Sabah başımın dibinde Begüm'ün çığırmalarıyla uyandım. Anlamıyorum ki sabahın köründe karga bokunu yemeden beni ne diye uyandırırlar. Ben daha gözlerimi açamadan Begüm tekrardan çığırıp üzerime atlayınca gözlerimi açmak zorunda kaldım.
"Ne istiyorsun Begüm sabah sabah?"
"Ne sabahı kızım akşam oldu be akşam."
Gözlerimi ovuşturup uykulu sesimle"Saat kaç?"dedim
"3 oldu Ceylin. Ne uykusu bu kış uykusu mu? 20 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum."
"Huff Begüm ne biliyim. Ağırlık çökmüş demek ki."
"Her neyse. Hadi kalk bowlinge gidicez bizimkilerle."
"Bizimkilerle?" Gözlerini devirip yataktan kalktıktan sonra kapıya doğru yürüdü.
"Senin afyon daha patlamamış. İkizler,Elif,Bora,Mert,Doğu biz bize işte. Hadi kaldır kıymetlini de hazırlan."
"Tamam tamam kalkıyorum."
Begüm odadan çıktıktan sonra banyoya girip rutin işlerimi halledip odaya döndüm. Bowlinge gidiceğimiz için spor giyinmeye karar verip dolabımdan siyah taytımla siyah yarım atletimi çıkardım. Yarım atletimin üstüne mavi kalın askılı t-shirtümü giyip saçlarımı balık sırtı ördüm. Ayağıma mavi-beyaz vanslarımı giyip çantama cüzdanımı kulaklığımı ve telefonumu koyup aşağıya indim. Annemi ortalıkta görmeyince mutfaktan gelen seslerle o tarafa doğru yöneldim. Nazlı abla tezgahın önünde bişeylerle uğraşıyordu. Yanına gidip iki yanağını da sulu sulu öptüm.
"Naber güzellik?"
"İyiyim yavrum sen nasılsın?"
"İyiyim Nazlı abla. Annemi göremedim de ben Begüm'lerle dışarıya çıkıyorum. Beni sorarsa söylersin."
"Tabi canım. Dikkat et kendine."
"Ederim Nazlı Sultan." Nazlı ablayı tekrar öptükten sonra dışarı çıktım. Doğu kapının önünde arabasına yaslanmış telefonuyla uğraşıyordu. Etrafa bakındığımda Begüm'le Mert'i göremedim. Doğu benim geldiğimi görüp telefonunu cebine koymuş gülerek bana doğru geliyordu.
"Naber?" Yamuk gülüşlerinden atıp bana sarılınca bende hafiften kollarımı beline dolayarak cevap verdim.
"İyi senden?"
"İyi, hadi atla gidelim."
"Begüm'le Mert nerede?"
"Mert zaten Ata'larla birlikteydi. Bora'yla Elif'te burdaydı. Begüm'ü onlarla yolladım."
Başımla onu onayladıktan sonra arabaya binip Doğu'nun da binmesini bekledim. Doğu arabayı çalıştırınca konuşmamak için radyoyu açtım. Selena Gomez - Hands To Myself çalmaya başlayınca kendi kedime gülümseyip şarkıyı mırıldanmaya başladım. Bu aralar favori şarkılarımdan birisi buydu. Ben şarkıya kendimi kaptırıp yerimde ritim tutmaya başlamışken Doğu arabayı durdurunca etrafıma bakındım. Karşımızda kocaman BOWLİNG yazısını görünce bişey söylemeden arabadan indim. Doğu'da inince bowling salonuna doğru ilerlicektim ki bileğimden tutup beni engelledi. Soru dolu bakışlarımı ona yollayınca gülüp"Sesinin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum."dedi.
Kahretsin.
Şarkıya kendimi kaptırınca sesimi de yükseltmiş olmalıydım. O kadar abartılcak bir sesim olmamasına rağmen İzmir'de ki arkadaşlarım sesimin çok güzel olduğunu söyleyip dururlardı. Ben pek önemsemesemde müzik hocamız beni bir çok müzikale ve yarışmalara sokmuştu. Çoğu yarışmada birinci olsamda umursamazdım sesimi. Daha çok hobi olarak kendi kedime şarkı söylemeyi severdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli 🌀
Teen FictionÖğrendikleri Koskoca Bir Yalan Havuzunda Boğuluyormuş Gibi Hissettiriyordu. Hayatında ki herşey GİZEMLİYDİ. Ta ki o teker teker çözmeye başlayana dek. Aslında inandığı gerçek yalandan ibaretti...