Her şeyin korunmaya ihtiyacı vardır. Yeni doğmuş bebekler...ve hala dünyaya gelmeyi bekleyenler. Servet değerindeki şeyler...ve özgür olanlar. Her şeyin ilgi görmeye ihtiyacı vardır.
Her şey, tehlikelerden korunmaya değerdir. Bunu; koruma görevini yerine getirenlerden daha iyi bilen olmaz. Burada olma nedenimiz de bu. Dünyalılarımızı, düşmanlarımızdan korumayı öğrenmek için.
"İki gün boyunca kendi başınıza olacaksınız. Bu süre içindeki gelişmeleriniz Yüksek Kürelere rapor edilecek. Unutmayın, okul hafta sonu kapalı olacak, ama yinede sizlerden görevlerinizi yerine getirmeye devam etmeniz istenecek." dedi Profesör Arkan. Bizse dikkatle onu dinleyip kafamızı sallıyorduk.
Profesör Arkan ve Temptal bir kaç gün başımızda olmayacaktı. Bizim uslu duracağımız kesindi, esas mesele Profesörlerin yokluğunu fırsat bilen şeytanların yapacaklarıydı.
Buraya Koruyucu Melek olmayı öğrenmeye geldik. Tek ve basit bir felsefe için yaşıyoruz: "Korumak ve kollamak."
Ama Profesör Arkan'ın okulda olmayacağını düşününce, bizi kim koruyacak diye merak ediyorum. Profesörün gidişinden sonra kızlarla odamıza geçtik.
"Buna inanmıyorum! Bütün okul bize kaldı!" dedi Urie heyecanla. Ben onunla aynı duyguları paylaşmıyordum.
"Kendine gel Urie, Profesör gayet açık konuştu. Yalnız olacağımızı kastetti." dedim bir hışım. Miki ufak bir kahkaha patlattı. "Vicdanımızın sesi konuştu. Hadi ama, rahatla biraz Vanessa. Bir düşünsene Arkan etrafta değil, biraz özgür kalabileceğiz!" diye beni rahatlatmaya çalıştı. Herkes rahat ve heyecanlıydı.
"Ama Profesör...çok net konuştu. Biliyorsunuz."
"Geç yatamaz veya eğlenemezsiniz dedi mi? Bu kurallara aykırı olamaz, öyle değil mi?" dedi Sierra neşeyle. Haklıydı. Usulca kafamı salladım. Belkide ben fazla abartıyordum. Kızlara uyum sağlayıp biraz rahatlamalıydım. Düşüncelerimi bir türlü toplayamıyordum.
Davranışlarım değişmeye başlamıştı. Kurallara uyan bir melek olmaya çalışıyordum sadece. Elimdeki yıldız faciasından sonra...
"Pekala, nereden başlasak kızlar?" diye devam etti Sierra.
"Kafeterya hafta sonları açıktı değil mi? Karnım biraz acıktı da." dedi Urie gülerek. Urie'nin diyet yapmayı bırakması sevindirici ve eski bir haberdi. Odadan çıkıp kafeteryaya doğru ilerlerken herkes çok mutluydu. Benimse aklımda tonlarca düşünce vardı. Belkide düşünmeyi bırakmalıydım.
"Bugün çok eğleneceğiz kızlar!" dedi Sierra düşüncelerimi dağıtmaya yetecek bir ses tonuyla.
"Harika!" diye eşlik etti Urie ona gülerken.
"Öyle diyorsanız..." diye mırıldandım. Onlar kadar neşeli olamasam da aptal düşüncelerle kendime eziyet etmeyecektim.
***
Marlon, elindeki siyah kutuyla birlikte basamakları yavaş ve emin adımlarla çıkıyordu. Leydisinin özgürlüğüne çok az kalmıştı. Mutluydu.
Kafeteryaya doğru ilerleyen melekleri görmesiyle daha da yavaşladı. Boş koridorun ortasında durdu ve gülerek siyah kutuyu açtı. Hafifçe eğildi ve böceği serbest bıraktı. Bu sıradan bir böcek değildi... Büyünün ortaya sunduğu bir araç.
Tek yapması gereken ısırmaktı. Ve sonra...
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ZİNDANI
FantasiaKötü bir şeytan iyi bir meleğe aşık olabilir mi? Ya melek, o da bu şeytanı sevebilir mi? Birbirlerine dokunmaları ve nefret dışında bir his beslemeleri yasakken onlar ya aşık olursa? Bu aşktan beslenen büyük bir düşman ve korunması gereken insan por...