¤•¤ 5 ¤•¤

7.1K 569 128
                                    

Jongin, yurda ulaştığında ortak salonda diğer üyelerin kaynaşma çabalarını ekip odasına yönelecekti ki Suho'nun sorusu ile durdu.

"KyungSoo nerde?"

"Ne bileyim?
Ben çalışmayı bıraktım geldim.
O devam ediyor sanırım. "

" Neden onu da beklemedin Jongin?"

"Neden bekleyeyim Hyung?"
Koca adam kendisi gelebilir."

"Jongin, Bay Yang'ın sözlerini hatırlatmama gerek yok sanırım. "

Jongin, KyungSoo yüzünden Suho Hyung'u ile tartışmak istemediği için yorgunluğunu bahane edip odasına çekildi.
Başındaki ona ait olan bereyi çıkarıp diğerinin yatağına fırlattı.
Onun yüzünden sevdiği insanların iğneleyici sözlerini maruz kalması ona olan nefreti büyütüyordu.
Hayır yani sevmek zorunda değildi.
Gerçekten onların dediği kadar iyi ve kibar biriyse ve Jongin bunu göremiyorsa da bunun bir önemi yoktu.
İki insanın iyi olması anlaşabilmesi için yeterli değildi Jongin'e göre.

Jongin, çift kişilik yatağına yüz üstü bıraktı kendini.
Uzun yıllar dans pratiği yaptığı için beli hassastı.
Suho bunu bildiği için menajerleri ile durumu görüşmüş ve duruma uygun bir yatak istetmişti.
Jongin başını henüz gelmemiş olan oda arkadaşının yatağına çevirdi.
Onun yatağı neden çift kişilikti?
Umursamayıp yatağında debelenerek nevresimi üzerine çekti.
Üzerini değiştiremeyecek kadar yorulmuştu.
Salondan gelen Chanyeol ve Baekhyun'un kahkahalarının kaçıramayacağı kadar uykusu vardı.
Saat geceye ilerliyordu.
Diğeri henüz gelmemişti.
Ama bunu da umursamayacak kadar uykusu vardı.
Uykusu olmasa da umursamazdı zaten.

Gece biri bulmuşken odanın
kapısını yavaşça açtı.
Zaten sevilmediği oda arkadaşını uyandırmak istemiyordu.
Telefonunun zayıf ışığı yardımıyla dolabına doğru parmak uçlarında ilerledi.

"Işığı yakabilirsin."

" Uyandırdım mı?"

" Evet. Işığı yak.
Karanlıkta bir yerlerini sakatlayıp programların gerisinde kalma."

"Teşekkür ederim, Jongin. "

" Bana daha çok iş çıkarma diye söylüyorum. "

KyungSoo odanın ışığını açtı.
Hızlıca dolabından gerekli eşyalarını aldı.
Giyineceği sırada küçüğün bakışlarını yakaladı.
Ona aldırmadan üzerindekileri çıkarıp tişörtünü ve pijamalarını giydi.
Küçüğün yüzü yastığına gömülmüştü.
Onun bu haline gülmeden edemedi.

Üzerinden çıkanları tek tek katlayıp dolaptaki yerlerine yerleştirdi.
Banyodaki işlerini de hallettikten sonra yatağına döndü.
Yatağının üzerindeki Jongin'e verdiği bereyi eline aldı.

Diğerinin bakışlarını yakaladığında gülümsedi.

" Saçlarını kuruladın mı?"

" Kurudular. Bu arada.."

" Evet?"

" Teşekkür ederim. Yani bere için. "

" Önemli değil. Biz birlikteyiz artık. "

" Evet. Maalesef. "

KyungSoo, Jongin'in iğneleyici sözlerine aldırış etmeden yatağındaki nevresimi açtı ve içine sakladığı penguen şeklindeki kendi boyunun yarısı kadar olan yastığın üzerine atladı.

" Pinguuuu..
Pingu pingu pingu. .
Seni çok özledim bebişim.
Babacık geldi.
Ama babacık ışığı açık unuttu.
Söndürüp hemen geliyorum. "

Jongin, gördükleri karşısında şaşkınlıktan açık kalan ağzının kuruduğunu farkettiğinde kendine geldi.
Kendisinden bir yaş büyük olan ve şirkette kendisini havalı bir şekilde azarlayan , herkesin kibar ve iyimser biri olarak övdüğü KyungSoo, kendisi kadar penguen şeklindeki yastığa sarılmış yatağında yuvarlanıyordu.
Üstelik penguenle çocuğuymuş gibi konuşuyordu.
Bu da neyin nesiydi?
Bu KyungSoo tam olarak nasıl biriydi?


~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yessı minnadesu ¤•¤

Himouto Soo ortaya çıkıyor :")
Küçük Jong'u şaşırtıyor :")

Penguen yastığı medyadakinin KyungSoo kadar olanını düşünün :")

Yeni bölümlerde görüşmek üzere Jane minna ^^

Himouto KyungSoo HyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin