2

484 47 18
                                    


Ashton'ın bateri çaldığını bilmiyordum ve onu çalarken görmeyi her şeyden çok istiyordum. Ama Michael ve Calum'a söylemeden önce kendimi onun numarasını tuşlarken buldum.

Çaldı.

Çaldı.

Çaldı.

Ve ahizede bir hışırtı olduktan sonra cevap geldi. "Alo?"

Gözlerimi kapadım ve karşıdan gelen Vera'nın sesini umursamamaya çalıştım. "Ah, Ashton'ı aramıştım. Çünkü aramamı istedi ve bende-"

"Ah, şey şuan duşta" diyerek kıkırdadı ve mideme yediğim tekmeyi görmezden geldim. "Eğer bir not bırakırsan ona iletirim." Dedi şirin sesiyle.

Ashton'ı anlayabiliyordum. Vera'nın sırf sesine bile tutulmuş olabilirdi.

"Hayır. Yani pek önemli değildi, herneyse kapatmalıyım." Dedim ve geri cevap beklemeden telefonu kapatarak yatağın üzerine doğru attım.

Kendimi sakinleştirmek ve buna alıştırmak için gözlerimi kapadım ve derin derin nefes alıp verdim. Neredeyse 5 aydır buna alışmaya çalışıyordum ama hala başaramamıştım. Koca 1 yıl boyunca Ashton'a sadece sarilabilirmenin hayallerini kurarken onun 5 aydır Vera'nın dudaklarını öpüşünü izlemiştim.

Acıtıyordu.

Mutfağa girip kendime sandviç hazırladım ve umursamamaya çalıştım. Odama geri döndüğümde yatağımın üzerindeki telefon titreşmekteydi.

Hızla telefonu açtım ve "Alo?" diye cevapladım.
"Alo?" Ashton'ın sesi ahizede duyulduğunda nefes almadan cevap verdim.

"Ah, ben Luke. Aramamı söylemiştin. "

"Hey Luke, yoksa bana iyi bir haber mi vereceksin" dedi gülerek.

Aynı şekilde gülerek cevap verdim. "Aslında sen ve ben ön prova alabiliriz diyecektim ve-"

"Bu harika olur" dedi heyecanla. "Ne zaman buluşmak istersin. "

Duvardaki saate baktım ve piercingimi dudaklarımın arasına aldım. "Bir kaç dakikaya çıkabilirim."

"Sana adresi mesaj atacağım" dedi yeniden gülerek. "Görüşürüz Luke" Dedi.

"Görüşürüz" dedim gülümseyerek ve telefonu kapattım.

Ashton'ın mesaj attığı adrese gitmem neredeyse yirmi dakika kadar sürmüştü. Arabanın arkasından gitarımı aldım ve eve doğru adımladım. Vera'nın orada olmamasını umuyordum.

Kapıyı Ashton açtı ve gülümseyerek içeri gelmem için kapıyı araladı. "İçecek bir şeyler ister misin?" Diye sordu montumu alırken.

"Belki bira?"

"Kesinlikle." Beni onayladı ve dolaptan iki bira alarak alt kata doğru ilerlerken onu takip ettim.

Merdivenlerden inerek bodrum katına ulaştığımızda nefesimin kesildiğini hissettim. Geniş odanın arka tarafı davul ve kablolarla doluyken odanın tam ortasında siyah bir deri koltuk bulunuyordu ve koltuğun karşısında da dev ekran bir televizyon konumlandırılmıştı. Televizyon ünitesindeki oyunlar, filmler ve konsolları şimdiden görebiliyordum.

Gitarımı koltuğun yan kısmına dayadım ve Ashton'ın uzattığı biranın kapağını açarak koltuğa oturdum. "Evin güzelmiş" dedim.

Gülümserken yanaklarında oluşan çizgiler hoşuma gitmişti. "Evet, ailem görevlerini parayla yerine getirebileceklerini düşündüler" dedi. Bakışlarının arkasındaki hüznü görebiliyordum. "Her neyse, başlamak ister misin?"

Through The Dark | lashton Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin