Bölüm Adı: Gerçekler
"Cevap ver bana Cansu! Neden geçmişimi araştırdın? Neden babamın seni günlerce takip ettiğini söylemedin?" deyip ayağa kalktı ve masadaki bardağı alıp duvara fırlattı. Herkes susmuş sadece bizi dinliyordu.
"S-sen nasıl öğrendin bunu?"
"Öğrenemeyeceğimi mi sandın? Neden yaptın lan neden? Çok mu merak ettin geçmişimi?" Bende ayağa kalktım. Bana bağırılmasından nefret ederim ve her seferinde olduğu gibi şimdi de bacaklarım titremeye başladı.
"Özür dilerim Ateş. Seni umursadığım, hatta belkide ilk defa birini umursadığım için özür dilerim." Masadaki bardaklardan birini de ben alıp duvara fırlattım. "Bir seçim yapmam gerekiyordu ve ben o seçimi senin tarafından kullandım. Hiç bir nedenim yokken ben seni seçtim. Nedensiz yere sana inandım, güvendim. Sadece merak ettiğim şey bu seçimi doğru yerde yapıp yapmadığımdı."
"Ne seçimi?" dedi öfkeli yüzü kendini şaşkınlığa bırakmıştı.
"Boşversene. Umrunda mı?"
Arkamı dönüp merdivenlere yürüdüm. Kapıyı tam açıp gideceğim sırada Ateş'in sesini duymamla kapının kulpilundaki elim durdu.
"Gitme." diye fısıldadı. Normalde olsa duymazdım. Ama herkes pür dikkat bizi izlediği için çıt bile çıkmıyordu. Omzumun üstünden ona son kez bakıp araladığım kapıdan çıktım.
Sadece üç dört adım atmıştım ki biri bileğimi tuttu. Arkamı döndüğümde Ateş'i görmeyi bekliyordum. Lakin karşımda piskopat katil Murat Karanlı duruyordu. Kolumu çekerek "Ne var?" dedim.
"Seni uyardım Cansu. Beni dinlemedin. Sonuçlarına katlanmana çok az kaldı."
"Senin gibi pis bir katilin neden dediğini yapayım ki?" Dudakları şaşkınlıkla aralanırken ona alayla baktım.
"Nasıl öğrendin?" Bu o kadar gizli bir şey miydi? Murat Karanlı'yı şaşırtacak kadar hemde... peki o zaman bunu halam nasıl öğrendi?
"Bunun bir önemi var mı? Öğrendim. Hemde her şeyi. Senin nasıl psikopat bir katil olduğunu, karını işkence ederek öldürdüğünü, Ateş'i kliniğe yatırtıp yalandan bir rapor hazırlattığını, kısaca her şeyi Murat Karanlı. Öğrendim."
"Yalandan rapor mu?" diye sordu şaşkın bir şekilde. "Bu da nerden çıktı?"
"Ateş'i klinikte daha fazla tutabilmek için hazırlattığın rapordan bahsediyorum."
"Neden böyle bir şey yapayım ki? Neden Murat Karanlı'nın oğlu kliniğe yatırılmış diye kendimden ödün verdirtiyim ki? Parayı verip istediğim kadar içerde de tutabilirim. Niye rapor hazırlatıyım ki? Ayrıca Ateş'in klinikte kalmasını o kadar çok isteseydim klinikten kaçtıktan sonra onu ihbar ederdim. Senin zeki kız olduğunu düşünüyordum." Dedikleri mantıklıydı. Neden böyle bir şey yapsın ki? "Ateş'i o kliniğe ben yatırttım. Ama onun iyiliği için. Annesini öldürmüş, hatta kötü bir şekilde öldürmüş olmam onun piskolojisini yerle bir etti. Sinir krizlerine giriyordu. Bazen bu sinir krizlerinden kurtulmak için kendini dövdürtüyordu da." Aklıma evde ona pansuman yaptığım gün geldi. Ateş karşısındaki kim olursa olsun alt edebilecek biri. Belki bir kaç kişiyle dövüşse bile en fazla dudağı falan patlardı. O gün sanki on kişiyle kavga etmiş gibiydi yüzü. Peki neden Ateş haberi aldığında tek gitmişti o kavgaya? Neden kimseyi yanında götürmemişti? "Akli dengesini kaybetmiş gibi davranıyordu. Ve ben kliniğin işe yarayabilceğini düşünmüştüm. Öyle de oldu. Biraz da olsa topladı kendini. Ama inan bana Cansu rapordan falan haberim yok. Raporu doktor hazırlamış olmalı."
Bunların hiçbirini düşünmemiştim. Ama Murat Karanlı bütün gerçekleri yüzüme vurmuştu. Peki benim canım neden böylesine acıyor?
İnanma Cansu, yalan söylüyor. İnanma. O karısını işkence ederek öldüren biri. Ateş... bu durumdaki tek masum kişi. Ona inan. Kalbini dinle Cansu, mantığın sana sadece acı verecek.
Murat Karanlı bir şeyler diyordu, ama alamıyordum. Çünkü sorular kafamı kemiriyordu. Murat Karanlı arabasına doğru yürürken biri yanıma geldi ve omuzlarımdan kendine çevirdi. Ateş... karşımda endişeli gözlerle bana bakıp bir şeyler diyordu. Anlamıyordum. Ne dediğini, ne de olanları... Mantığım kalbimle savaş verirken sadece bomboş Ateş'in gözlerine bakıyordum.
"Cansu bir şey söylesene! Bir şey yaptı mı sana?"
"Yaptı."
"N-ne yaptı? İyi misin? Neren acıyor? Cansu cevap ver bana!" Elini tutup kalbime götürdüm.
"Çok acıyor." diye fısıldadım.
"Ne dedi sana Cansu?"
"Gerçekleri." Endişeli gözlerinde korkuyu gördüm. Kaybetme korkusunu...
"Ona inanıyor musun?" dedi kısık sesiyle. Başımı salladım.
"Evet." Kalbimin üzerindeki ve omzundaki elini çekip bana baktı. Arkasını dönüp gideceğini zannederken o konuşmaya başladı.
"Sana içerde sinirlendim çünkü... çünkü sana geçmişimi kendim anlatmak istemiştim. Ben ilk defa birine anlatmak istemiştim Cansu." Ona doğru bir adım attım. "Ve o kişi sendin. Sadece beden duy istemiştim. Ama sen beni dinlemeden babama inanmışsın bile. Annemi işkence ederek öldüren ben değilim! O! Ama sen onun dediklerine inanıyorsun! O adam etrafımdaki herkesi alıp götürdü benden. Annemle başladı bu işe. Annemi canını alarak götürdü. Şimdi de sevdiğim kızı yalanlarına inandırarak benden almaya çalışıyor Cansu." Kollarını belime sararken o kelimeyi bugün ikinci kez fısıldadı. "Gitme..."
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz Vaka
Teen FictionUfak adımlarla beyaz zeminde ilerledim. Odaya girip kapıyı arkamdan kapattım. Arşiv odasında ilerleyip 2009 yılına ait dosyaların bulunduğu tarafa doğru yürüdüm. Siyah dosyayı elime alıp incelemeye başladım. Bakalım neymiş bu büyük sır? Birinin içer...