Sonra Katherine'e dönüp " Git Bethia'ya böyle bir şey gerçekleşirse senin ayaklarına kapanacağımı söyle " diyip arkasını döndü ve talim alanına doğru yürüdü. ...
##
"Arthur?"
" Hey dostum iyi misin ? "
Arthur geçmişteki yaşananların anılarına o kadar kaptırmıştı ki kendisini, Batair'in ona seslendiğini ancak çok sonra fark edebildi.
"Batair ? Neden buradasın?"
Batair önce ne diyeceğini bilemedi.Ellerini özensizce topladığı uzun saçlarına götürerek bir kaç tutamın- yeterince dağınık değilmiş gibi- tokasından kurtulmasını sağladı. Sabah kalktıklarında Arthur'un yokluğuyla tedirgin olmuştu . Adamın yattığı yerde bıraktığı boşluk ve ardından uzunca bir süre kamp kurdukları yere gelmeyişiyle onu aramaya çıkmış fakat bu halde bulacağını tahmin etmemişti. Dağılmış bir hali vardı. Sanki yüzden fazla atın ayakları altında yuvarlanarak gelmişti buralara kadar. Belkide fazla abartmayı alışkanlık haline getirmişti. Adamın saçlarından başka dağınık bir yeri yoktu fakat bir şey... gözden kaçırdığı ufak bir detay ona böyle hissettiriyordu. Kesinlikte atlar tarafından ezilmişti.
"Seni arıyordum. Merak ettik. Iyi misin?"
Kesinlikle iyi görünmüyordu.Kesinlikle iyi değilim . Arthur kaşlarının hafifçe çatılmasına izin verdi. Neden iyi olmaması gerektiğini bilmiyordu ama iyi değildi. Sanki biri omuzlarından tutup onu saatlerce hırpalar gibi sarsmıştı da ... Tanrım!sarhoş gibi hissediyordu. Kafasının içinde bir gülle vardı da bir o yana bir bu yana gidip dengesini kaybetmesine neden olacak diye korktu. Şimdi kendisine merakını gizlemeyerek soru dolu bakışlarını yönelten arkadaşına bir hata yaptığını anlatabilirdi. Çok büyük bir hata...
Fakat olanları Batair'e anlatmak ömür boyu alay konusu olmak demekti ki bunu istediğini hiç sanmıyordu."Iyiyim sadece hava almak istemiştim."
Batair her ne kadar buna inanmamış olsa ve biraz daha üstlemek istediyse de ortamdaki gerilimi fark etmiş gibi uzatmadı. Daha sonra Arthur'un yüzünde boylu boyunca uzanan izlere takıldı bakışları.
Ilk bir kaç dakika ne olduğunu anlamadı fakat daha sonra kafasına bir yıldırım gibi düşen farkındalıkla önce şaşırdı. Hatta daha öncesinde Leydi Victoria'nın mükemmel vücut hatlarına rağmen kırkbeş yaşında iki çocuk annesi olduğunu öğrendiğinde bile bu kadar saşırdırdığı olmamıştı. Sonra da gülümsemesini -hatta kahkahasını-bastırmak için kendini zor tuttu. Tanrım! Arthur'u biri tırmalamıştı ve bu kesinlikle bir dişiydi. Arthur'u tırnakları arasına alan bir dişi.
Onun bu gergin hallerinin sebebi olduğu o kadar açıktı ki Batair ilk seferde nasıl farkına varamadığına şaşırmıştı. Kesinlikle daha fazlası vardı. Olmalıydı. Ses tonuna çeki düzen verdikten sonra
"Aldın mı bari?" dedi gözlerindeki muziplikle."Ha? Neyi ?" Arthur kafasındaki düşünceleri bir türlü toplayamıyordu. Çevresinden gelen her türlü uyarıya kendisini kapatmış aklı fikri gölde yaşananlarla donatılmış gibiydi. Bakışlarını çevirdiğinde Batair'in gülmemek için kasılmış halini fark etti.
"Ne var?"" Dövmen çok hoş. Kedi tırnağı mı o?"
Arthur'un eli istemsizce yanağına giderken dokunduğu yerin sızlamasıyla şansına bir kez daha küfretti. Vahşi kedisi suratına -belki bir kaç ay geçmeyecek- bir pençe atmıştı.
Vahşi kedisi mi? Tanrım!
Kendi suratını dağıtma isteğini bastırarak Batair'e döndü. İşaret parmağını gözüne sokmak ister gibi uzattığında dediklerini yapabilecek bir kararlılıktaydı ses tonu."Bir kelime daha edersen dilini o güzel popona dikerim. "
Batair bu tehdit karşısında daha fazla kendini tutamadı ve kahkaha attı. Daha önce hiç gülmemiş ve senelerdir buna hasret kalmış gibi yüksek sesi ormanda yankılanmış kuşların ürkerek kanat çırpmasına neden olmuştu.
Arthur'un aptal olarak nitelendirdiği fakat kendisinin -çokça tecrübeye dayanarak- çekici olduğunu bildiği bir gülüşle "Demek popomu güzel buluyorsun? " dedi ve ardından tekrar kahkaha attı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerimin Kızıl Saçlı Kızı(Tamamlandı)
Historical FictionArthur McQueen, geçmişinde kabusu olan kızın on yıl sonra hayali olacağını bilebilseydi kendisini öldürmeyi tercih ederdi hiç şüphesiz. " Senden nefret ediyorum Arthur McQueen. Senden ve içimde uyandırdığın duygulardan nefret ediyorum '' " Hayır...