Himouto KyungSoo Hyung

¤•¤ 24 ¤•¤

" Şunlara bakın şu sahnede birbirlerine nasıl gülümsüyorlar."

" Hakikaten. "

" Jongin,  KyungSoo'ya eskisi kadar sert değil."

" Hangi insan evladı KyungSoo'ya dayanabilirki!"

" Sana kalsa cebinde besleyeceksin. Jongin ve sen iki uçsunuz KyungSoo'ya karşı, Chanyeol."

" Bence onların tarzı bu. Birbirlerini itip çekmeyi seviyorlar. Sanırım bu şekilde anlaşıyorlar."

Sehun, akşam yayınlanan programlarını izlerken aralarında konuşan büyüklerine gülerek büyük bir cips paketini daha açtı.

" Jongin gerçekten sevince ama gerçekten hem sevimli hem hırçın oluyor. O ergenin ortası yok. KyungSoo hyunga karşı sert gibi görünse de.."

Sehun bir avuç cipsi ağzına tıkıştırıp parmaklarını yalayınca Suho ellerine vurup kucağındaki cipsi aldı.

" Yeter şunu yediğin. Bugün kaçıncı pakedin bu! ! Sivilcelerin hortlayacak yine. Üstelik sağlıklı bile değil. "

Sehun kucağından alınan cips pakedine hasretle bakarken Jongdae onu dürttü.

" Lafın yarım kaldı."

" Hyung bari açtığım paketi bitireyim."

Suho kararlılıkla başını iki yana salladı.

" Hala ergenlikte olduğun için sivilcelerin kolayca çıkıyor meydane, her biri birbirinden dane dane."

Jongdae , Sehun'un omzunu dürterek tekrarladı.

"Yaaahhh!! Lafını tamamla."

Baekhyun Suho'nun elindeki paketi kapıp Chanyeol'ün yanına zıpladı. İkili büyük paketi anında öğütürken Sehun hırsla kanepenin köşe yastıklarını yumrukladı.

" Hyung o ikisinin de elinden alsana. En küçüğüm diye mi yapıyorsunuz bunu bana?"

Suho isyan eden gence işaret parmağını salladı.

" Abilerine bu kadar sert ve yüksek sesli konuşmamalısın Sehunnie."

Sehun dizlerinin üzerinde doğrulup eli ile odalarına açılan ince uzun koridoru işaret etti.

"Jongin de bugün dört paket cips aldı. Onunkilere de el koysana."

Suho anında yerinden doğruldu.

" Nee!! Jongin de mi abur cubur aldı? Siz menajer hyungu nasıl dinliyorsunuz anlamıyorum ki!! Reklam çekimleri için yeni teklifler aldık. Yediklerimize dikkat etmemiz lazım. Ama siz ergenlerin umrunda değil."

" Hay lanet gire şu ergenliğe !!"

Sehun isyanlarını sürdürürken Suho sinirle Jongin'in odasına yöneldiğinde Jongdae de peşi sıra düştü. Kapıyı bir kez çalıp odaya daldıklarında gördükleri manzara ile ikisinin de ağzı açık kaldı. KyungSoo başını Jongin'in omzuna yaslamış Jongin'in kolları da KyungSoo'nun omuzlarını sarmış öylece uyukluyorlardı, bilgisayarda hala oynayan filmin karşısında. Etrafta cips paketleri ve kola şişeleri dağınıktı. İkisini saran bir battaniye ile sırtlarını Jongin'in yatağının başlığına yaslamışlardı. Jongin'in yüzü adeta KyungSoo'nun kabarık saçlarına gömülmüş, KyungSoo'nun yüzünde de hafif bir tebessüm vardı. Jongdae şaşkınlığını atıp odaya girerek açık kalan filmi kapattı. Resmen aksiyon filmi izlerken uyuya kalmışlardı. Gülmemek için dudaklarını ısırırken bilgisayarı yataktan kaldırdı. Üzerlerindeki battaniyeyi toparlayıp düzeltecekken KyungSoo'nun kollarının Jongin'in beline sarılı olduğunu görünce şaşkınlıkla yutkundu. Kapıya dönüp Suho'ya baktığında onun çoktan gitmiş olduğunu görünce rahat bir nefes aldı. Çünkü uyuklayan ikili şu hali ile tam bir çift gibi görünüyordu. Jongdae acabalar kafasında dönüp dururken gözlerini yumdu, başını iki yana salladı. Onlar her ne kadar tuhaf bir itme çekme ilişkisine sahip olsalarda sadece yakın bir arkadaş belki arkadaştan da öte kardeş gibiydi. Öyle ya Jongin her ne kadar kendilerine karşı itaatkâr, saygılı ve sevimli olsa da kendisinden bir yaş büyük gence karşı aksi inatçı kardeş,  KyungSoo da bu kardeşe baş gelmeye çalışan dediğim dedik bir abiydi. Jongin'in inat ettiği bir konuda onlar kolayca orta yol bulurken KyungSoo orta yolun kenarında dimdik duruyor onu kendi yoluna sokuyordu. Jongin bu yüzden kudursa da en çok KyungSoo'nun sözünü dinliyor,  birçok konuda illaki son sözü ondan istiyordu. Belli ki Jongin içten içe büyüğüne saygı duyuyordu. Belki de bu aksilikleri ile KyungSoo'nun ilgisini üzerinde canlı tutuyordu. Gerçekten de KyungSoo birçok durumda Jongin şöyle Jongin böyle diyerek sınırları diğerine göre belirliyordu. Jongdae ikilinin garip ilişkisini ne kadar düşünürse düşünsün işin içinden çıkamayınca kapıyı örterken son kez onlara baktı. Birbirlerine sarılı ve yaslı uyurken oldukça huzurlu görünüyorlardı. Jongdae istemsizce yüzüne yayılan gülümseme ile kapıyı örttü.