Hiçliğin Sonsuzluğa Olan Savaşı

1.2K 149 234
                                    

İhanet hayattaki en affedilmez suçtur...
Dilsiz en büyük günahkârdır. Anlatmaz yaşananları, diline vurduğu gibi vicdanına da kilit vurur.
Peki ya geçmişte yok olan aslında ruhuna huzur verebilmek için sineye çekilmişse...Ya silinmiş olan varlığı için savaş veriyorsa?

İçinde büyük bir şüphe olduğunu biliyorum. Kehanetler, rüyalar senin bir canavar olduğunu umursamaksızın uykularını kaçırıyorlar. Korku ve eski anıların kırıntıları intikamla olan savaşı kaybederse?

Ejderin öfkesi karşısında sen aciz kalırsın kral!
*******************
Selam olsun Kuzeyin mutlak efendisi Kral Magne'ye.

Selam olsun karanlığın ölümsüz hükümdarı Prens Osiris'a.

Selam olsun denizin, okyanusların, göğün Ruhu Kral Alejandro'ya.

Ve büyük bir hayranlık ile Selam olsun yazılmış olanı yakıp Külleri ile Kehanetleri değiştirecek olan
İmparatoriçe Andelena'ya...

*************************
İşlemeli kan kırmızısı perdelerin açılması ile karanlığın çöktüğü odaya güneş ışığı girmeye başlamıştı. İçeride narince süzülen ışınlar değerli taşlar ile süslenmiş mobilyalara çarpıyor odanın ihtişamını günyüzüne çıkarıyordu. Özenle oyulmuş beyaz ahşap mobilyaların ardındaki siyah duvarlarlar odanın eşsizliğini vurgularken duvarlarların üzerindeki altın işlemeler adeta dans ediyor ve insanın nefesini kesiyordu.

Perdeleri açtıktan sonra saray hizmetkârlarından biri olan esmer kız odayı hayranlıkla incelemeye başlamıştı. Odanın büyüsünden çıkıp asıl görevi aklına gelince yatağa doğru yöneldi.

"Efendim uyanmanız gerek. Majesteleri beni duyabiliyor musunuz?" dedi yavaşça.

Üstünde büyük bir ağırlık ile uyanmaya çalışıyordu prens. Nefesi darlaşıyor,boğazının yandığını hissediyordu. Cidden neydi bu? Dedesi, küçük bir çocukken demişti ona "Asiller acı çekmez!Diğerlerine bedel ödetirler!" Ama o acı çekiyordu. Canı acıyor ve sebebini bilmiyordu. Bedeninde bir hasar,yara yoktu. Kime bedel ödetebilirdi ki?Kim yapmıştı?

Aniden acısından kurtulmak istercesine derin bir nefes aldı, zorlukla gözlerini araladı, ardından yavaşça açtı. Etrafına sarayın hizmetkârları toplanmıştı. Yutkundu, sesini ayarlamaya çalıştı.

"Su getirin bana! "dedi sert bir sesle.

Esmer hizmetçi kız koşa koşa giderek getirdi suyu. Titreyen elleri ile kadehi uzattı. Saten çarşafın üzerine uzanmış prensi de hayran hayran süzdü. Prens doğruldu ve üzerindeki yorganı kaldırdı. Dün gece bitkin bir şekilde girdiği odasında nefes alamadığından gömleğini alelacele çıkarıp geriye  kalan kıyafetiyle uyumuştu. Odayı derin bir sessizlik kapladı. Hizmetkâr kızların yanakları kızarmıştı. Gecenin karanlığındaki Ay ışığı gibi cezbeden beyaz teni,anlına düşmüş hafif dalgalı siyah saçları,biçimli yüzü; kıvrımlı dudakları ve içine fırtınalar hapsetmiş kurşuni gri gözleri ile genç kızları büyülüyordu. Gerçi onun kalbinde taht kurmuş biri var mıydı, bilinmiyordu.

"Prens Osiris dün saraya geç geldiğiniz için size haber veremedik. Siz de fark etmemişsiniz heralde. Gece giymeniz için karşıdaki koltuğa kıyafetlerinizi bırakmıştık."

"Gördüm ama giymek istemedim. Ayrıca bana suyu vermeyi düşünüyor musun? Kadehi sıkı sıkı tutmuşsun Maria."

"Özür dilerim efendim"dedi çekingence Maria ve yavaşça kadehi Osiris'a verdi.

Ardındaki tiz ve titrek bir sesle ekledi,
"B-ba Başka bir şey ister misiniz Prens Osiris? Eğer bir isteğiniz varsa hemen-"

Odaya giren kâhya kızın sözünü kesti. "Babanız ve abiniz sizi yemek salonunda bekliyor. Hemen toparlanıp gelin lütfen."

ASİİLLER EJDERİN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin