Kitaptaki isimlerin bir çoğunun kendi uydurmam ya da az bilinen isimler olacağını söylemek isterim. Keyifli okumalar**
"Neler oluyor!"
Sesimi Khaw'a duyurmaya çalışarak bağırmıştım çünkü rüzgar çok şiddetli esiyordu.
"Seni duyuyorum!" diye çıkıştı kulağıma doğru. Kaşlarım çatık sakin olmaya çalıştım. Kırık kanat düzensiz uçuyordu ve bu korkumu artırmaya başlamıştı.
"Sadece yoruldu." dedi Khaw sanki çok normal bir şeymiş gibi. Gözlerim boz rengindeki hayvanın üzerinde gezinirken aniden yere doğru ilerlemeye başladık. Kırık olan kanadı uçmayı bıraktığı anda tırnaklarımı Khaw'ın koluna geçirmiştim.
"Düşüyoruz kahretsin!" diye cırladığımda Khaw'ın sesi hiç çıkmıyordu. Çığlık çığlığa yeşil çimenlerin üzerine son sürat giderken gözlerimi kapadım. Birazdan çok kötü bir şey yaşayacaktık.
Tepe taklak bir halde kendimi çimenlerin üzerinde bulduğumda kırık kanatın acı haykırışı kulaklarımı doldurmuştu. Yüzüm buruşmuş bir halde doğrulmaya çalıştığımda kolumdan sızan kanı görmeyle gözlerim sonuna kadar açıldı.
"KHAW!" gördüğüm kanlar başımı döndürürken gözüm kararmaya başlamıştı. Khaw'ın söylenmelerini duyarken kırık kanat yavaş yavaş doğruluyordu.
"Prenses iyi misin?" diyerek yanıma geldiğinde gözleri kolumu buldu ve hoşnutsuz bir ifadeyle dudaklarını birbirine bastırdı.
"Bu hiç iyi olmadı." dedi hala kanayan yaraya bakarak. Derin bir nefes almaya çalıştığımda sakin olmaya uğraşıyordum.
Bir cırt sesi çıktığında Khaw'a baktım. Üzerindeki siyah bluzun bir ucunu yırtmıştı. Diz çöküp kolumu tuttuğunda kafamı başka yöne çevirdim ve bayılmamak için çaba gösterdim.
"Çok kötü mü?" diye sızlandığımda sesini çıkarmadan kolumu sarmaya çalışıyordu. Kazağının bir kolu boydan boya yırtılmıştı.
Kollarımdan tutup beni ayağa kaldırdığında bacaklarımdaki küçük sıyrıklardan kan sızdığını gördüm. Acı içinde yüzümü buruşturdum. Burada kaldığım sürece asla tam anlamıyla iyileşemeyecektim.
"Evet cidden bir Püsküren olsa iyi olurmuş." diye mırıldandım kendi kendime. Khaw kırık kanadın yanına ilerlerken hayvan mahcup gözlerle başını eğmişti.
"Bir dakika..." dedim dikkatini çekerek. Khaw bana döndüğünde sorar gözlerle bakıyordu. "O da... Konuşabiliyor mu?" dedim merak içerisinde. Khaw önce kırık kanata baktı ardından bana döndü. "Konuşamıyor." dedi hafif bu durumdan sitem ederek. "Neden?" dediğimde derin bir nefes aldı ve "Hepsi konuşamaz sadece belli türlerde var bu özellik." diyerek kısaca açıklama yaptığında kafamı anladığımı belirten bir ifade ile salladım.
Her attığım adımda canımın daha fazla yandığını hissederken dayanmaya çalışarak alt dudağımı ısırdım kuvvetle.
"Geldik mi peki?" derken sesim olabildiğince yorgun çıkmıştı. Khaw kahverengi gözlerini ileriye diktiğinde gözlerimle baktığı yeri takip ederek derin bir nefes aldım.
Küçük yerleşim yerlerini gördüğüm an rahatıma kavuşmuş gibi hissetmekten kendimi alıkoyamadım. "Dinlenmek istiyorum, bir an önce gidelim." dedim ona dönerek. Başını belli belirsiz salladığında kırık kanada döndü. Hayvanın boynuna asılı küçük ipten çekerek ilerlemeye başladığında yüzümü buruşturdum. "Kibar olmayı sana öğretmediler mi daha önce?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dipsiz Mahzen (Tamamlandı)
FantasyWattys 2018 Kısa Liste :) •°•°•°•°•°•°• "Beş yaşında falan olmalıyım..." dedi önce ve sonra yutkundu. Gözlerini kısa bir an için kaçırsa bile ardından tekrar bana bakarak kararlılığını ispat etmişti. "Ölmenin ne demek olduğ...