¤•¤ 12 ¤•¤

6.4K 526 184
                                    

Jongin ablasının evine ulaştığında diğer ablasının ve ailesinin çoktan gelmiş olduklarını gördü.
Tek eksik kendisiydi.
Ama onun da bir eksiği vardı ki o da başka yerleri tamamlıyordu kendisinden uzakta.
Aile büyüklerini selamlayarak kendisine ayrılan odaya geçti.
Belindeki rahatsızlığı yüzünden burda da kendisine özel yatak hazırlanmıştı.
Normalde buna şımarır yeğeninden daha nazlı bir yavruya dönüşürdü ama içindeki eksiklik buna engel oluyordu.
Bir süredir valizinde sıkışmış olan pinguyu özenle çıkarıp kendi yatağına yatırdı.
Pinguya baktıkça içindeki boşluk büyüyordu.
Peluş yastığa sarıldı.
KyungSoo gibi kokuyordu.
Yastığa sarılı halde kendini yatağa bıraktı.
Yanında hiç eşya getirmemişti.
Çünkü yastık valizine ancak sığmıştı.
Stajerlik zamanında da büyük ablasında kaldığı için bir kaç parça eşya bırakmıştı yurda taşınırken.

" Jongin, tatlım, akşam yemeği hazır.
Haydi yemeğe gel."

" Geliyorum. "

Jongin penguen yastıktan ayrılamıyordu. Ama eğer yeğeni onu görürse kesinlike bırakmazdı.
Pinguyu yatağına sakladı.

Annesi, babası , ablaları, eniştesi ve yeğeninden oluşan geniş masaya oturdu.
Ailesini çok seviyordu ve seviliyordu da. Ama içindeki huzursuzluğu onlara yansıtmak istemiyordu.

" Nini, favori hyungunu da getirecektin hani?!"

" Ahh. O durum biraz karıştı. "

"Nasıl karıştı?"

" Benden önce başka biri onu davet etti."

" Ve sen de geri çekildin?"

" Ne yapabilirdim ki?"

" Bir gün sen de kalırdı bir gün onlarda. Nolmuş yani?"

"Artık çok geç Noona."

" Nerden geç oluyormuş?
Ara ve yarın bize davet et.
Hatta eniştenle gider getirirsiniz.
Değil mi hayatım, kardeşimin en sevdiği ve ağlayınca oğluma benzeyen tatlı şeyi merak ediyorum."

"Sen nasıl istersen hayatım."

"Bak ablan söyleyince ben de merak ettim. Hepimiz bir arada iken oda arkadaşınla tanışsak güzel olurdu."

" Ama anne nasıl davet edeyim?
Chanyeol hyung hayatta bırakmaz onu. O bıraksa Baekhyun hyung bırakmaz."

" Ama sen bıraktın. "

" Üfff. Şöyle söyleme lütfen Noona. "

"Oğlumun üzerine gitmeyin. Başka zamana artık. "

" Sağol baba. Ama başka ne zaman olur bilmiyorum.
Belki askere giderken fırsat bulabiliriz."

Jongin, ablasının yaptığı en sevdiği tavuk yemeğinin tadını alamadan kalktı masadan.
Küçük yeğenin odasına gidip uyuyan çocuğu sevdi.

Akşamı ailesiyle şen sohbetle geçirse de gece odasına çekilip de pingu ile yatağa girince içindeki eksiklik onu yine rahatsız etmişti.
Telefonunu eline aldı.
KyungSoo'dan hiç mesaj yoktu.
Galerisini karıştırdı.
Lanet olsun ki hiç fotoğrafları da yoktu.
Telefonu bırakıp pinguya sarıldı.

"Seninki bana hiç mesaj atmamış.
Baban seni unuttu.
Babanı da unuttu.
Keşke önce ben söyleseydim.
Ya da hayır ben de kal deseydim.
Chanyeol hyung o zaman bir şey demezdi ki.
Ama KyungSoo'ya başta çok kötü davrandım.
Buna hakkım var mıydı ki?
Üfffff. Neden bok gibi hissediyorum.
Sen de özledin babacığını değil mi?
Uyumuş mudur ki?
Arasak mı?
Ben arayayım sen konuş tamam mı?
Ama senin dilin yok.
O zaman senin yerine ben konuşurum.
Mesaj mı atsam?
Evet evet mesaj atmak en iyisi.
Ama ne yazsak ki?

Nasılsın Hyung.
Eğleniyor musunuz?

Hesap soruyor gibi mi oldu?
İyi mi diyorsun yani?
Bak gönderiyorum.
Amaaan. Nolacaksa olsun.
Gönderdim gitti.
Gerçekten gitti.
İletim raporu bile geldi.
Cevap da gelir mi ki?
Ohaa.. Arıyor.
Pingu babacık arıyor.
Baykuşum arıyor.
Tabiki baykuşlar geceleri uyanık olur. Çünkü baykuşlar geceleri avlanır."

" Alo.Hyung.
Uyumadın mı hala sen?"

" Uyuyamadım.
Pingu yok. Uyku tutmuyor."

"Tek misin odada? "

" Evet. Baekhyun ve Chanyeol birlikte kalıyor.
Ben de salondayım."

" İnanmıyorum seni salona mı attılar?"

"Hayır. Ben salonda kalmak istedim.
Televizyonda film izlemek için."

" Hyung. Ben de uyuyamıyorum."

" Neden küçüğüm?"

" Pingu uyuyamıyor sensiz.
Hatta kalbi ağrıyormuş. "

" Kalbi mi ağrıyor? "

" Evet. Onun göz yaşları olmadığı için babası olarak ben ağlicam."

" Hayır ağlama.
Ona sıkıca sarıl, ağrısı geçer."

" Sarıldım ama geçmedi. "

"O zaman yanaklarından öp bebeğimizi."

" Öptüm geçmiyor hyung.
O seni istiyor.
Bebeğimiz seni istiyor.
Seni çok özlemiş. "

" Jongin sen ağlıyor musun gerçekten?"

" Pingunun kalbi ağrıyor ya ondan böyle oldu işte.
Babayım ben .
Evladım acı çekiyor.
Nolur yani gelsen ben de kalsan?
Bizimkiler de seninle tanışmak istiyor.
Neden hemen onları kabul ettin ki?
Ben de sana teklif edecektim.
Ben de seni eğlendirirdim.
Benim de annem güzel yemekler yapıyor.
Hem benim iki tane ablam.
Biri çok güzel pasta yapar, diğeri de kahve.
Çok sevimli yeğenim de var.
Üstelik ablam hamile bir yeğenim daha olacak.
Kendi yeğenin gibi seversin.
Sana dayı dedirtirim onlara.
Gel işte yarın bana."

" Jongin. Bir dur. Ağlama. Yarısını anlamadım."

" Diyorum ki yarın bende kal.
Bir gününü de bana ver.
Hepsini onlara verme."

" Aptal. Neden daha önce söylemedin? Onları reddederdim."

" Gerçekten mi?
Beni mi seçerdin yani?"

" Tabiki. Sen dururken neden bu ikisini seçeyim ki?"

" Hyung. Adresi mesaj at bana.
Yarın eniştemle gelip seni alacağım. "

" Tamam atarım.
Chanyeol'e durumu izah ederim.
Sen de pinguya iyi bak."

" Merak etme babası.
Bebeğimize iyi bakarım."

" İyi geceler Jongin."

" İyi geceler baykuşum. "

Jongin, KyungSoo telefonu kapatınca penguen yastığa daha çok sarıldı.

" Yarın baban geliyor oğlum.
KyungSoo geliyor.
Bana geliyor.
Hieeyyyt beehhhh.
Aptallık ben de ki ona teklifimi çok geç söyledim. "

Himouto KyungSoo HyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin