"Başardım Red! İlk dönemi sonunda tamamladım. Şimdi tekrar evimdeyim." dedim kocaman gülümserken. Red'de mutlulukla uçuyordu. Sonunda evime geri gidebiliyordum, annemi görecektim. Her şeyi çok özlemiştim. Red ile birlikte bulutların arasından süzülerek hızla ilerliyorduk. Biran önce evime gitmek istiyordum. Gülümsemem bir an olsun eksilmiyordu. Ben gerçekten mutluydum.
Evime gittiğimi düşündükçe arada kahkahalar atıyor dönerek uçuyordum. Sonunda evimi görmüştüm. Ne kadar özlediğimi şimdi daha iyi anlıyordum. Elimdeki bavulumla birlikte yavaşça ayaklarımı yere bastım. Tekrar Melekler Şehrin'de olmak çok güzeldi.
Derin bir nefes vererek açık pembe bahçe kapımızın önüne geldim. Hızlı adımlarla kapıyı iktirdim ve çok sevdiğim bahçemizi hızlı adımlarla yürümeye başladım. Ardından yeterince hızlı olamadığım kanısına vardım ve kanatlarımla kapımızın önüne uçtum. Bu daha hızlıydı.
Mutlulukla kapıyı hafifçe iterek araladım ve kafamı ufak aralıktan içeri geçirdim. "Anne! Benim Vanessa, geri döndüm!" dedim heyecanla bağırarak. Geri dönüt gelmeyince kapıyı tamamen açtım ve evin içerisine girdim. Geniş evimizin loş ve terk edilmiş gibi duran salonuna şaşkınlıkla baktım. Annem burada değildi. Acaba neredeydi?
Evin alt katında kalan tüm bölümlerine baktım, ancak annemi hiçbir yerde bulamıyordum. Başımda vızırdayan Red'e döndüm. "Sessiz ol Red. Öyle söyleme, bu sadece bir şaka olmalı." dedim. Ardından gülümsedim. Aklıma daha iyisi gelmişti.
"Hayır bu bir şaka değil, bana sürpriz yapacak." dedim heyecanla. Ardından kanatlarımla, hızla merdivenleri aşarak kendi odama doğru ilerlemeye başladım. Odamın kapısını hızla açarken havalanan toz bulutları önümü kaplarken umursamadım ve gülümsememi genişlettim. "Anne, burada mısın?" dedim ancak tozlardan önümü net göremiyordum. Bir kaç kez öksürmeme neden olurlarken bir kaç adım ilerleyerek toz bulutlarının arasından geçerek kendime yol açtım.
Yatağımın boş olduğunu görünce gülümsemem yüzümde asılı kaldı. Oda boştu. Omuzlarımı düşürerek boş yatağıma baktım. "Galiba annem gerçekten de gitti." dedim üzgünce. Kendimi öylesine yalnız hissediyordum ki? Ve korkuyordum. Annem neredeydi? Tek isteğim huzurlu kollarına atmaktı kendimi.
Red uçarak bir sağıma bir soluma geçiyordu. "Anlamıyorum." diye mırıldandım kafamı öne eğerek. Ardından kalın bir sesin gülmesini işittiğimde ani sese karşı kalbim hızla atmaya başlarken kafamı kaldırarak sesin yönüne baktım. Bu ayıcığımdı! Yatağımın üzerinde otururken kaşlarını çatmış sinsice gülüyordu. Ardında çok ama çok kalın, ürkütücü sesiyle konuştu.
"Bence anlamaya başladın. Sonunda seni beklemekten sıkıldı ve gitti." dedi ve sırıtmasını genişletti. O anda sol güzünün etrafında ki yıldız işareti çarptı gözüme. Bu Fernando'dakinin aynısıydı. Ayıcığımın sol gözünü çevreliyordu ve çok ürkütücü gözükmesini sağlıyordu. Kalbim korkuyla çarparken ayıcığın etrafından beyaz bir ışık süzmesi yayılmaya başladı.
Hızla ellerini yukarı kaldırırken gözlerimi kocaman açarak bir kaç adım gerilemiştim. Işık süzmesi büyüyordu. "Artık tamamen yalnızsın. Kimse seninle olmak istemiyor Vanessa,hiç kimse." dedi ve ardından kocaman bir kahkaha daha attı.
Ellerimle kulaklarımı kapattım ve gözlerimi sımsıkı yumdum. "Bu doğru değil. Kapa çeneni." diye bağırdım. Ardında dolan gözlerimi aldırmadan ellerimi kulaklarımdan çektim ve ona doğru dönerek tekrardan bağırdım."Seni dinlemek istemiyorum!"
O anda güçlü bir ışık patlaması biranda belirdi ve yok oldu. Aldırmadım. Düşünemiyordum. Omuzlarımı düşürdüm ve kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Şimdi ne var?"
![](https://img.wattpad.com/cover/63575996-288-k960233.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZİNDANI
FantasyKötü bir şeytan iyi bir meleğe aşık olabilir mi? Ya melek, o da bu şeytanı sevebilir mi? Birbirlerine dokunmaları ve nefret dışında bir his beslemeleri yasakken onlar ya aşık olursa? Bu aşktan beslenen büyük bir düşman ve korunması gereken insan por...