¤•¤ 25 ¤•¤

4.5K 294 119
                                    


" Herkes hazır mı?"

Menajer dış kapıdan içeriye seslendiğinde sıkıntı ile sağ bacağını sallamaya başladı. Yerinden hareketlenen Suho'yu geriginlikle izlerken gözleri tekrar, odalarına uzanan koridora kaydı ve kulak kesildi. Tek duyduğu Suho'nun menajere verdiği hesaptı. Diğeri henüz görünürde yoktu.

" Hazır olanlar birinci araçla yola çıksın. KyungSoo ve kalanlar da ikinci araçla gelsin. Birinci araçla gelecekleri sen gönderirsin Suho, ben araca iniyorum. Havaalanında erken olmalıyız. Zaten hayranlarınızın izdihamı yüzünden havaalanında çok vakit kaybediyoruz."

" Anlıyorum Hyung."

Suho salona döndüğünde birinci araçla gidecekler için gözleri, hazır olan üyeler üzerinde gezindi. Jongin, Suho'nun kendisini seçmemesi için lavoboya gitmek için hareketlendiği sırada Suho bir elini onun omzuna attı.

" Jongin sen birinci araçla  gidiyorsun.
Ve Kris, Lay, Luhan, Minseok, Chanyeol..
Kris o araçtaki üyelerin sorumluluğu sen de olsun."

Kris isimleri sayılan üyeleri şöyle  bir süzüp burun kıvırdı.

" Hepsi  benim kadar koca koca adam olmuşlar, ne sorumluluğu. Her koyun kendi bacağından.."

Suho ona gözlerini devirirken söylendi.

" Sadece gözün üzerlerinde olacak. Düşebilirler izdiham yüzünden, ihtiyaçları olabilir falan filan. Sanki bilmiyorsun. Abileri olarak nolur nolmaz gözlerin üzerlerinde olsun işte. Ne diye mızmızlanıyorsun ki?!"

Minseok gözleri hayretle genişlerken işaret parmağını Kris'e doğrulttu.

" Abimiz mi? O mu benim abim?! Liderim olmasını kabullenebilirim ama abim olmasını asla. Burada hepinizden büyük olan benim ve bunu göz ardı etmeniz gerçekten sinir bozucu oluyor."

Minseok sinirle yerinden kalktığında, Luhan da endişe ile onun peşinden ayaklandı. Suho itiraz edecek olduysa da ikilinin çoktan çıkmış olmaları ile sözleri öylece ağzında kaldı.

" Öyle demek istemediğimi biliyordu. Senin yüzünden Kris!"

Kris tıslayarak gülüp yanından geçerken aşağısında kalan gence güldü.

" Lider olarak sözlerine dikkat etmen gerektiğinin farkında değilsen bunun sonuçlarından beni sorumlu tutamazsın.
Bu hiç olgunca değil. .
Davrandığın kadar düşünceli değilsin!"

Suho hırsla sıktığı yumruğuna dolan parmakları uyuşurken, Jongin hâlâ omzunda olan elin sıkı tutuşu ile kendinde Suho'ya itiraz edecek cesareti bulamayışı valizini alarak, başı önünde çıkışa  yöneldi.

"Kahretsin, nasıl unuttum!! Hyung, benim önden gitmem lazım. Jongin ile  yer değiştirsem olur mu?"

Suho olduğu yerde boş bakışlarla gözlerini sabitlediği yerden ayırmadan söyledi.

" Nasıl istiyorsanız öyle yapın."

Jongdae, şaşkın bakışları ile kendisini izleyen Jongin'e göz kırparak ona yetişti.
Yanından geçerken fısıldadı.

Himouto KyungSoo HyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin