**************************
Amy'nin ağzından...Ellerimi yüzünden çektim. Ayakta durmakta zorlanıyor, hafif hafif sallanıyordu. Bunu ona nasıl açıklayabileceğimi bilmiyordum.
"Bunu daha sonra konuşuruz." dedim ve içeri dönmek için hareketlendim. Jo kolumu sertçe yakaladı. Anlaşılan sandığım kadar sarhoş değildi.
"Hayır. Şimdi konuşacağız."
Kolumu bırakmadı. Ona baktım ama son derece kendinden emin görünüyordu. Sağa sola zaman kazanmak için birkaç bakış attım.
"Tamam ama daha sakin bir yere gidelim."
Jo beni onayladı ve çantasını almak için içeri döndü. Partiden apar topar ayrıldık. Arabayı sürerken ne söyleyeceğimi düşündüm. Jo'nun tepkisi çok önemliydi. Bunu ona olabildiğince nazik anlatmalıydım.
Bildiğim bir yer vardı. Yirmi dört saat açık ve sakin bir yerdi. Bunu evde konuşmak istemiyordum. Eğer insanların arasında olursak kendimi daha iyi hissedecektim. Kahvelerimizi söyledik. Jo lafa girmem için sabırla bekliyordu.
"Birkaç yıl önce gazetelerde bir haber çıktı. Saplantılı birinin beni kaçırdığına dair."
"Evet hatırlıyorum. Gazetede okumuştum. Seni birkaç saat evinin bodrumunda tutmuştu."
Boğazıma bir yumru oturdu. O günleri hatırlamak istemiyordum. Ama işte şimdi, Jo ona açıklama yapmamı beklerken sözcükler boğazımı yakıyordu. Ona anlatmak zorundaydım.
"Beni birkaç saat esir etmedi. Günler sürdü. Tam 5 gün."
"Ne?!" dedi Jo dehşetle. Sesi yükselmişti. Tepkisinden çekinmek için geç kalmıştım. Artık hikayenin devamını getirmek zorundaydım.
"Bana işkence yaptı. O..." diyebildim. Jo korkuyla elini ağzına bastırdı. Gözleri yaşlarla dolarken "Hayır." diye fısıldadı. Gözlerimden boşanan yaşları çabucak elimin tersiyle sildim.
"Evet." dedim kuru bir sesle. "Bana tecavüz etti. Günlerce. İç organlarım hasar gördü. Öyle ki rahmimi almak zorunda kaldılar."
Anlattıkça anlatasım geliyordu. Kahvelere ikimiz de dokunmamıştık. Bizden başka iki masa doluydu ama bize aldırıyor gibi görünmüyorlardı. Kendimi toparlamak için birkaç saniye camdan dışarı baktım. Bu hikayenin aslını çok az kişi biliyordu. Anlatmak bir anlamda yükümü hafifletmişti. Bu zamana kadar anlatacak cesareti bulamamıştım. Annem ve Matt de bilmiyordu.
"Neden bana daha önce anlatmadın?"
Korktum diyemedim. Hatırlamak istemiyordum. O günleri zihnimin en karanlık boşluklarına itmiştim ve üzerine bir kapı kapatmıştım. Bazı geceler uyuyamamamın sebebi buydu. Gece vakti bana o günleri anımsatıyordu. Hep gece oluyordu. O gece geliyordu.
"Bu herkese anlatabileceğin bir şey değil, Joanne." dedim kızarak. Kızdığım o değildi. Kendimdim. Bu kadar kırılgan ve zayıf olmama kızıyordum. Oysa ki ben Amy Smart'tım. Başarılıydım. Zekiydim. Zengindim. Kendime iyi bakıyordum ve hayat kalitemle övünüyordum. Ama sonunda, aynanın karşısında çırılçıplak kaldığımda O AMY idim. Günlerce işkence gören, tecavüze uğrayan, kendi sidiğini içerek hayatta kalan Amy. Eğer çok küstah biri olsaydım hayatta kalmakla bile övünebilirdim. Ama bunu hatırlamak bile istemiyordum.
"Ona ne oldu? Cezalandırıldı mı?"
Daldığım düşüncelerden çekilip çıkarıldım. İhtiyatla başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR 《girl♡girl》
ChickLitİki kız. Jo ve Amy. İki farklı dünya. Benzersiz bir aşk. -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Aşk için neleri göze alabilirsin? Tüm hakları saklıdır. Yayımlanma Ta...