Aksam çok huzursuz uyumuştum. Dogukanla planımız aklıma geliyordu. Belki de denersek ne olabileceğini öğreniriz. Yattığım yerde doğruldum. Akşam koltuktaydım en son ama ben bu odaya bu yatağa nasıl geldim. Yatağın kenarında duran terlikleri giyip odadan çıktım. Etrafa göz gezdirip, doğukana seslendim
"Doğukan!" Neredeydi ki. Belki de hala uyuyordur diye seslenmeyi bıraktım. Aşağıya indim. Mutfakta bahçeye çıkan bir kapı vardı ve açıktı. Oraya doğru yöneldim.
"Günaydın"
"Günaydın, neredeydin?"
"Hiç sana kahvaltı hazırlıyordum"
"Ay gerçekten mi? Ee neler var kahvaltı menumüzde"
"Hiç birşey yok"
"Nasıl?"
"Dolap tam takır kuru bakır"
"Hadi ya off"
"Hadi yine şanslısın. Seni kahvaltıya götürücem"
"Sana masraf oluyor ama"
"Oluyorsa bana oluyor. Sen kafana takma"
"Tamam. Sustum. Kabul ediyorum"
"Anlaşıldı. Hazırlan o zaman"
Gidip doğukana sarıldım. Hemen odaya gittim. Annemin gönderdiği bavuldan kot gömleğini ve kot şortumu çıkardım. Banyoya gidip saçlarımı biraz ısladıktan sonra iyice taradım. Biraz ruj ve rimelimi sürdüm. Bavulu kapatıp aşağıya indim.
"Bavulunu al"
"Tabik de alıcam. Unuturmuyum hiç"
"Tamam serencim ağzımı açmadım."
"Ya kızma şapşi"
"Şapşi mi?"
"Eveeeet"
"Çok çocukça"
"Biliyorum" Bavulumu kapının yanına bıraktım. O sırada doğukan aşağıya indi. Orta sehpadan arabanın anahtarını alıp bana göz kırptı. Benim bavulumu alıp kapıyı kilitledi. Arabanın yanına yaklaşınca
"Dur bi bekle" Hızlı adımlarla gidip bavulu arabanın bagajına yerleştirdi. Tekrar yanıma gelip kapımı açtı
"Buyrun matmazel"
"Kibarlık sana yakışmıyor"
"Binsen artık arabaya"
"Tamam canım sağol" Canım kelimesini üstüne basa basa söyledim. Oda yerine oturunca arabayı çalıştırdı. Rastgele bir müzik açtı. Bende kafamı cama yaslamıştım. Bu yollar çok virajlıydı. Sürekli bi sağa bi sola dönüyorduk. Birde yollar gittikçe eğimli oluyordu. Virajlı da olunca aşağıdan gelen arabayı rahatlıkla görebilirdik. Telefonu çıkardım. Hiç kimse aramamıştı. Ne yani kimse beni merak etmiyormuydu şimdi. Ben böyle düşünürken doğukan arabayı yoldan çıkarıp. Ağaçlıklara doğru ilerlemeye başladı.
"Ne oldu" Bir yandan aynalara bakıyordu.
"Ne oldu???"
"Caner"
"Ne?"
"Bak şimdi. Caner arkamızdan geçecek" bende gözlerimi hemen yola çevirdim. Kısa bir süre sonra da caner arabasıyla geçmişti.
"İnanmıyorum! Bizi mi arıyor""Bilmiyorum artık. Ama işimiz biraz zor olacak gibi"
"Kesinlikle"
"Neyse, sen caner bende meltem için birazda olsa zorlanacağız"
"Ah doğukan ah"
"Ne? ne var yine"
"Hadi dön artık. Burda daha fazla durmayalım"Doğukan arabayı tekrar çalıştırdı. yola devam etti. Bende arkaya doğru bakıyordum. belki de sadece rastlantıdır. Ama rastlantı olamaz. Kesin yanında meltem de vardır. Onsuz olur mu hiç. Kim bilir karşılaşsaydık neler olabilirdi?
"İyi uyuyabildin mi akşam?"
"Evet....Sen nerde uyudun gece"
"Koltuktaa"
"Hmm"
"Hmm ya. sen rahat rahat uyurken ben bel ağrısından uyuyamadım ama"
"Öyledir. Koltukta ne kadar rahat uyuyabilirdin ki zaten"
"Ondan değil canım benim. Sen ağrıttın benim belimi. Hep senin yüzünden"
"Ne alaka şimdi. Ne yaptım sana......dur bi dakika. "
"Yaa işte şimdi jeton düştü demi?"
"Ben koltukta uyuyakaldım... sende beni uyandırıp yatağa yatırdın" aslında ne olduğu çok belliydi beni belki de kucaklamıştı. Öyle yatırmıştı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMSÜZ KELEBEK
Genç Kurguİstem dışı gelişen bir tanışma. Bu tanışmadan doğan komik bir aşk hikayesi. Bir erkeğin kız kardeşine nasıl aşık oluşu?? Ya bu bir benzerlikse? Bu benzerlikler kötü sonuçları da beraberinde getirirse? Bir kız nasıl engel olabilir ki sevdiğine? Sus...