Bloody Mary [15+]

⚫️Özel Bölüm⚫️

Multimedia: Çok bahsettiğim, neredeyse 3 bölümden fazla anlattığım Julia

"Cinler mi? Bloody Mary mi? Saçmalama?" Annemin söyleyişi üzerine, kafamı öne eğdim. "Hadi cinler'i bende arada duyuyorum da, asıl Bulodi mi ,mulodi mi, işte her neyse o'nu hiç duymadım o'ne öyle İngiliz korku filmi ismi gibi." Diye ekledi. Annem hâlâ işin dalgasındaydı.

Beğenmediği Bloody Mary'i o kadar araştırmıştım ki, yaktığı evler, öldürdüğü kişiler, işini bitirdiği kasabalar...

O'nu görmüştüm. Cinlerle konuşuyordu. Onlarla iş birliği yapıyordu. Bunu Julia'ya anlatmalıydım. O en yakın arkadaşımdı.

"Alo Julia, çabuk bize gel. Lütfen." "Geliyorum." Dediği gibi kapımın çarpması bir oldu.

"Kim var orada?" Dedim. Kendime güveniyordum. En azından öyle hissediyordum....

Kapıyı yavaşça açtım ve içeriye baktım. Kimsenin olmadığını görünce rahatça bir 'oh' çektim.

O sırada Julia'nın geldiğini fark ettim. Sadece bana bakıyordu. "Ne düşünüyorsun?" Dediğimde bakışlarını merdivene çevirdi. "O'nunla ortağım, ağzımdan bilgi çıkmaz."

Bu nasıl olabilirdi. Gerçekten imkansızdı. Ya da saçmalık. "Julia, sen benim en yakın arkadaşımsın, Bloody Mary mi? Ben mi?" Dediğim sırada birden Bloody Mary'e dönüştüğün gördüm.

"Hayır, hayır! Bırak beni!" Beni odaya doğru sürüklemeye başladı ve dolabı açtı.

Julia'nın ve annemin ölü bedenini gördüm. O sırada Julia konuşmaya başladı. "O, o, ben değildim. Ben olsam söylerdim." Gözümden akan yaşı durdurmaya çalışırken bana bıçakla bakan Bloody Mary'e acıyla baktım... üzgün değildim, Julia'nın ve annemin yanına gidecektim...

Ve çok tepki geldiği için bölümün devamı geldi, umarım beğenmişsinizdir. Bu arada 41. Bölümde kurgunun bana ait olduğunu belirtmek için güncelledim, yani bi'şey ekleyip çıkarmadım, bakmanıza gerek yok. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere.