Crowley'i Cas'le hiç tanıştırmamalıydım. Bu başlı başına bir hataydı.
Cas, belli etmesede hiç sakin değildi. Sonuçta ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştı. Bu sarsıntıları gayet normaldi. Keşke göstermeseydim diye düşünüyordum. Çünkü Crowley pisliğin teki. Onunla uğraşabilirdi. Bu yüzden onu yalnız bırakmamalıydım.
Ben böyle düşünürken, Cas yanıma geldi ve oturdu. Eliyle koluma dokundu.
"Acıyor mu?"
Gülümseyerek ona baktım."Acımıyor. Merak etme iyiyim."
Rahatsız olmuştu. Bir şey söyleyecekmiş gibi bana baktı ama sustu."Bir şey mi söyleceksin?" Dedim.
"Dean. Ben merak ediyorum. Bunlar nasıl gerçek oluyor hala anlamış değilim ve bunlardan daha çok var mı?"
"Üzgünüm ama evet."
Korkuyordu. Anlayabiliyordum."Avcı olarak onları mı avlıyorsun yani?"
"Evet, Cas."
"Senin gibi avcılar var mı?"
"Var."
Sustu. Endişeliydi."Peki sana hiç zarar verdiler mi Dean?"
Sustum. Ona geçmişimi anlatamazdım. Anlatırsam benden uzaklaşırdı hatta terkederdi. Özellikle bir zamanlar şeytana dönüştüğümü ona söyleyemezdim. Derin bir nefes aldım.
"Bazen ama hafif şeyler."
Ayağa kalktı. Ona bakmaya devam etrim.