Bölüm-6 "Aklım ve Kalbim"

476 28 24
                                    

Bu bölümü Doruk'un ağzından yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz :))

Bu arada Derin'in babası Mesut amca ve Doruk'un konuşmalarını bir kaç bölüm sonra paylaşacağım :)) İyi okumalar...

Doruk'tan...

"Ne! Bir kız seni gördü ve hiçbir şey yapmadın mı?" Bu soruya cevap vermedim. Veremedim. Aklımda hâlâ biraz önce öldürdüğüm adam vardı. Babamın intikamını almıştım. Adamın yüzüne bakmaya devam ettim.

Kameralar olmadığı için binanın arkasından çıkmıştım. Yaptığım hatanın farkındaydım ama böyle olması gerekiyordu. Orada, yaptığım şeylerin etkisinde beklerken; bir kız beni görmüştü. Gözümün önündeki bulanıklıkları azalmak için gözlerimi birkaç kez kırptıktan sonra gelen kıza dikkatlice baktım. Bu kız Derin'di. Burada ne işi vardı? Bir süre birbirimize bakmıştık. Ağlamaktan yanaklarında siyah çizgiler oluşmuştu. Tüm makyajı akmıştı. Gözlerini her kırpışında gözünden bir damla yaş akıyordu. Ne yapacağımı bilemez halde bakmaya devam ettim. Aklıma kaçma fikri gelmişti o an. Kız polise söyleyebilirdi belki ancak zaten cinayeti de isteyerek işlememişken bu kızı da öldürmem büyük hata olurdu. Kapıdan çıktığımda sinirle yere attığım maskeyi yerden aldım. Derin hâlâ beni izliyordu. Ona döndüm. Gerçekten zorunlu olarak yaptığımı bilmeliydi. Bir ihtimal beni polise vermezdi. "Özür dilerim. Bunu yapmak zorundaydım." Sonra arkamı döndüm ve koşmaya başladım. Bir süre gidip gözden kaybolduğuma ve peşimden gelmediğine emin oldum. Bahçenin uzun duvarına, aralara açılmış boşluklara ayağımı basarak çıktım. Diğer taraftan yere atladıktan sonra silahın hâlâ elimde olduğunu farkettim. Onu üstümdeki siyah kapşonlunun içine saklayıp etrafıma bakınmaya başladım. Bir araba beni burada bekleyecekti. Ancak ortalıkta araba görünmüyordu. Bu yerden bir an önce uzaklaşmak için yolun karşısına geçtim ve ormanlık alanda bulunan ağaçların birinin arkasına saklanıp beklemeye başladım. Arabanın gelip gelmediğini görebilmek için arada yola baktım. Bir süre sonra uzaktan bir ambulans sesi gelmeye başladı. Ses giderek yakınlaşıyordu. Ağacın arkasına sırtımı yaslayıp kendimi iyice sakladım. Neyse ki büyük bir ağacın arkasına geçmiştim. Ambulans arkamdaki yoldan geçti. Ses giderek azalırken bir fısıltı duydum. "Doruk... Doruk..." Kafamı ağacın yanından biraz uzatıp etrafa baktım. Bu beni alması gereken arabaydı. Ağacın arkasından çıkıp arabaya doğru koşmaya başladım. Adam beni görünce arabaya yönelip sürücü koltuğuna oturdu. Bende arkaya geçtim ve gitmeye başladık. Bu adamlarla takılmaya başlayalı çok olmamıştı. Babam hakkındaki durumda bana yardım etmek istemişlerdi ve bende kabul etmiştim.

"Kimse seni görmedi dimi?" Gözlerim dikiz aynasından adamı buldu.

"Sadece bir kız..."

"Ne! Bir kız seni gördü ve hiçbir şey yapmadın mı?"

~~~

"Timuçin abi, benim o mektubu bulup şirketin başına geçmem gerek. En büyük engel ortadan kalktı. Ama mektup ortalıkta yok. Dediğine göre, benim gördüğüm kız o adamın kızı. Her ne kadar durumuna üzülsem de mektubun onda olduğunu düşündüğüm için kızın da başı belaya girebilir. Önce onda olup olmadığından emin olalım. Sonra duruma göre bakarız."

"Tamam koçum. Sen öyle diyorsan öyle yapalım. Bu arada kızın babasını durumu kötüymüş. Bir hafta dayanmaz diyorlarmış doktorlar."

Eğer adam ölürse birini öldürmüş olacaktım. Bir katil... Kız beni ihbar etmediğinden aranmıyordum. Neden ihbar etmemişti hâlâ anlamıyordum. O kızın, öldürdüğüm adamın kızı olduğunu yeni öğrenmiştim. Ve onun babasını vurmuştum. O ise sadece babası için üzülmekle yetinmişti.

Yaklaşık üç gündür kuytu bir yerdeki dışı terkedilmiş gibi gözüken ancak içi normal olan bir evde kalıyordum. Arada Timuçin abi arayıp gelişmeler hakkında haber veriyordu. Timuçin abi de babamın intikamını almam için bana yardım eden kişilerdendi. Babam zamanında onun sağ koluymuş ve ben bu yaşıma gelene kadar da bana para yardımı sağlamış. Geçmişim benim için karanlık bir mezardı ve ben intikamımı alarak bu mezardan çıkmıştım. Beni geri çekmeye çalışıyordu bazen. Ama ben üstüne toprak atıp oradan uzaklaşalı çok olmuştu. Geçmiş, geçmişti benim için. Artık ileriye bakmak gerekiyordu.

Telefonu salondaki orta sehpada bırakıp mutfağa geçtim. Burada olduğum günlerde yat- kalk- yemek ye- Tv izle muhteşem dörtlüsünü yapmıştım. Şimdide mutfağa gidip yemek yeme zamanıydı. Sonra tekrar salona girecek ve Tv izleyecektim.

Mutfağa girdim.Buzdolabındaki her şeyi yemiştim. O yüzden buzluktan donmuş bir pizzayı çıkarıp dolaptan aldığım küçük bir tepsiye koydum. Mikrodalganın fişini takıp tepsiyi içine koydum. Derecesini ayarladıktan sonra mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. Boş durduğum her an olduğu gibi yine adamı öldürdüğüm an gözümün önüne gelmişti. Söyledikleri zaten her zaman aklımdaydı. Mikrodalgadan çıkan 'tık' sesiyle derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Elime fırın eldivenini takıp tepsiyi mikrodalgadan çıkardım. Masanın üstüne koyup biraz önce kalktığım sandalyeye tekrar oturdum. Bir süre daha bu evde kalacağım için ne kadar az kirlenirse o kadar iyiydi. Bu yüzden yemeğimi hep mutfakta yiyordum. Arada bir de etrafı topluyordum.

~~~

Tüm pizzayı yedikten sonra tepsiyi yıkadım ve çöpleri çöp kutusuna attım. Ayakta öylece dikilirken telefonumun sesiyle birlikte salona koştum. Timuçin abi arıyordu. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Artık saklanmana gerek kalmadı koçum."

"Anlamadım?" Saklanmamam için gerekli olan tek şey vardı.

"Adam öldü."

Katil olmuştum. Böyle olması gerekiyordu. Böyle olacağını biliyordum. Ancak yine de huzursuz olmuştum. Bir kızı babasız bırakmıştım. Sadece babaya sahip olan bir kızın babasını elinden almıştım. Aklımın ve kalbimin zıtlaştığı sayılı zamanlardan birini yaşıyordum. Kalbimde vicdan azabı vardı. Kız için üzülmemi sağlıyordu. Aklımsa şirketin başına geçeceğim için işlere mantıksal açıdan bakıyordu. Aklıma göre bu olanlar normaldi. Zaten olması gereken şeyler.

"Gelip beni alın. Yarın da mektubun icabına bakarız."

"Tamamdır. Hemen iki adam yolluyorum."

Telefonu kapatıp kendimi koltuğa attım. Ellerimi saçlarımın arasında gezdirip bir 'of' çektim. Şimdi her şey daha da zorlaşacaktı. Bir işin içine girdiysem çıkmasını da bilirdim. Şimdilik tek güvencem buydu.

İntikam AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin