¤•¤ 3 ¤•¤

7K 552 122
                                    

"Luhan Hyung lütfen. "

" Olmaz Jongin.
KyungSoo'yu sana verdiler.
Ona sen yardımcı olacaksın."

"Hyung onu sevmiyorum, yapamam bunu lütfen sen al onu.
Hem sen daha iyi anlaşıyorsun onunla."

" KyungSoo ile anlaşamayan sadece sensin. Hayır yani şeker gibi çocuk, ağzı var dili yok. Neyini sevmiyorsun anlamadım."

" Hyung beni biliyorsun. Birisini sevmiyorsam o öyle gider. Sevemem de artık. "

" Ben kabul etsem bile Suho onaylamaz partner değişikliğini.
O da onaylasa bile Bay Yang'ın kulağına giderse bu biteriz.
Yani paşa paşa kabul edeceksin onu."

"Lanet olsun. Hayallerim başlamadan bitecek."

"Bence abartıyorsun. Bu kadar takma kafana. Zamanla alışırsın ona."

"İstemiyorum. O mezarlık bekçisi suratlıya alışmak falan istemiyorum.
Zaten aynı odada kalmak zorundayız.
Aynı gruptayız.
Bir de ona partnerlik yapmam gerekiyor.
Zavallı gençliğim."

" Keçinin sevmediği ot burnunun önünde bitermiş.
Bu kadar nefret etmeseydin , bunlara katlanmak zorunda kalmazdın."

" Hyung !"

" İyi insan da lafını üstüne gelirmiş.
Partnerin geldi. Benim çıkmam lazım küçük Jong.
Sana partnerinle iyi eğlenceler dilerim."

" Hyung gitme."

Jongin, çalışma salonuna giren çelimsiz bedene baktı.
Yine o kalın çerçeveli gözlüklerinin altından donuk bakışları ile Jongin'in suratını delip geçiyordu.
Jongin elleri belinde sinirle yüzünü başka bir yöne çevirdi.
Elini saçlarına geçirdi.
Gerginliğini saçlarını dağıtarak atmaya çalıştı.
Delici bakışları hala üzerinde hissediyordu.
Odanın uzak köşesindeki mini buzdolabından soğuk su aldı.
Tek seferde yarısını içti.
Saatlerce Luha'la Two Moons şarkısının kareografisini çalışmışlardı.
Son zamanlarda istemediği olayların ona yapıştırılması yüzünden koordinasyonunu sağlayamıyor basit yerlerde dahi hata yapıyordu.

" O soğuk su ile hasta olabilirsin.
Aralık ayındayız."

" Seni ilgilendirmez.
Hazırsan bir an önce başlayalım ve bir an önce bitsin."

KyungSoo, onun sert çıkışı ile sessizce sırt çantasını ve üzerindeki ceketini çıkardı.
Jongin onu izlediği için eli ayağına dolaşıyordu.
Jongin şirketin gözde stajeriydi.
Herkes ondan övgüyle bahsediyordu.
Kendisinden de nedenini bilmediği bir şekilde nefret ediyordu.
Gözlüğünü de çıkarıp çantasının yanına bıraktı.
Yine gözlük kabını valizinde unutmuştu.
Eşyalarını çoktan yurda bırakmışlardı.
Kendisine tiksinti ile bakan bu gözlerin sahibi ile aynı odada kalacaktı.
Ama KyungSoo için bunlar sorun değildi.
Herkesin nefreti kendi içindeydi.
Esmer çocuğa doğru ilerledi.

"Hazırım ortak."

" Bana ortak deme."

"Neyse ne!
Başlayalım işte. "

" Gerçek yüzün ortaya çıkıyor sonunda."

"Senin profesyonel olduğunu düşünüyordum.
Hatta en iyisi olduğunu.
Görüyorum ki kafandakilere takılıp zavallı öfkenle hareket ediyorsun."

" Sen!!"

" Bana ne kadar iyi olduğunu göster küçük dongsengim.
Yersiz , basit öfkenle her şeyi berbat mı edeceksin, yoksa hünerlerini söylendiği kadar harika bir şekilde bana öğretebilmeyi becerebilecek misin?"

Jongin, KyungSoo'nun yüzündeki ince gülüşe daldı.
Sinirden çenesi titriyor, gözü seyiriyordu.
Ona ateşle dans etmek neymiş gösterecekti.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

Yessı minnadesu ¤•¤

Himouto Soo, küçük Jong u coşturuyor :")

Kaç milyon kez söyledim bilmiyorum ama arsız Soo en sefdiim
♡~♡
Medyadaki gibi arsız Soo
♡,~,♡
Ezik Soo dan nefret ediyorum
>~<

Yeni bölümlerde görüşmek üzere Jane minna ^^

Himouto KyungSoo HyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin