesim kesilmişti.
"Öp beni." diye fısıldadı. NE?!?!?!
"Ateş-"
"Bir şey deme, sadece öp beni."
"Ateş sen delirdin mi-" Lafımı bölen şey bu sefer sözcükleri olmamıştı.
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Vaka
Teen FictionUfak adımlarla beyaz zeminde ilerledim. Odaya girip kapıyı arkamdan kapattım. Arşiv odasında ilerleyip 2009 yılına ait dosyaların bulunduğu tarafa doğru yürüdüm. Siyah dosyayı elime alıp incelemeye başladım. Bakalım neymiş bu büyük sır? Birinin içer...